- Gündem
- 20.10.2025 13:35
Soyer’den cezaevinden mesaj: “Tahliye beklentimi sürdürüyorum”
İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer, cezaevinden yaptığı açıklamada tahliye beklentisini yinelerken, aynı zamanda yerel yönetimlerin güçlendirilmesi adıma çalışma başlattığını duyurdu
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : MERVE AĞRIÇ

İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer, İZBETON soruşturması kapsamında tutuklu bulunduğu cezaevinden dikkat çeken bir açıklama yaptı. 1 Temmuz’da başlayan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 157 kişiden sadece 3’ünün tutuklu kaldığını hatırlatan Soyer, hakkındaki suçlamaların dayanaklarını sorgulayarak tahliye beklentisini yineledi. Soyer, “Belediyeyi ve İZBETON’u kim için, nasıl dolandırdık?” diye sordu. Tek kişilik hücresinde geçirdiği 112 günde 34 kitap okuduğunu belirten Soyer, yeni dönemde özellikle yerel yönetimlerin güçlendirilmesine yönelik bir kent politikası üzerinde çalışacağını ve bu doğrultuda kamuoyunun da katkılarını beklediğini açıkladı.
TAHLİYE BEKLENTİMİZİ SÜRDÜRÜYORUM
İZBETON Soruşturması’nda gözaltına alınan 157 kişi içinden, tutuklu olarak sadece 3 kişi kaldığını vurgulayan ve kendisinin de içinde bulunduğu bu 3 kişinin belirtilen suçları işlemesinin mümkün olmayacağını söyleyen Soyer, “1 Temmuzda 157 kişinin gözaltına alınmasıyla başlayan davada bugün itibarıyla tutukluluğu devam eden 3 kişi kaldık. Peyderpey özgürlüklerine kavuşan tüm arkadaşlarımız için çok mutluyum. Mevcut durumu kısaca özetlemek gerekirse; hakkımızdaki iddianame “kamu kurumunu araç kullanarak dolandırmak” iddiasını taşıyordu. Son tahliyelerle başka hiç tutuklu kalmadığına göre, “kuvvetli suç şüphesi taşıyan” ben dahil bu 3 kişinin; kime menfaat temin etmek için, hangi hileleri kullanarak, hangi kasıtla ve kimi aracı kullanarak dolandırıcılık yaptığı sorularının hepsi, tamamen cevapsız kalmış oluyor. Öyle ya; kooperatiflerden tutuklu kimse kalmadığına göre, yani kuvvetli suç şüphesi ortadan kalktığından ve şahsi bir çıkar ve menfaat elde etmediğimiz iddianamede yazıldığına göre, Belediyeyi ve İzbeton’u kim için, nasıl dolandırdık? Dilerim 9 Aralık’a kadar herkes bu sorunun cevapsız kaldığını görür. Duruşmada da söylediğim gibi; mahkemenin terazisine güvenimi koruyor tahliye beklentimizi sürdürüyorum. 14 Ekim’de tahliye olmadığıma göre, tek kişilik hücremde geçireceğim yeni bir zaman dilimi doğdu. Bu süreci en iyi şekilde değerlendirebilmek için bir karar verdim. Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Geçen 112 günde romandan felsefeye, mitolojiden tarihe, denemeden şiire, farklı türlerde 34 kitap okudum. Yine okuyacağım çok kitap var, ama bu dönemde özellikle bir konuya odaklanacağım. Bildiğiniz gibi ben hep yerel siyasetin önemine ve değerine vurgu yapan bir siyasetçi oldum. 10 yıl önce, Seferihisar Belediye Başkanı iken, 2015 Paris İklim Zirvesine tüm dünyadan davet edilen 400 belediye başkanından biri olmuştum” dedi.
