- Gündem
- 20.04.2025 15:47
Son dönemde gerek iktidar gerekse ana muhalefet partisindeki yol ayrımlarını ‘küskünler girişimi’ olarak değerlendiren Prof.Dr. Berber, kopuşların ciddi bir oy tabanı yaratamayacağını söyledi
Türkiye’de son dönemde gerek iktidar partisi olan AK Parti’de gerekse ana muhalefet partisi olan CHP’de önemli isimlerin partilerinden ayrılarak yeni bir siyasi oluşuma gittiği görülüyor. Bu ayrılıklar ise iktidar ve muhalefet kanadında pek hoş karşılanmıyor. Son olarak Muharrem İnce’nin kuracağı partiye geçmek istediği iddia edilen CHP’li milletvekilleri Mehmet Ali Çelebi, Hüseyin Avni Aksoy ve Özcan Özel’in istifaları ile bu konu tekrar gündeme gelirken, Siyasi Tarihçi Prof.Dr. Engin Berber, her iki kanatta yaşanan kopuşları değerlendirdi. İktidar ve muhalefet bloğundan kopuşları ‘yeni yol arayışı’ olarak değerlendirmediğini dile getiren Berber, “Kopanların hiçbir şekilde açıklayamayacağı durum, eleştirdiklerinin yakın geçmişte ortaya çıkmayıp kendileri partili iken, neden hiç ses çıkarmadıklarıdır. Tam da bu nedenle ciddi bir oy tabanı yaratmaları söz konusu değildir” dedi.
NEDEN ZAMANINDA SES ÇIKARMADILAR?
Prof.Dr. Engin Berber, ayrılıkların ardından sıkça dile getirilen yeni yol arayışı kavramının yanlış olduğunu değerlendirerek, “Bir arayıştan söz edebilmek için, kopanların özgün bir ideolojik çerçeve tanımlayarak yola çıkmaları gerekirdi. Oysa iktidar bloğundaki kopuşlar, düne kadar sahip oldukları konum ve mevkilerini kaybeden bazı siyasetçilerin, bedel ödetme amaçlı bir intikam girişidir. Muhalefet bloğundaki kopuşlar ise, bekledikleri ilgiyi göremediklerini düşünen bazı siyasetçilerin hezeyanları, bir tür küskünler girişimidir. İktidar veya muhalefetten kopanların telaffuz ettikleri ana nedenler: Parti içi demokrasinin olmadığı ve partilerinin kuruluş felsefesinden sapıldığı eleştirisidir. Kopanların hiçbir şekilde açıklayamayacağı durum, eleştirdiklerinin yakın geçmişte ortaya çıkmayıp kendileri partili iken, neden hiç ses çıkarmadıklarıdır. Tam da bu nedenle ciddi bir oy tabanı yaratmaları söz konusu değildir” ifadelerini kullandı.
PAZARLIK MASASINA OTURMAK
Farklı bir siyasi zeminde hareket etmek isteyen yeni partilerin yapabilecekleri tek şeyin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden kaynaklanan ittifak oluşturma gereğine uygun olarak, küstükleri veya bedel ödetmeye niyetlendikleri siyasal partilerle pazarlık masasına oturmak olduğunu dile getiren Berber, “Siyasal Partiler Yasası’nda bir değişiklik yapılmadığı takdirde, her iki bloktan da yeni kopuşlar olabilir. Bu kopuşların yeni parti oluşumlarından ziyade, vaktiyle kopup an itibariyle partileşmiş olanlara topluca üye ve/veya taşra teşkilatlarının katılımı şeklinde olacağı düşüncesindeyim. Son olarak, parlamenter sistemlerde ben, koalisyon iktidarlarının demokrasi ve uzlaşı kültürünün gelişmesi açısından çok yararlı olduğu kanaatindeyim. Bizim gibi demokrasisi kökleşmemiş sistemlerde koalisyonlar, muhalefet veya iktidarın düşman yaratma ve toplumu kutuplaştırma eğiliminin panzehridirler” diye konuştu.
AÇIKLAMALARA DİKKAT EDİLMELİ
Muhalefetin özellikle kazandığı belediyeler üzerinden iktidar şansını arttırdığını ifade eden Berber, “Bu şansın doğru kullanımı, belediye başkanlarının açıklamaları ve yaptıkları uygulamalarına bağlıdır. Başkanlar tarafından yapılmış/yapılacak beledi işler haricindeki bazı açıklamalar fevkalade sakıncalı olabilmektedir. Zira bu açıklamalar, başkanlar ve kurmaylarını aşan bilgilendirme düzeyi gerektirdiği gibi kamuoyunda yarattıkları algı nedeniyle Parti Genel Merkez’ini de yorabilir. Keza iktidara gerçek gündemi (ekonomi ve pandemi) öreterek, suni tartışmalara kapı aralayacak fırsatlar yaratacak açıklamalardan kaçınılmalıdır. Sayın Mansur Yavaş’ın Ankara’da sergilediği yönetim tarzı, bu bağlamda yerinde ve örnek olmalıdır. Yardım paketi dağıtmak gibi, tüm belediyelerce yapılan işlerin seçmenlerin oy tercihlerini değiştirmediği /değiştirmeyeceği görülmüştür. Dolayısıyla gösterişten uzak, tribün kaygısı gütmeyen, iktidarın oy deposu konumunda olan mahalleri önceleyen hatırlanacak projeler acilen hayata geçirilmelidir” dedi.