Sayfa Yükleniyor...
İnfaz indirimiyle ilgili düzenlemeleri içeren 3. Yargı Paketi ile birlikte 100 bin kişiye tahliye yolu açılırken, siyasi tutuklular kapsam dışı bırakılıyor
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Milliyetçi Hareket Partisinin(MHP) gündeme getirdiği ancak AK Parti’nin itirazları sonrasında rafa kalkan infaz yasası Kovid-19 salgını nedeniyle yeniden raftan indirildi. AK Parti ve MHP’nin birlikte hazırladığı 70 maddelik teklif, yakın zaman önce TBMM Başkanlığı’na sunuldu. İnfaz indirimiyle ilgili düzenlemeleri içeren 3. Yargı Paketi’nden yaklaşık 100 bin hükümlünün yararlanması öngörülüyor. Düzenlemede, cinsel suçlar, uyuşturucu suçları, kasten adam öldürme, kadına karşı şiddet ve terör suçları kapsam dışı bırakıldı. Böylece ‘terör suçları’ kapsamında cezaevlerine giren siyasi tutuklular da aftan yararlanamadı. İzmir Barosu İnsan Hakları Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Deman Güler ise sürecin bu boyutunu değerlendirerek, devletin suçun niteliğini tartışmaması gerektiğini dile getirdi. Koronavirüs salgınından sonra hızlı bir şekilde gündeme getirilen bu tasarının, özellikle insani ihtiyaçları öne almak zorunda olduğunu belirten Güler, ayrımcı bir yöntemle değil, insanı gözetmesi gerektiğini söyledi.
BAROLARLA İŞ BİRLİĞİ YAPILMADI
Güler, 3. Yargı Paketi’nin de önceki yargı paketleri süreçlerinde olduğu gibi hukuk örgütleriyle ve barolarla iş birliği yapılmadan hazırlandığını söyledi. 3. Yargı Paketi’nde özellikle ‘Devlete karşı suçlar’ adı altında nitelendirilen suçlara dair bir düzenlemenin yapılmadığını aktaran Güler, “Burada aslında eleştirilmesi gereken nokta, af denmese bile fiilli bir aftan bahsediliyor. Bir süredir zaten af yerine ceza indirimi uygulanıyor. Pakette ön görülen uygulamaya niteliği itibariyle af demek mümkün. Bu tür uygulamada temel prensip aslında toplumsal barışı sağlamak adına ‘devlete karşı işlenmiş suçlara’ da af getirilmelidir. Dünyada bunun örnekleri var. Ama bizde tam zıttı. Kişilere karşı işlenmiş suçlar ceza indirimi ya da affın konusu oluyor. Siyasi tutukluları kapsamayan bir durum, toplumsal gerilimin ortadan kaldırılmayacağına ya da iktidarın böyle bir irade sergilemeyeceğine dair bir durumu ortaya çıkartıyor” yorumunda bulundu. 3. Yargı Paketi’nin koronavirüs nedeniyle hızlı bir şekilde gündeme getirildiğinin altını çizen Güler, “Bu tasarı, özellikle insani ihtiyaçları öne almak zorunda. Burada suçun niteliği tartışmasından ziyade devletin alması gereken önlemler var” diye belirtti. Güler, sağlık krizinin yarattığı bir dönemde cezaevlerine yönelik ceza indirimlerini kapsayan bir yasa tasarısının, ayrımcı bir yöntemle değil, insanı gözetmesi gerektiğini söyledi.
Haber Merkezi