- İzmir
- 31.05.2025 20:34
Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinde örgütlü DİSK/ Genel – İş sendikasına bağlı 23 bin işçinin grevinin ikinci gününde konuşan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Pazartesi herkes ailesine söylesin. İzmir'i kırmızıya boyayacağız” dedi
HAYRİYE GÜLPERİ TİBİN/ SEMİ TEKTAŞ
İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinde yaşanan TİS krizi hala devam ediyor. Son görüşmelerde de uzlaşı çıkmaması üzerine grev kararı alan işçiler, eylemlerini sürdürüyor. Büyükşehir iştiraklerinde örgütlü DİSK/ Genel – İş sendikasına bağlı 23 bin işçinin iş bıraktığı eylem ikinci gününe girdi. Konak Pier’in önünde toplanan binlerce işçi, yürüyüşe geçti ve Çankaya Bulvarı’ndan Basmane’ye oradan Kültürpark’a ve oradan da Gündoğdu Meydanı’na sloganlarla ilerledi. İşçiler adına sendika temsilcileri burada basına açıklamalarında bulundu.
Eylem kapsamında konuşma gerçekleştiren DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, şunları kaydetti: "SGK zaten parayı kesti. 12 milyar borç 5-6 yıldır ödenmiyor. Bizden kesilen paraları ödemedikleri için bugün iktidar tarafından silkeleniyorsa bunun hesabı emekçiye kesilmemeli. Doğal olarak o paraların nereye gittiğini biz bilmiyoruz. Yanlış yerlere açılan fabrikalar, Kooperatifler, iş bilmezlikler, danışmanlıklar, bilbordlar, basına verilen reklamları göz ardı edeceksiniz, işçilerin alın terine göz dikeceksiniz. Bu işçiler CHP'ye oy veriyor, CHP'de de grev yapıyor. Çünkü işçiler haklı mücadelesinde grev yapar, karanlığa, AKP'ye karşı da oyunu sosyal demokrasiden yana kullanır. 25 yıldır yönettiğiniz bu kentte otobüsler çalışıyorsa biz işçinin alın teridir. 5 büyük şirkete 80-90 bin lira vereceksiniz bize 45 bin teklif edeceksiniz. Yok öyle yağma. Pazartesi herkes ailesine söylesin. İşe gitmesinler rapor alsınlar. Ailelerinizle birlikte yüzbinler İzmir'i kırmızıya boyayacağız. Ben demiyorum, yazar diyor ki, bürokratlarınıza şirketlerden ek ödeme yapıyorsunuz. Yani çift maaş veriyorsunuz. Siz aynı bürokratları Seferihisar'a, Dikili'ye özel şoförlerle gönderiyorsunuz, işçiye de 45 bin lirayı reva görüyorsunuz. Tam da bu noktada güvenlik emekçilerini dışarıda bırakıyorsunuz.”
DİSK Genel İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Ercan Gül ise 5,5, ay önce TİS masasına oturduklarını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı: “5,5 ay önce TİS masasına oturduk. 'Gelin bu işi masada çözelim aksi halde sokaklardayız' dedik. İzmir bizim, İzmir'in vatandaşları bizim. Burada bize bu sefalet ücreti reva görenlerin karşısındayız. Biz İzmir'e sahip çıkan emekçileriz. Biz sadece hakkımız olanı istiyoruz. Hakkımızı alana kadar da sokaklarda mücadele edeceğiz. 2 gündür üzülerek izliyoruz. İzmir halkı 2 gündür çile çekiyor. İzmir halkına hizmet eden biz greve çıkmadan önce söyledik. Mağduriyetin sorumlusu biz değiliz dedik. Mağduriyetin sorumlusu Belediye Başkanı Cemil Tugay ve bürokratlardır. Basına gerçek dışı rakamlar sunuyorlar. Dün masada dedik ki giydirilmiş rakamlar içerisinde ne olduğunu sorduk ve ikramiye dediler. İkramiye farkı, öğrenim yardımı var. Sanki öğrenim yardımını herkes alıyor. Neymiş, 2 çocuklu ailenin ortalaması hesaplandı. Senede bir alınan yardımı 12'ye bölüp farkı da içine koymuşlar. Gıda kartını da giydirilmiş rakamların içine koymuşlar. Dün ihmalkarlığından kaynaklı pasolarımız kapandı. Onları da giydirilmiş rakamlar içine koymuşlar. Dün 8,5 saat var olan haklarımızı korumak için toplantı yaptık. Bir görüşme teklifi geldiğinde binlerce emekçi umutlanıyor ancak karşımıza öyle bir yapı yok. Biz teklifi ısrarla masada söyledik. Bizim teklifimiz eşit işe eşit ücret.”
