“Slovenya benim ikinci evim”

BURCU YANAR/ÖZEL HABER
Balkanlar ve Avrupa’nın gizli cenneti olarak anılan Slovenya, gölleri, nehirleri, dağları, ormanları, tarihi ve turistik güzellikleriyle birlikte yüzde 70’inin ormanlarla kaplı olduğu bilinen bir ülke. Üstelik sadece 20 bin kilometrelik bir yüz ölçümüne sahip. Kolpa Nehri, Bled Gölü, Ljubljana Kalesi, Predjama Şatosu, UNESCO dünya doğal ve kültürel miraslar listesinde yer almayı başaran Postojna Mağaraları, Skocjan Mağaraları ve daha pek çoğu ile sizlere muhteşem güzellikler sunuyor. Bu şirin ülkenin İzmir temsilcisi ise Slovenya İzmir Fahri Konsolosu Mahzar İzmiroğlu. İş dünyasının yakından tanıdığı ve Aile Şirketlerinde Profesyonellerle Yönetim, Aile Şirketlerinde Kariyer, Aile Şirketlerinde Gelecek Nesilin Hazırlanması, Aile Şirketlerinde Kuşaklararası Geçiş ve liderlik Devri, Aile Şirketlerinde Kurumsal Kimlik ve Yönetişim kitaplarının yazarı olan Slovenya İzmir Fahri Konsolosu Mahzar İzmiroğlu, fahri konsolos olma sürecini anlatarak Slovenya’yı neden ikinci evi gibi gördüğünü anlattı.



AKADEMİK HAYAT YERİNE İŞ YAŞAMINI SEÇTİ
İzmir doğumlu olan ve Dokuz Eylül Üniversitesinde doktora çalışmalarını gerçekleştirmiş olan İzmiroğlu, “Şu an iş hayatındaki birikimlerimi gençlerle paylaşabilmek adına üniversitelerde yarı zamanlı olarak dersler veriyorum. Ağırlıkla aile şirketleri ve onların sürdürülebilirliği konusunda İzmir Ekonomi Üniversitesinde dersler veriyorum. Bu konuda yazmış olduğum 5 tane kitabım var” diye belirterek neden akademik kariyer yerine iş hayatına atıldığını ise şu sözlerle anlattı: “Akademik hayat yerine iş hayatını tercih ettim. Neden akademik kariyer yapmayı tercih etmediniz diye sorarsanız iş hayatında daha bilinçli bir yönetim sağlamak adına eğitimin vereceği artı katkıları iş hayatına da yansıtmaya çalıştım. Onun için akademik yönü tercih etmedim.”



“İNSANA HUZUR VERİYOR”
Mahzaroğlu, öncelikle konsolosluk, büyükelçilik ve fahri konsolosluk hakkında şu bilgileri verdi: “Konsolosluk ve elçilik dünya koşullarında hep kariyer bazında yürüyen meslekler ve görevlerdir. Büyükelçilik veya konsolosluk açan ülkenin kendi resmi görevlileri yani kendi vatandaşları aslında bu işi yaparlar. Fakat bazı durumlarda büyükelçilikler tabi ki bu ana prensibin dışına çıkamaz ama konsolosluk olayında bizleri gönderen ülkeler yerel koşulların daha iyi bilinmesi ve oradaki ağırlıkla iş hayatı ve kültürel hayatta oranın yerel insanları olması sebebiyle daha iyi koordinasyon ile işleri yönlendirmede faydalı olabileceği düşüncesiyle uluslararası ortamda böyle bir müessese düzenlenir.” “Bizler fahri konsoloslar olarak o ülkenin vatandaşı olmasak da o ülkenin temsilcileri olarak kendi ülkemizde görev alıyoruz” diyen İzmiroğlu, “Bu görevin kapsamı sadece gönderen ülkenin ihtiyacı olan olayları onlara aktarmanın dışında her iki ülke arasındaki ticari, sosyal ve kültürel ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunmaktır” diye konuştu. 16 yıldır fahri konsolosluk görevini yürüttüğünün altını çizen Mahzaroğlu, “Slovenya’nın insana huzur veren bir yapısı var. İnsanların eğitim düzeyleri çok iyi. Türklere karşı bakış açıları çok düzgün. Ben oraya gittiğim zaman kendimi hiç yabancı ülkedeymiş gibi hissetmiyorum. Orayı temsil ettiğim için de ikinci evim olarak görüyorum. İnsanın yaptığı işle bir gönül bağı olmalı ki yaptığı işi keyifle ve zevkle yapsın ve bunun bir sürekliliği olsun. Biz fahri konsoloslar gönüllü birer elçiyiz. Bu işi herhangi bir bedel karşılığında yapmıyoruz” diye belirtti.


 

Haber Merkezi