- Gündem
- 20.04.2025 21:02
İzmirde yaşayan yürüme engelli Özgür Yetkin ve antrenörü Gökmen Aras, Wings For Life Koşusunda birlikte mücadele ederek tekerlekli sandalye erkekler kategorisinde 32.1 kmlik performansla birinci oldular. Koşu boyunca motivasyonlarını asla kaybetmeyerek tek vücut olan iki sporcu, engelleri koşarak aştı
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
İzmirde yaşayan 41 yaşındaki yürüme engelli Özgür Yetkin, engeline rağmen sosyal hayatı ve azmi ile eve hapsolan engelli bireyler için önemli bir örnek teşkil ediyor. Çiğli Belediyesi'nde memur olarak çalışan Özgür, evli ve bir çocuk babası. Çiğli Belediyesi'nde engelliler masasının kurulmasına ön ayak olmakla beraber tiyatro ve sporla da uğraşıyor. Spor yapmayı çok seven Özgür, uzun dönem Karşıyaka Tekerlekli Sandalye Basketbol Kulübü'nde oynadı. Kolunda yer eden sakatlık riski sebebiyle bırakmak zorunda kaldığı basketbolu hobi düzeyinde sürdüren Özgür, aynı zamanda tekerlekli sandalye koşusu da yapıyor. Dünyanın en büyük yardım koşularından biri olan Wings For Life Koşusuna katılan 35 tekerlekli sandalyeli sporcudan biri olan Özgür ve onun tekerlekli sandalyesini çekerek koşan Gökmen bu yılkı yarışta Pınar Karşıyaka'nın kurduğu Karşıyaka One Team adına yarışarak birinci oldular.
DEZAVANTAJLI İNSANLAR UNUTULUYOR
2 yaşında geçirdiği havale sonucu yürüme yeteneğini kaydeden Özgür, engelini kendi bireyselliğinden çıkararak herkes için projeler üretmeye çalışıyor. Engelli bir birey olarak günlük hayatta yaşadığı sıkıntıları dile getiren Özgür, şunları söyledi: Özgürlükler anlamında İzmir güzel bir şehir ama engelliler ve yaşlılar açısından öyle değil. Her yer köstebek yuvası, dezavantajlı insanlar unutuluyor. Kentler engelliler için ulaşılabilir olamayınca her şey etkileniyor. Okula gitmekte zorlandığınız için okula gidemiyorsunuz. Günümüzde aileler, çocukları dışarı çıksın; parkta oynasın istiyorlar. Küçükken annem beni zorla evde tutmak isterdi. Çünkü her dışarı çıkışımda kaşımı gözümü yarardım. O dönem sokağa çıkmasaydım belki de şuan yalnızca kendi dünyasında yaşayan bir insan olurdum. Ben çok sosyal bir insan olarak yaşadım ve birçok engellinin problemlerinden kurtulmasının yegane şartını sosyal olmalarında bağlıyorum.
AİKİDO ÖĞRENİYOR
Spor yapmayı çok seven Özgür, her engelli bireyin sağlığı için sporu hayatına sokması gerektiğine dikkat çekerek, Uzunca bir dönem Karşıyaka Tekerlekli Sandalye Kulübünde oynadım. Bu kulüpteki yöneticiler bizlere hep yol göstererek önümüzü açtılar. O zamanlar binek sandalye dediğimiz hastanelerde kapı önünde duran sandalyelerle basketbol oynamaya gayret gösterirdik. Zamanla yapılan bağışlarla bizlere basketbol sandalyeleri verildi. Onlarla birçok engelli gencin önünü açtılar. Yaklaşık 1,5 ay önce yeni bir şeyi keşfettim ve aikidoya başladım. Oğlumu kayıt ettirirken, oğlunu alırız ama sen ne zaman başlıyorsun dediler. Aikido, bir engellinin kendi iç dinamiklerini harekete geçirmesi ve kendi potansiyelini bilmesi açısından çok önemli. Bende psikolojik yetersizlik kavramı yoktur ama birçok insanda bu vardır. Engelliler, sporun herhangi bir dalıyla uğraşarak psikolojik dayanıklılıklarını artırabilirler. Ben şuanda aikidoyu keşfetmeye çalışıyorum. Bunlar haricinde bir de koşu var hayatımda dedi.