MERKEZİ BASKI YERELİ DİZGİNLİYOR
“Hiç unutmuyorum Robert Redford ve Leonardo Di Caprio ile aynı sırada oturmuştuk. O gün yaptığım konuşmadan kısa bir bölüm paylaşmak istiyorum.” diyerek sözlerine devam eden ve ‘Yeni Bir Kent Politikası’ başlığı altında fikirlerini dile getiren Soyer, “Küresel İklim krizinin, devlet başkanlarının, hükümetlerin alacakları kararlarla çözülemeyeceği anlaşılmış ve ilk kez bir iklim zirvesine belediye başkanlarının katılmasına karar verilmiştir. Yani global krizlerle, yukarıdan aşağıya verilecek talimatlarla ya da sadece çıkartılacak yasalarla değil, aşağıdan yukarıya üretilecek çözümlerle yani katılımcılıkla ve yerelden çözüm üretilebileceği anlaşılmıştır. ” Bu zirveden sonra yerel yönetimlerin ne kadar kıymetli olabileceğini daha iyi anladım. Seferihisar’da, Sakin (Yavaş) Şehir uygulamasıyla; İzmir Büyükşehir’de, Sünger Kent, Acil Çözüm Ekibi, Çoban Haritası, mahalle bostanları, Masal Evleri vb. bir çok proje ve uygulamayla; daima bu bilinçle çalıştım. O zirvede tanıştığım Paris Belediye Başkan yardımcısı; “Fransa’da 36.000 Belediye var, her birinin ortalama 15 meclis üyesi olduğunu göz önüne alınırsa, Fransa’da her gün yaklaşık en az 500.000 kişi ‘Ben bugün şehrim için ne yapabilirim?’ diye güne başlar.” demişti. Bu sözlerin ne kadar anlamlı olduğunu düşünmüştüm. Oysa bizde 2016 yılında çıkan bir yasa ile 16.000 köy, hüviyetleri yok edilerek mahalleye dönüştürüldü. Her geçen gün yerel yönetimlerin gücünü azaltacak kararlar ortaya çıkmaya başladı. Bugün hem yerel yönetimler üzerindeki mali ve siyasi baskılar hem de hazırlanan yeni yerel yönetim mevzuat düzenlemelerine dair duyulanlar, merkezi otoritenin gücünü arttıran, yerel yönetimleri dizginleyen bir gelecek tasarlandığını gösteriyor. Bu durumda küresel krizlere çözümler bağlamında ve “sosyal devlet” gibi vatandaşı daha çok koruyan, kollayan bir yönetim yaratabilmek için; yerel yönetimlerin yetki, görev ve sorumluluklarını yeniden konumlandıracak bir bakış açısına ihtiyaç olduğuna inanıyorum” şeklinde konuştu.
SOSYAL DEVLET YERELDE BAŞLAR
Bir devletin sosyal devlet olmaya öncelikle, yerelden başlaması gerektiğini savunan Soyer, “Mevcut devlet yapısı bu kapasiteyi yeniden kendiliğinden kazanamayacak kadar değişti. Bunu değiştirmenin yolu sosyal adalet temelli bir kent politikası olabilir. Bunun için; a. Kamu kavramının ilgasıyla ortadan kalkan politik yurttaşlığın geri kazanımı için sosyal yurttaşlığın inşası kent politikası ile nasıl mümkün olur? b. Eşitlik ve özgürlük bağlantısı, hemşerilik bağı çerçevesinde nasıl kurulabilir? c. Demokratik bir ulusa evrilecek, demokratik bir toplum yaratılması için nasıl bir yerel yönetim tasarımı ortaya konulabilir? Bu sorular üzerine çalışmayı, kafa yormayı ve bulunacak cevapların ilham verici, yol gösterici olmasını arzu ediyorum. Sizlerden bu sorular çerçevesindeki düşüncelerinizi önerilerinizi yazmanızı rica ediyorum. Önerebileceğiniz makale veya kitap varsa onları da yazmanız, göndermeniz bu çalışma için çok yararlı olacaktır. Öğrendiklerimi, geliştirdiklerimi elbette sizlerle de paylaşacağım. Şimdiden zahmetleriniz için çok teşekkür ediyorum. Sağlıcakla kalın..! Tunç Soyer İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu Koğuş B/63 Buca – Kırklar” açıklamasında bulundu.
Kaynak : MERVE AĞRIÇ