- İzmir
- 20.06.2025 16:17
Mültecilerin Türkiye ve dünyada yaşadıkları bazı olumsuzluklara vurgu yapan İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz, “ Milyonlarca göçmen olumsuz koşullarda yaşamaya devam ediyor” dedi
AYSELİN UZUN/ İzmir Barosu tarafından ‘20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’ kapsamında düzenlenen basın açıklaması ile birlikte mülteci haklarına değinildi. Son dönemlerde İsrail’in İran’a gerçekleştirdiği saldırılar nedeniyle ilerleyen süreçte Türkiye’ye yeni bir mülteci göçü de olabileceğini ve buna bağlı olarak yeni nefret suçlarının baş gösterebileceğini vurgulayan İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz, “Ülke içerisinde özellikle mültecilere, göçmenlere, irtica talebinde bulunanlara karşı nefret dilinin de kullanıldığını çok yakın zamanda gördük ve bundan sonra da göreceğimizi öngörmekteyim.” şeklinde konuştu.
Mülteciler ile alakalı dünya genelinde yapılan çeşitli politika ve çalışmalara rağmen gözle görülür bir düzelme olmadığını dile getiren Başkan Yılmaz, “Bütün bu çatışmalara sebep olan ülkeler, ne yazık ki bu uluslararası sözleşmelere taraf olan ve yaşanılan sonuçlara kayıtsız kalan ülkeler. Bu sonuçlardan en çok etkilenen ülkelerin başında da Türkiye geliyor. Bu yönüyle de ülke içerisinde özellikle mültecilere, göçmenlere, irtica talebinde bulunanlara karşı nefret dilinin de kullanıldığını çok yakın zamanda gördük ve bundan sonra da göreceğimizi öngörmekteyim. Çünkü süreç Avrupa’da ve ülkemizde farklı bir yöne devşirilmeye başlandı, bu sebeple çok dikkat edilmesi gereken konu; temel insan haklarının ihlal edilmemesi gerektiğidir. Hukuk, sağlık ve eğitim konusunda oldukça ciddi sıkıntılar var. Bu sıkıntılar içerisinde milyonlarca irtica talebinde bulunan göçmen ne yazık ki olumsuz koşullarda yaşamaya devam ediyor. Amacımız bu farkındalığı bir kez daha ortaya koymak ve bu konun görünür hale gelmesini sağlamak” diye konuştu.
Basın metnini okuyan İzmir Barosu Göç ve İltica Komisyonundan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Dinçer Dikmen ise, son göç politikaları ile birlikte mülteci haklarının inkar edilme seviyesine geldiğini belirterek, “Bugün 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü. Göç olgusunun insanların hayatında sürekli yer alan bir olasılık olduğu gerçeği her ne kadar gündelik hayat içerisinde sıklıkla unutulsa da güncel veriler bizlere bu gerçeği her geçen yıl çok daha çarpıcı bir şekilde göstermektedir. Dünyanın birçok yerinde çatışmalar, yoğun insan hakkı ihlalleri, doğal afetler ve buna bağlı olarak göç ve mülteci sayısı artmasına rağmen uluslararası koruma kavramının amaç ve kapsamının maalesef giderek ve hatta bunu korumakla mükellef örgütlerin dahi suç ortağı olduğu bir dejenerasyon ve aşınma sürecini yaşamaktayız. Bu hakkın güvence altına alındığı uluslararası andlaşmalar ve uluslararası kurumlara ev sahipliği yapan batılı ülkeler güncel olarak yaşanan iltica başvurularında göç yollarının güvenliğini sağlama konusunda ve mültecilerin yaşamış oldukları zorlukları gidermede oldukça kötü bir sınav vermiş ve hatta özellikle Avrupa Birliği’nin son göç politikaları ile beraber bu haklar resmen fiilen inkar edilme derecesine gelmiştir” dedi.
“Dünyada ve Türkiye’de siyasetçiler zaman zaman gerçeği yansıtmayan haberlere dayanarak popülist söylemlerle mültecilere yönelik ayrımcı bir dil kullanmakta ve toplumu kışkırtmaktadır” diyerek mültecilere karşı kullanılan nefret diline dikkat çeken Dikmen, “Bu bakımdan bu sürecin giderek insanlık dışı bir hal aldığı Amerika Birleşik Devletleri’nde özellikle bu açıklamanın yapıldığı sırada San Fransisco’da son yaşanan olaylar gayriciddi göç ve iltica politikalarının nihai sonucu olarak yabancılara karşı sergilenen ağır kriminalizasyon politikaları ve ırkçılık ile sonuçlandığını bizlere defaatle göstermektedir. Nihayetinde ülkeler farklı olsa da sonuçlar ve mağdurlar hep aynı kalmakta. Bu durum da bizlere ülkelerin göç politikalarında şimdiye kadar olduğu üzere haklar ve insanlık onurunu giderek daha da dibe götüren bir yarıştan çok artık doğru adımlar ile birbirlerine örnek olmaları gerektiğine yönelik bir karşı eylem planının gerekliliğini bizlere göstermektedir. Hiç kimsenin, özgür iradesi dışında, yaşadığı yeri ve sevdiklerini geride bırakmak zorunda kalmadığı bir yarına uyanmayı diliyor ve göç ve iltica yolunda hayatını kaybedenleri ve temel bir insan hakkı olan iltica hakkı için, önlerine dikilen sayısız engele rağmen bıkıp usanmadan emek harcayan hukukçuları anarak sonlandırıyoruz.” ifadelerini kullandı.
.
İzmir Körfezi’ndeki kirlilik görüntülendi
LGS heyecanı İzmir’de de yaşandı