- Gündem
- 06.07.2025 23:34
İzmir’in eski Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, tutukluluğunun ardından kaleme aldığı ilk günlüğünü sosyal medya hesabından paylaştı.
Hakkındaki soruşturma kapsamında tutuklanarak İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’na gönderilen eski Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, cezaevinden yazdığı ilk uzun günlüğü X sosyal medya hesabından paylaştı.
Tunç Soyer, “Cezaevi Günlüğü” başlığıyla sosyal medya hesabından yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:
“Bugün Pazar
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.”
Diyor Nazım, 1938’de Ankara Cezaevinde.
Bugün benim de cezaevinde ilk pazarım. Pazar günlerine randevu koymamayı, iş çıkarmamayı ve evde ailemle beraber olmayı isterdim. Her zaman beceremesem de bunun hayali bile beni mutlu ederdi.
Bu pazar ne iş var ne de ev…!
Böyle bir nostaljiyle hafif hüzünlü başladım güne. Sabah 08:00 sayımından sonra avlunun demir kapısı açıldı. Kısa kenarı 5, uzun kenarı 11 adımlık yeni koşu parkuruma çıktım. Bir buçuk saatte toplam 330 tur atarak her zamanki gibi yaklaşık 10.000 adımlık performansımı tamamladım.
27 senedir hemen hemen her sabah yaptığım spora ilk kez 6 gün üst üste ara vermiştim. Tekrar sahalara dönmek çok iyi geldi. Gerçi biraz başım döndü :)) ama burada spora devam edebileceğimi görmüş olmak harika oldu.
Sıkı terle beraber ne gam kaldı ne keder.
İnsanın kendisine yapacağı en büyük iyiliğin sabah sporu olduğuna dair inancım bir kez daha kanıtlanmış oldu.
Öğlenden sonra 2 can yoldaşım İsmet Köymen ve Murat Aydın geldiler. Uzmanlıkları farklı alanlarda yoğunlaşmış olsa da, ortak paydaları; derin hukuk bilgileri, yüksek ahlakları, sağlam dünya görüşleri ve mesleklerini aşkla yapıyor olmaları. Çok sevgili avukat dostum Özkan Yücel’le beraber, 7 saatlik Emniyet sorgumdaki duruşları ve mahkeme salonunda yaptıkları savunma ders niteliğindeydi. Kendi savunmamı yaptıktan sonra üçünü de hayranlıkla izledim. Eğer savunma adil olsaydı, o savunma benim özgürlük biletim olurdu. Her üçüne de tek kelimeyle minnettarım. İyi ki dost olmuşuz, iyi ki hukukçu olarak yanımdalar.
Bugün bir başka hukukçu çok kıymetli avukatım Defnem yine geldi. Gözaltında geçirdiğim 72 saatte ben içeride o ise, zaman zaman içeri girmeyi de başararak binanın dışındaydı hep. Adliyede de, cezaevindeki ilk günümde de yanımdaydı. Annesi ve ablası, bu kadar sık görüşebiliyor olmamızı biraz kıskanıyorlar galiba ama yapacak bir şey yok, onlar da avukatlığı meslek olarak seçselermiş keşke. :)) Onlarla da en yakın zamanda kucaklaşacağımızı biliyorum.
Şaka bir yana Defneyle gurur duyuyorum. Doğa hukuku alanında ve çevre davalarında her geçen gün daha güzel işler yaparken, bu süreç şimdi onu ceza hukukunda da olgunlaştıracak. Hapislik bir kez daha ortaya çıkardı ki en büyük şansım ailem.
Nazım hapiste ilk kez güneşe çıktığında ne görmüş ne düşünmüştü bilemem ama 6-7 metre yükseklikte duvarlarla çevrilmiş avludan gördüğüm masmavi gökyüzünün dünyanın en güzel rengi olduğuna karar verdim. Avludaki tüm demir parmaklıkların, demir doğramaların ve demir kapıların da aynı ton mavi olduğunu görünce çok şaşırdım. Demek ki mavi hem özgürlüğü hem tutsaklığı güzelleştiriyor.
Adeta mavi, “sıkma canını, her yerde peşindeyim” diyor.
Ben sıkmıyorum,
Siz de sıkmayın canınızı.
Selam, sevgi, saygı ve muhabbetle,
Kalın sağlıcakla…!
Buca Kırıklar, İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu - Koğuş B/63''