TEK VÜCUT OLDUK
Özgür, antrenörü Gökmen ile birlikte yarışa hazırlanma süreçlerini şöyle anlattı: Gökmen ile yaklaşık 1 sene boyunca yarışa hazırlandık. Yağmurda da, soğuk havada da antrenmanları hiç ihmal etmedik. Koşu esnasında sandalyeyi kollarımla ittiğim için evde de kendimce direnç lastiklerimle kollarımı çalıştırırdım. Bu seneki yarışta birinci olacağımızı biliyordum. Ama kilometre olarak biraz daha uzun mesafeyi hedeflemiştik. Ama yarış güzergahındaki köprülerin üzerine çıkarken kot farkları bizi çok yordu. İkimiz birbirimize elimizden geldiğince destek olduk. Onun bacaklarını kendimin diye düşündüm. Kollarımı kattım işin içine. Bacaklarım işe yaramıyor, ama kollarımı ve bütün bedenimi ona nasıl katkısı olur diye onunla adeta tek vücut olduk. Çünkü bu bir takım işiydi. Takım ruhuyla yarıştık.
DÜŞTÜ AMA KOŞUYU BIRAKMADI
Koşu sırasında yaşadıkları talihsizliğe rağmen motivasyonlarını toparlayarak yarışa devam ettiklerini belirten Özgür, o anları şöyle anlattı: Kenarda bizlere su ve çeşitli malzemeler sağlayan arkadaşlardan biriyle çarpıştık. Sandalyenin önü kalktı ve ben arkaya doğru düştüm. Kafamı vurdum ama kalktım. Elimle ensemi yokladım baktım kan yok, yarışa devam ettim. Amacımız devam etmekti. Bu sosyal bir etkinlik, aşırı hırsa gerek yok. Bir eğlence şeklinde gerçekleşmeli. Benim farkındalık uyandırmak adına hayata geçirmek istediğim başka projelerim de var. O projelerime hayata geçirebilmek için bana yol açacak şey bu yarıştaki başarıydı. Beni yarışa motive eden şey buydu. Bunu yapabilirsem devamı gelecekti.
KOLLARIYLA PEDAL ÇEVİRECEK
Handbike olarak bilinen ve pedalın kol gücüyle çevrildiği özel bir bisiklet türüyle İzmir'den Ankara'ya gitmeyi amaçlayan Özgür, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne kadar ulaşıp hazırladığı kapsamlı bir engelli raporunu milletvekillerine teslim etmeyi planlıyor. Projenin hayata geçmesi için sponsora ihtiyacı olduğunu söyleyen Yetkin, pek çok firmayla irtibata geçtiğini fakat yanıt alamadığını söyledi. Gerçekleştirmek istediği sosyal sorumluluk projesi ile ilgili konuşan Yetkin, Bu tarz bisikletlerin normal bisikletler gibi müsabaka boyutuna taşınması ve paralimpik oyunlara katılabilmek adına söz konusu branşın Türkiye Bisiklet Federasyonu tarafından tanınmasını sağlamak istiyorum. Ülkemizde de bununla ilgili yarışlar olsun, etkinlikler düzenlensin dedi.
