- Gündem
- 22.04.2025 14:57
Dünya üzüm üretiminde bir numaralı ülke olan Amerikada üzüm üreticileri bağlarını sökerek ceviz ve bademe yönelmesi ile dünyanın en büyük üzüm ihracatçısı konumunda olan Türkiyeye gün doğdu. Sektör temsilcileri ise Bu fırsat kaçırılmamalı dedi
KENAN YEŞİL / ÖZEL HABER
Dünya üzüm üretiminde bir numaralı ülke olan Amerika, son günlerde yaşanılan fırtınalar ve Amerikan üzüm üreticisinin fiyatlardan memnun olmamasından dolayı kuru üzüm üretiminde azalma başladı. 2 dolardan ürünlerini satmaları ve bu fiyattan memnun olmayan Amerikan üzüm üreticileri bağlarını sökerek yerine daha katma değerli ürün olan badem ve cevize yöneldi. Dünyanın en büyük üzüm ihracatçısı konumunda olan Türkiye ise Amerikada yaşanılan bu tabloyu fırsata çevirmek istiyor. Şu anda dünyada üzüm üretimi 11 ülke tarafından 1 milyon 200 bin ton civarında gerçekleşirken, bu üretimin yarısını ise ABD ve Türkiye karşılıyor. Amerikanın üzüm piyasasından yavaş yavaş geri çekiliyor olması, Türk üzüm üreticisi için büyük bir fırsat doğuruyor. Amerikada yaşanılan olayın farkında olan sektör temsilcileri ise, Türkiyenin bur fırsatı kaçırmaması gerektiği konusunda hem fikir.
SEÇİCİ DAVRANIYORLAR
Amerikada çok büyük tarım arazileri olduğunu ifade eden İzmir Ticaret Borsası(İTB) Meclis Üyesi Mehmet Esmer, Amerikanın birden bire tarımdan veya üzümden çıkmayacağını ancak ürün bazında çok seçici davrandıklarını söyledi. Amerikanın yaklaşık 300 bin ton civarında üzüm ürettiği belirten Esmer, Dünya üzüm üretiminin tamamı 1 milyon 200 bin ton. Türkiye ile ABD üzüm üretiminin yarısını karşılıyor. Dünyada 11 tane üzüm üreten ülke var. 5 yıl önce üretimde ABD hep ilk sıradaydı. Ama son dönemde yavaş yavaş gerek iklim bakımından, gerekse tercih edilmemesi bakımından düşmeye başladı. Dolayısıyla ABD üzüm konusunda çok önemli bir ülke. Türkiye ise dünyanın en büyük üzüm ihracatçısı. Bu bakımında üzüm piyasasını belirleyen en büyük 2 ülkeden biri Türkiye. Türkiyenin böyle bir misyonu var dedi.
BAĞLARI SÖKMEYE BAŞLADILAR
Sezon başladıktan bir süre sonra Amerikadan çeşitli haberler gelmeye başladığını dile getiren Mehmet Esmer, İlk önce Amerikadaki yangınlar dolayısıyla ve oradaki hava şartlarından dolayı Amerika rekoltesinin eksik olduğu söylendi. Bandırmasız tabir ettiğimiz natürel tip üzümlerde yani Amerikan tarzı kurutmalı üzümlere ciddi bir talep geldi. Fiyatlar 5,6,7 TL derken bugün 8 TLye kadar ulaştı. Amerikada neler olduğunu biraz araştırdık. Anladığımız kadarıyla Amerikalı üzüm üreticileri 2 dolar civarında fiyatla ellerindeki ürünlerini sattıklarını öğrendik. Bizim üretecimizin eline 1 dolar geçtiğinde seviniyor. Ama ABD üreticisi 2 dolarlık fiyatı beğenmediklerini, bundan para kazanmadıklarını söyleyerek bağları sökmeye başladıkları haberleri geldi. Amerikada üretici şu anda çok daha değerli ürünler olan ve daha iyi para kazandıracak olan ceviz ve bademe doğru yöneldi ve bu ürünleri dikmeye başladı. Amerika, 300-320 bin tonluk üzüm üreten bir ülke. Bu 1-2 yıl içinde olacak olan bir şey değil. Ama bu olay böyle devam ederse Amerikalı üretici üzümden çıkıp başka ürünlere kaydığında bizlere fırsat doğacak diye konuştu.