DİSK Genel -İş 1 Nolu Şube Başkanı Engin Topal da şöyle konuştu: "Biz 150 gündür TİS'i masada bitirmek için elimizden geleni yaptık. Dedik ki, 25 yıllık geçmişi olan bir şirketin devam eden TİS'i var. Kazanılmış haklarımız var. Biz önce işvereni yani henüz TİS'in T'sinden bile anlamayan bürokratlara bunu 3 ayda anlattık. Neden ücretlerin buraya geldiğini kendilerine 90 gün anlattık. Ancak her defasında bize kulaklarını tıkadılar. TİS masasına TİS adabını bilmeyen bürokratlar bizi adım adım greve götürdü. TİS'in bir adabı var. Masada yürütülen sözleşme bitene kadar her iki taraf arasında pazarlık unsuru neticesinde devam eder. Ancak her defasında taslağın başlangıcında İzmir halkına linç ettirmeye çalıştılar. 214 bin liradan 90 bine düştüler. Bize maliyet hesaplıyorlar. Brütleri hesap ediyorlar. Maaşın yattığı gece işçi aldığı ücreti bilir. ESHOT'tan şoförsen gömlek, park bahçedeysen çizme verdim diyor. Bunları da ekleyip maaşları 214 bin liraya çıkardılar. Ancak açıklamalarında bunlara verdiğimiz gömleği ve pasoları koyduklarını basına söylemiyorlar. Böyle bir anlayış ile TİS'i getirdik. Grev aşamasında İzmir'in mağduriyet yaşayacağı ortaya çıkınca masaya çağırdılar. Biz masadan kaçmadık ancak masada bizim sınır uçlarımıza dokunuyorlar. Ancak bilmiyorlar ki DİSK'in onurlu üyeleriyle konuştuklarının farkında değiller. Çağırdılar gittik. Masa kuruldu. Öyle bir masa kuruldu ki İzmir halkı mağdur olmayacak dedik. Oturumlar devam ederken Pazar günü çok iyiydi. Neredeyse Pazartesi bitireceğimizi düşündük. Ancak oturup konuştuk 26,19 teklif ettiler. Bunun kabul görmeyeceğini söyledik. Anlaşma sağlanamadı. Dün 13.00'da çağırdılar, gittik. Genel Merkez'de TİS Daire Başkanımız Faruk Saral ile gittik. Kamuoyu bu gerçekleri bilsin. 8,5 saatlik bir toplantı oldu. Her yarım saatte bir ara verelim hesap yapalım dediler. Hesap üstüne hesap yaptılar. Sanki İzmir Büyükşehir Belediyesi mali idareler dün kuruldu. Biz İzmir halkına 30 gün hizmet edip 1 gün maaş alıyoruz. Hesap kitap bitti çağırdılar ve sonuçta 29'u aşamadılar. Enflasyonun yarısını size vereceğiz dediler. Sanki bizi yeni kazanılmış bir hak gibi lütufta bulunuyorlar. Siz bizim aklımızla dalga mı geçiyorsunuz? Ne dediklerini artık anlamıyoruz. Böyle bir masa olmaz. Aylardır eşit işe eşit ücret diyoruz.”