SÜRÜNEREK DE OLSA RAMPAYI ÇIKSINLAR
Engelli bireylerin evlerine kapanmamaları ve sosyal hayatta yerlerini alarak mücadele etmeleri gerektiğini söyleyen Özgür, Küçükken hayal kurmayı çok seven bir insandım. Acaba benim de bir eşim olur mu derdim hep. Şimdi çok sevdiğim ve değer verdiğim bir eşim var. Bir oğlum var. Ulaşılabilirlik adına bir otomobilim olsun isterdim. Üçüncü otomobilimi aldım. Mutlu bir insan olmak isterdim, sahip olduğum şeyler şuan mutlu olmama yetiyor. Teknolojiyi yaşadığımız bir çağda insanlar artık köylere ve dağlara kaçıyorlar. Hiç dışarı çıkmayan engellilerimiz var. Ben kendi engelimle doğaya çıkacağım, tek başıma olacağım. Kendimi keşfedeceğim. Normal bir insan doğada tek başına yaşama konusunda zorlanırken ben biraz daha kendi sınırlarımı keşfetmeye çalışacağım. Birçok engelli hala kapının önüne çıkmaya korkuyorlar. Orada bir rampa mı var? Boşversinler. Çok takılmasınlar. Sürünerek de olsa o rampayı çıksınlar. Şu giydiğim eşofman benim bedenime uygun dikilmiş bir eşofman değil. Sağlıklı bireyler için dikilmiş bir eşofmanı ben kendime uyarlıyorum ve kendimi size böyle ifade ediyorum. Bizlerin kendimizi ifade edebilmemiz için bir dünya yok. Her şey sağlıklı için hazır ve bizler oraya adapte edilmeye çalışılıyoruz. Bizlere özel bir dünya neden yok? Her şey ulaşılabilir herkesin hedefleri var önemli olan o noktaya ulaşmak ifadelerini kullandı.
BİZ BİR TAKIMIZ
41 yaşındaki Gökmen Aras ise, antrenörlük yapıyor ve şimdiye kadar yurtdışı da dahil bin civarında koşuda yarıştı. Gökmen, Wings For Life Koşusuna ilk olarak geçen yıl bireysel olarak katıldı ve 5inci oldu. Koşunun bu yılki tanışma partisinde engelli bir sporcuyla yaptığı sohbetin ardından yarışa katılarak tekerlekli sandalye çekmeye karar verdiğini anlatan Gökmen, şunları söyledi: Bu sene de teklif geldiğinde tanışma partisine katıldım. Orada tanıştığım engelli bir arkadaşla sohbet ettikten sonra ben kesinlikle yarışa katılacağım ve sandalye çekeceğim dedim. Hemen belimi kuvvetlendirecek antrenmanlar yapmaya başladım. Bu sene yarışmaya katılım çok iyiydi. Bu böyle devam ettiği sürece 3-4 yıl sonra inanılmaz bir etki yaratmaya başlayacak. Dün yarışı kazanınca sevinçten ağladım çünkü öyle zorlandığım anlar vardı ki rampa çıkarken Ama asla koşuyu bırakmadım. Arkama baktığımda özgür öyle bir mücadele ediyordu ki ben onu asla bırakamazdım! Biz bir takımız. Özgür yarış esnasında sırtıma ve bacaklarıma arkadan su atıyordu. Bu benim koşu esnasında yapmak istediğim ama yapamadığım şeyler. Mümkün oldukça ve uygun oldukça birlikte yarışlara katılmaya devam edeceğiz. Tek başıma koşmamın bana çok büyük bir katkısı olduğunu düşünmüyorum. Ama Özgür ile çalışırken mental gücüm ve aşı eşiğim artıyor.
ACIMAYIN, HAYATLARINI KOLAYLAŞTIRIN
Kendi ailesinde de engelli bireyler olduğunu, bu yüzden yaşadıkları sorunlarını çok iyi bildiğini anlatan Gökmen, Engellilerin sıkıntılarını derinden bilen birisiyim çünkü ben bir belediye çalışanı gibi asfaltların ne durumda olduğunu biliyorum. Tek tek hangi taşın yerinde olmadığını söylerim. Yavaş yavaş düzeliyor ama insanlar engelli olmadan engellilerin sıkıntılarını tam anlamıyla anlayamıyor. Benim de rahmetli anneannem engel yaşadı, ayağı kesildi. İnsanlar başlarına gelmeden bu durumun farkında olmuyorlar. Hepimiz birer engelli adayıyız. İnsanların başına ne zaman ne geleceği belli değil ama bu bilinci bizim onlara aşılamamız gerekiyor. Ben bunu kendime misyon edinmiş durumdayım şuan. Hayata bakışım inanılmaz değişti. Bizim yürümemizi koşmamıza rağmen mutsuz olduğumuz anlar oluyor. Fakat onların neşesi beni çok etkiliyor. Engelli diye üzülmek de çok yanlış. Acınacak bir durum yok. Engellilere acımayın onların hayatlarını kolaylaştırın. Biz bunu yapamıyoruz diye konuştu.