EN ŞANSLI ÜLKE TÜRKİYE
300 bin ton üretim yapan Amerikanın, bağların sökülmesi sonucunda önümüzdeki dönemlerde kademeli olarak üretimde düşüşler yaşayacağına dikkat çeken Esmer, arz ayağında ise müthiş boşluk oluşacağını ve burada en şanslı ülkenin de Türkiye olduğunu vurgulayarak, Önümüzdeki 10 yıla kadar belki de 50 bin tona kadar Amerika üzümde gerileyecek. Yıllar önce aynı durumu Yunanistan yaşamıştı. Yunanistan bizim en ciddi rakibimizken bağlarını söktüler ve bu alanları turizme açtılar. Bir benzer durum da Amerika yaşıyor. Dünya üzüm arzında ciddi değişiklikler olacak. 300 bin tonla dünyanın en büyük üzüm üreticisinin üzüm pazarından çıktığını düşünürsek, arz ayağında 300 bin tonluk müthiş bir boşluk olacak. Burada arz yönünde bir pasta oluşuyor. Buna da ABD dışında talip olan 10 tane ülke kalıyor. Bu ülkeler içerisinde en şanslı olan Türkiye şeklinde konuştu.
AMERİKADAN 10 KAT DAHA AVANTAJLIYIZ
Türkiyenin dijital teknolojiyi kullanarak çok daha rekabetçi olma şansını yakalayabileceğini belirten Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep, bunun üzüm başta olmak üzere tüm tarım ürünleri için geçerli olduğunu söyledi. Amerikadaki fırsatları değerlendirmenin çok kolay olduğunu belirten Celep, özellikle Kaliforniyada olmak Amerikadaki işçilik ücretlerinin birim fiyatının 15 dolar üzerine çıktığını belirterek, Amerikada işçi saat ücreti 15 dolar. Saat ücreti neredeyse 60 lira. Bizde çalışan işçi 8-10 saat çalışıyor ve 50 lira, 100 lira yevmiyesi neyse onu alıyor. Amerikadan on kat ondan daha avantajlıyız. Bir de işçi bulma sorunumuz yok. Orada bunlar ciddi problemler. Amerika bacağındaki bu maliyet artışı, çevre algısı ve onların tarımsal işçi bulma problemlerini de göz ardında bulundurduğumuzda Türkiye olarak doğru bir planlamayla hedef büyüme ülkeleri seçilerek inovatif, farklı ürünler üretip değişik pazarlarda gücümü gösterip bu şansı pozitif algı yaratarak tüm paydaşlar olarak değerlendirebiliriz. Avrupa bizim en büyük pazarımız. Ama alışılagelmiş bir mantık olarak yıllardır Türkiye Avrupanın arka bahçesidir söylemi var. Bu mantıktan uzaklaşmamız lazım. Dünyada 195 tane ülke var. Her geçen gün artan bir potansiyel var. Dolayısı ile bu potansiyeli biz katma değerle çevirebiliriz. Bu bizim için üzüm dahil tüm ürünlerimiz için büyük bir şans dedi.
TÜRK ÜZÜM ÜRETİCİSİ İÇİN BÜYÜK BİR ŞANS
Amerikanın üzüm pazarından kaybolmasının Türk üzümcülüğü için büyük bir şans olduğunu vurgu yapan Birol Celep, bir araya gelinmesi gerektiğini dile getirerek, Ekonomi bakanlığı, Tarım Bakanlığı bunlar bir araya gelmeli. Tarım Bakanlığı çiftçilerimizi il, ilçelerde bilgilendirmesi lazım. Aynı şekilde ekonomi Bakanlığımız da bu yapılacak yeni projelere destek programı dahilinde ihracatçımızın önünü açması lazım. Bunların ana temasında prosedürü azaltmamız lazım. Bu prosedürler arttığı sürece maalesef rekabet her geçen gün detaya girildikçe bizim işlerimizi zorlandırıyor. Türk üzüm üreticisi için büyük bir şans geliyor. Amerikanın bu pazardan kaybolması Türk üzümcülüğü için büyük bir şans diyebiliriz. Ama bu şansı biz ihracatçılar da desteklemeliyiz. Bu şekilde lisanslı depoculuk ve anlaşmalı çiftçi ve TMO gibi alım politikaları olduğu sürece biz alavere üzüm satamayacağız. Çünkü biz olmayan ürünü sattığımız için kendi kendimize pazar oluşturuyoruz. Dolayısıyla bir istikrar oluşturulacak ve devlet de buna bir yaptırım uygulayacak. Devletin küçük dokunuşları bizleri çok büyük mesafeler kat ettirir. Örneğin bu sene 4 TLden aşağı üzüm fiyatları düşmeyecek dediği gibi. Bu güven ilişkisidir. Hem içerideki çiftçiye hem dışarıdaki alıcıya güven vermektir. İki taraflı güvenin olması hem üreticiye hem de nihai tüketiciye karşı Türkiyenin yüzünün garantisidir. Yani ana temada bu dokunuşlar olduğu sürece bizim çiftçimizi yönlendirmemiz çok daha kolay olacak. Çok daha yeni projeksiyonlar doğuracak ve burada da tabii biz pazarlama kültürünü de algılamış olacağız diye konuştu.
