Sayfa Yükleniyor...
Yunanistan’da 21, Sırbistan’da ise 25 kişinin ölümüne neden olan “Batı Nil Virüsü” endişelendiriyor. Uzman Doktor Mustafa Torun ülkemizde de böyle durumların yaşanmaması için önlem alınması gerektiğini söyleyerek açıklamalarda bulundu
YUSUF ÇAĞIRTEKİN - ÖZEL HABER
Geçtiğimiz günlerde Yunanistan’da sivrisinekler ile yayılan Batı Nil Virüsü, ülkede şu ana kadar 21 kişinin ölümüne sebep olduğu öğrenilirken, aynı virüsün Sırbistan’da ise 25 kişinin ölmesine sebep olduğu bilgisine ulaşıldı. Balkanlarda ve Avrupa’da yaşanan Batı Nil Virüsü paniğinin ardından birçok ülkenin virüse karşı önlem alma çalışmaları alması beklenirken, Türkiye’nin de önlem alması gerektiğini ifade eden Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Mustafa Torun, Batı Nil Virüsü ile ilgili okuyucularımıza önemli bilgiler verdi. Torun, “Batı Nil’in komşuda bu kadar can alması elbette ki bizi de harekete geçirmesi gerekiyor. Aksi takdirde buna benzer senaryolar yaşayamayacağımızın garantisini kimse veremez” dedi.
EN ÇOK HAZİRAN-EYLÜL ARASINDA
Batı Nil Virüsünün arbovirüs grubunda yer alan virüslerin neden olduğu ve en sık enfekte sivrisineklerle bulaşan bir enfeksiyon hastalığı olduğunu ifade eden Mustafa Torun, “İnsanların çoğu Batı Nil Virüsü (BNV) ile enfekte sivrisineğin ısırması ile hastalanırlar. Sivrisinekler virüsü kanıyla beslendikleri kuşlardan alarak insanlara ve diğer hayvanlara bulaştırırlar. En çok haziran- eylül döneminde bulaştığını söyleyebiliriz. Gebelik, doğum veya emzirme esnasında anneden bebeğine, kan verilmesi, organ nakilleri, laboratuvarda maruziyet gibi durumlar da diğer bulaşma yollarıdır. Kuluçka süresi 2-14 gün, sıklıkla 2-6 gündür. Bu süre bazı tıbbi nedenlerle bağışıklık sistemleri etkilenmiş kişilerde daha uzun olabilir” diye konuştu.
BATI NİL’İN BELİRTİLERİ
Batı Nil Virüsü ile enfekte olmuş insanların çoğunda (yüzde 70-80) hiçbir belirti görülmediğini belirten Mustafa Torun, “Bazı kişilerde ateşli bir hastalık tablosu gelişir. Virüsü almış yaklaşık her 5 kişiden 1’inde ateşle beraber ishal, kusma, eklem ağrıları, baş ağrısı, vücut ağrıları veya döküntü gibi diğer belirtiler gelişebilir. Çoğu kişi bu tip Batı Nil Ateşi hastalığından tamamen kurtulur ancak yorgunluk ve halsizlik haftalar veya aylarca devam edebilir. Az sayıda kişide şiddetli belirtiler olabilir. Virüs bulaşmış kişilerin yüzde 1’inden azında beyin iltihabı veya menenjit (beyin ve omurilik zarı iltihabı) gibi ciddi bir nörolojik hastalık gelişir. Nörolojik hastalık belirtileri; baş ağrısı, yüksek ateş, ense sertliği, oryantasyon bozukluğu, koma, titremeler, nöbetler veya felçtir. Bu ağır hastalıktan kurtulmak birkaç hafta veya aylar sürebilir. Bazı nörolojik hasarlar kalıcı olabilir. BNV adı verilen bir etken yüzünden nörolojik tablo meydana gelen hastaların yüzde 10’u ölür. Kanser, diyabet, hipertansiyon ve böbrek hastalıkları gibi bazı sağlık sorunları bulunan insanlar, ciddi hastalık tablosu açısından daha büyük risk altındadırlar.
TANI VE TEDAVİSİ
Hastalığın tanısı ve tedavisi hakkında da bilgiler aktaran Mustafa Torun, “Klinik belirti ve bulgular ile kan ve omurilik sıvısı testleri gibi özel laboratuvar testleriyle tanı konur. Bu testler tipik olarak viral enfeksiyona karşı bağışıklık sisteminin ürettiği antikorları tespit ederek sonuca ulaşır. Batı Nil Ateşinin tedavisi için ilaç ve hastalıktan korunmak için aşı yoktur. Ağrı gibi bazı belirtilerin etkisini azaltmak ve ateşi düşürmek için ağrı kesici-ateş düşürücü kullanılabilir. Hafif belirtilere sahip hastaların bir kısmı tipik olarak kendiliğinden iyileşir, bazı belirtiler ise birkaç hafta sürebilir. Daha ciddi vakaları, genellikle tıbbi bakım ve destekleyici tedaviler için hastaneye yatırmak gerekir. Sürekli seyahat edenler için riskin fazla olduğunu söyleyebiliriz. Hastalık çok geniş bir coğrafi dağılım gösterir. Virüsün Avrupa, Ortadoğu, Avustralya, Asya’nın bazı bölgeleri ve Afrika’da yayıldığı bildirilmiştir. Kuzey Amerika’da ilk kez 1999 yılında tespit edilmiştir ve o zamandan beri ABD ve Kanada’da yaygındır” ifadelerini kullandı.
KORUNMA İÇİN NE YAPABİLİRİZ?
Avrupa’da birçok insanın ölümüne sebep olan Batı Nil Virüsünü önleminin yollarını açıklayan Mustafa Torun, hastalığı önlemenin en etkili yolunun sivrisinek ısırıklarını engellemek olduğunu belirtti. Torun, “Dışarı çıktığınızda böcek kovucular kullanın. DEET, picaradin, IR3535 ve bazı limon okaliptüs ağacı yağı ile para-menthane-diol ürünlerinden birini içeren kovucular, uzun süreli koruma sağlar. Sivrisineklerin pek çoğunun en aktif olduğu akşam karanlığında uzun kollu giysiler ve pantolon giyin. Kapı ve pencerelerinize sineklik takın veya var olanları onarın, varsa klima kullanın. Kaldığınız yerin çevresindeki sivrisineklerin sayısının azaltılmasına yardım edin; çiçeklik, oluklar, kovalar, havuz örtüleri, evcil hayvan ve kuşların su ve yemek kaplarının içinde birikmiş suları boşaltın. Seyahat edenler ise seyahat dönüşü eğer kendisini hasta hissediyorsa hemen hekiminize veya bir sağlık kuruluşuna başvurun” değerlendirmelerinde bulundu.