İzmir Fuarı’nda İklim krizi ve tarımın geleceği masaya yatırıldı

94. İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında düzenlenen Fuar Söyleşileri’nde uzmanlar, iklim değişikliği ve kuraklığın tarımsal üretim üzerindeki etkilerini tartıştı; suyun doğru yönetiminin kritik önemi vurgulandı.

  • Oluşturulma Tarihi : 05.09.2025 12:38
  • Güncelleme Tarihi : 05.09.2025 12:38
  • Kaynak : BÜLTEN
İzmir Fuarı’nda İklim krizi ve tarımın geleceği masaya yatırıldı haberinin görseli

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından gerçekleştirilen 94. İzmir Enternasyonal Fuarı’ndaki Fuar Söyleşileri, toplumsal açıdan önemli konuları gündeme taşımaya devam ediyor. Bu kapsamda “İklim Değişikliği ve Kuraklığın Günümüzde ve Gelecekte Tarımsal Üretim Üzerine Etkileri” başlıklı söyleşi, ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle gerçekleşti. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Harun Raşit Ünsal’ın yaptığı etkinlikte Prof. Dr. Uygun Aksoy ve Doç. Dr. Kamil Meriç, iklim değişikliği, tarım kaynaklı sera gazları ve su yönetimi konularını farklı boyutlarıyla ele aldı.

ıklım

“KURAKLIK EN ÇOK ÇİFTÇİLERİ ETKİLEDİ”

Prof. Dr. Harun Raşit Ünsal, iklim değişikliği ve kuraklığın, en çok çiftçileri etkilediğini belirtti. Ünsal, bu durumun doğrudan tarladan sofraya kadar uzanan zincirde herkesin yaşamına yansıdığını vurguladı. Ünsal, “Bu önemli konuyu burada tartışmamıza vesile olan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ve Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı’na teşekkür ederiz” dedi.

“TARIMDA YANIŞ UYGULAMALAR İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ TETİKLİYOR”

Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy, aynı zamanda organik bir çiftçi olduğunu belirterek, tarım kaynaklı sera gazı salınımına değindi. Aksoy, “Sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 30’unun tarım kaynaklı olduğu kabul ediliyor. Tarım bir yandan iklim değişikliğinden etkilenirken diğer yandan da yanlış uygulamalar bu süreci tetikliyor. Endüstriyel hayvancılık metan gazı emisyonuna neden oluyor. Pirinç üretimi, azotlu gübre kullanımı, fosil yakıtlara dayalı sulama sistemleri gibi yöntemleri de sera gazı salınımını artırıyor. Son yıllarda yaşanan orman yangınları da iklim değişikliğinin etkileri arasında. Kıyı bölgelerde karasal alanlarla su yüzeylerinin farklı ısınma hızları ani ve değişken rüzgârları tetikliyor. Don olayları ve aşırı sıcaklık artışları da bu yıl çok sık yaşandı. Bu tür ekstrem hava olayları hem bitkisel hem hayvansal üretimi olumsuz etkiliyor, aynı zamanda doğal yaşamımız ve çevremiz üzerinde de ciddi tehditler oluşturuyor” şeklinde konuştu. 

“SICAKLIK ARTIYOR, YAĞIŞ AZALIYOR    

Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kamil Meriç ise tarla bazında suyun yönetimi üzerine yaptığı çalışmalardan örnekler vererek, sera gazlarının dünyayı bir örtü gibi kapladığını ve bu nedenle yeryüzüne ulaşan güneş ışınlarının geri yansımayarak atmosferde hapsolduğunu belirtti. Ortalama sıcaklıklardaki 1 derecelik artışın dahi tüm sıcaklık değerlerini ciddi şekilde yükselttiğini ifade eden Meriç, “Bu yıl, geçen yıla göre yağış miktarı yüzde 16 oranında azaldı. Sıcaklık artıyor, yağış azalıyor; ancak bu, suyun tamamen kaybolduğu anlamına gelmiyor, suyun yer değiştirdiğini görüyoruz. Bazı ülkeler sel felaketleriyle karşılaşırken bazı bölgelerde kuraklık yaşanıyor. Bu noktada en kritik konu, suyun doğru yönetimi. Su yönetimi planlama gerektiriyor. Farklı disiplinlerden uzmanların birlikte çalışması çok önemli. Damla, basınçlı veya toprak altı sulama gibi modern yöntemlerle su tarlaya kadar ulaştırılıyor ancak esas mesele bu suyun kontrollü ve sistemli bir şekilde kullanılabilmesi. Bu sistemlerin etkin kullanılabilmesi için tarımla uğraşan kişilere eğitim programları sunmak büyük önem taşıyor. Aksi halde su yönetiminde kalıcı çözümler üretmek mümkün olmayacaktır” ifadelerini kullandı.

 

Kaynak : BÜLTEN