TÜM PAYDAŞLAR İÇİN ÖNEMLİ
Üzüm fiyatlarının bu sene Toprak Mahsulü Ofisinin (TMO) alımıyla ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Ahmet Eşref Fakıbabanın Üzüm fiyatları 4TLden aşağı düşmeyecek talimatı ile düşmediğini vurgulayan Celep, Amerikadan doğacak olan şansın tüm paydaşlar için önemli olduğunu dikkat çekerek şöyle konuştu: Bakanımız talimatı olmasaydı üzüm fiyatlarında çok büyük düşüş olurdu. Biz bu ürünü acımasızca yurtdışına ihraç eder ve oradaki insanların veya spekülatörlerin cebini para doldurmuş olurduk. Çünkü üzüm bir komoditi üründür. Endüstrilerde kullanılır. Biz bu kullanım kültürünü maalesef spekülatörlere teslim etmiş olurduk. Geçen hafta bakanımızla olan toplantıda bunu dile getirdim. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanımız Mehmet Şimşekin beyanatında kayısı, incir, fındık gibi tarımsal ürünlerde lisanslı depoculuk, devlet desteği, anlaşmalı çiftçilik projelerine destek verme sözünü Bakanlar Kurulundaki Tarım Konsorsiyumu toplantısı doğrultusunda hayata geçirecekler. Dolayısıyla bu bizim için büyük şans. Bu şansı tek taraflı değil de tüm paydaşlar olarak çiftçimiz, aradaki tüccarımız, ihracatçımız ve son nihai tüketiciye tüm paydaşların devlet biriminin de katkısı olarak yaptırım gücüyle dengelememiz lazım.
EN BÜYÜK SORUN PAZARLAMA EKSİKLİĞİ
Türkiyenin en büyük problemlerinden birinin de tasarım ve pazarlama eksikliği olduğunu vurgu yapan Celep, Biz pazarlamacı değil satışçıyız. 5 liraya alıp üzerine 1-2 lira koyup satıyoruz. Satmak bizim için önemli değil. Önemli olan pazarlama. Pazarı bulup orada sürdürülebilirliği sağlamak. Bunu da ilk olarak kalite ile yaparız. İkinci olarak güven, daha sonra ise bu istikrarı destekleme ve son olarak inovasyon, farklılaştırmak veya yenilik yapmaktan geçer. Dolayısıyla Amerika gibi rakibimizin bizi belirli bir yere getirme şansı ciddi bir fırsat. Türk üzümünün şu aşamada da 2 bin dolar seviyelerinde olması hiç de anormal bir şey değil. Bugün Amerikan üzümü 3 bin 500-3 bin700 dolar arasında. Yani bizim üzümümüzün 2 bin dolar seviyesinde olması hiç de anormal bir durum değil dedi.
ÜÇ SACAYAĞI BİR ARAYA GELMELİ
Bu işin çok iyi bir şekilde takip edilmesi gerektiğini hatırlatan Esmer, Üretici, ihracatçı, aracı aynı masanın etrafında toplanmalı. Bu üç sacayağının bir araya gelmesi için çalışmalar yapılıyor ancak bu çalışmalar lafta kalmamalı. Amerikadan doğacak bir fırsat var ve bunu atlamamız gerek. Türkiye bir asırdır bu ürünü ihraç eden bir ülke. Daha yeni başlamış bir ülke değil. Son derece modern işletmelerde bu ürün işleniyor. Merdiven altı bir durum yok. Organize olup birlikte hareket edebileceğimiz bir sektör. Birlikte hareket etme noktasında fikir alışverişi yapılabilir. Amerikanın üzümden çıktığını düşündüğümüzde orada da bir tüketim var. Dünyanın en büyük üzüm üreticisine ihracat yapma fırsatımız doğacak. Orada çok büyük bir potansiyel var. Bunu görüp çalışmalar yapmak lazım dedi.