Sayfa Yükleniyor...
Türkiyenin Suriye sınırında hareketli günler yaşanmaya devam ediyor. Yaşanan gelişmelerin ardından Türkiyenin Suriyede bir kara harekatı başlatıp başlatmayacağı tartışılıyor
E. ÇAĞLA GENİŞ
Suriye sınırında son günlerde yaşanan gelişmeler üzerine sınır bölgesindeki askeri birlikler teyakkuz haline geçti. Geçtiğimiz günlerde IŞİD kontrolündeki Cerablus'tan atılan havan mermilerinin düştüğü Gaziantep'in Karkamış İlçesinde hareketli günler yaşanıyor.
İlçede güvenlik önlemleri artırılırken, emniyet güçleri ilçeye giriş yapan araçlarda arama ve kimlik kontrolü yapıyor. Sınır hattında bulunan birliklerde ise radarlarla 24 saat aralıksız olarak gözetleme gerçekleştiriliyor. Mevzilenen füze rampalarının aktif halde beklediği sınırda, tanklar da hazır tutuluyor. Sınırda nöbet tutan askerler, özel güvenlik bölgesi ilan edilen alanlarda araçların kontrollü geçişini sağlıyor.
GÜVENLİK VE TERÖR UZMANI YORUMLADI
Bölgedeki gelişmeleri gazetemize değerlendiren Güvenlik ve Terör Uzmanı Prof.Dr. Ercan Çitlioğlu, Amerikanın başından beri kararsız duruşuna karşın Rusyanın Suriyedeki askeri varlığını konsolide etmesinin temel nedenlerinin yeniden emperyal bir güç olma isteğini ve kendisine çok uzun süredir giremediği Ortadoğuda bir alan açmak olduğunu belirtti. Suriyeye yönelik kara harekatı tartışmalarını yorumlayan Çitlioğlu, Birleşmiş Milletler veya NATO kararı olmadan Suriyeye girilmesinin meşru bir temeli olmadığını kaydetti. Türkiyedeki terör olaylarının artmasında Suriyedeki gelişmelerin doğrudan etkisi olduğuna da dikkat çeken Çitlioğlu, sınıra bitişik bölgede koridor oluşması halinde Türkiyedeki terör olaylarının daha da tırmanabileceğini ifade etti.
ORDU SURİYEYE GİRER Mİ?
Güvenlik ve Terör Uzmanı Prof.Dr. Ercan Çitlioğlu, Türkiyenin Suriyeye yönelik bir kara harekatı başlatıp başlatmayacağı tartışmalarını yorumladı. Suriyede sadece Türkiyenin değil herhangi bir ülkenin kara harekatına girişebilmesi için bu harekatın bir meşruiyet temelinde olması gerektiğini vurgulayan Çitlioğlu, Bu temel içinde Birleşmiş Milletler kararı veya NATOnun böyle bir karar alması gerekir. Birleşmiş Milletler veya NATOnun bir kararı olmadan herhangi bir ülkenin tek başına Suriyeye kara harekatına girişmesinin meşru bir temeli olmaz. Dolayısıyla Türkiyenin kara harekatı yapacağı konusundaki spekülasyonların uluslararası hukuk bağlamında bir dayanağının olmadığını bilmemiz gerekiyor. O nedenle şu aşamada Türkiyenin kendi sınırlarına ve kendi egemenlik alanlarına Suriyeden ciddi bir tehdit mesajı alınmadığı sürece kendi güvenliğini sağlama anlamında bir kara harekatına girişeceğine ihtimal vermiyorum dedi.
BOŞLUĞU RUSYA DOLDURUYOR
Rusyanın bölgede konumlanması ve hedefinin son derece açık olmakla birlikte ABDnin sürecin başından beri kararsız, yani ne yapacağını tam kararlaştırmış bir politikasının olmadığına dikkat çeken Çitlioğlu, Rusyanın Suriyedeki askeri varlığını konsolide etmesinin temel nedenlerinden bir tanesi, yeniden emperyal bir güç olma isteğini ve Rus politikalarını ortaya koymak ve kendisine çok uzun süredir giremediği Ortadoğuda bir alan açmak. Dolaysıyla Rusyanın öncelikli hedefinin IŞİDle mücadele olduğunu söyleyebilmek mümkün değil. Bu nedenle Esad ve Baas rejiminin Suriyede devamından yana bir tavır aldığını ve bütün politikasını da bunun üzerinden inşa ettiğini görüyoruz. Amerikanın özellikle başkanlık seçimlerinin yaklaştığı bir dönemde Amerikayı bölgede sorumluluk altına sokacak ve angaje edebilecek girişimlerden de kaçınmasının yarattığı boşluğu Rusyanın çok iyi doldurduğuna tanık oluyoruz. O nedenle Amerikanın kararsız tavrının Rusyanın Suriyedeki politikalarına yardımcı olduğunu söylemek mümkün ifadelerini kullandı.
KORİDOR OLUŞURSA TERÖR TIRMANIR
Bölgede yaşanan hareketli gelişmelerin tırmanan yurtiçi terör olaylarındaki etkisine de değinen Çitlioğlu, Türkiyedeki terör olaylarının artmasında ve tırmanmasında Suriyedeki gelişmelerin doğrudan etkisi olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Özellikle PYDnin Türkiye sınırına bitişik bölgede bir koridor oluşturması ve Cerablus bölgesini de kontrol altına alması halinde bunun Türkiye için çok ciddi bir tehdit algılaması olduğu konusunda tereddüt yok. Böyle bir koridor oluşur ise bunun yakın gelecekte Türkiyenin Güneydoğu Bölgesindeki olayları daha da tırmandırıcı bir nitelik kazanacağı kesindir. Türkiyenin bu konudaki tehdit algısının doğru bir saptama olduğunu söylemek mümkün şeklinde açıklama yaptı.
Haber Merkezi