- İzmir
- 22.07.2025 17:06
Sayfa Yükleniyor...
İnciraltı'nın doğru planlama ile dünyanın önde gelen termal sağlık merkezlerinden biri olabileceğini belirten Jeotermal Enerji Derneği Başkanı Ali Kındap, “Bu ölçekte bir potansiyel, şehir merkezinde başka hiçbir yerde yok” dedi.
Jeotermal kaynaklar bakımından Türkiye’nin en zengin kentlerinden biri olan İzmir, termal sağlık turizminde iddialı adımlar atmaya hazırlanıyor. İnciraltı bölgesine yönelik 1/100 bin ölçekli imar planı değişikliğinin tamamlanmak üzere olduğu süreçte, Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Kındap, “İnciraltı, İzmir’in kaderini değiştirecek potansiyele sahip” ifadelerini kullandı.
Balçova ve Narlıdere ilçelerinin jeotermal konut ısıtmasında Türkiye’nin ilk kapsamlı uygulama alanları olduğu bilgisini veren Kındap, İnciraltı’nın da içinde bulunduğu bölgenin, çevreye saygılı planlama ilkeleri ve doğru altyapı yatırımları ile örnekleri dünyanın gelişmiş pek çok ülkesinde bulunan termal sağlık merkezi olarak değer yaratabileceğini belirtti.
Ali Kındap, Türkiye’de sayıları artan termal tesislerin pek çoğunun kaplıca turizmine odaklanan altyapı ile inşa edilmesine karşın, fizik tedavi rehabilitasyon ve termal kür merkezi standartlarından uzak ve sayıca yetersiz olduğuna işaret etti.
İzmir’in termal tedavi uygulamalarında 3 bin 200 yıllık geçmişe sahip olduğunu kaydeden Kındap, bugün Balçova ilçesi sınırlarında bulunan ve adı hâlâ “Agamemnon Kaplıcaları” olan bölgenin, milattan önce 1200 yıllarında Truva Savaşı’nın ünlü komutanı Agamemnon’dan adını aldığını hatırlattı.
Türkiye’deki jeotermal kaynakların; sıcaklık, debi, fiziksel ve kimyasal özellikleri ile Avrupa'daki örneklerinden çok daha üstün nitelikler taşıdığını vurgulayan Kındap, bu alanda hizmet verecek turizm tesislerinin birer hastane gibi tasarlanarak sağlık hizmeti sunan kuruluşlar olması gerektiğinin altını çizdi.
JED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, şu değerlendirmeyi yaptı:
“İnciraltı, termal sağlık turizmi alanında İzmir’in kaderini değiştirecek potansiyele sahip. Dünya üzerinde kentin bu kadar içinde ve bu kadar yüksek bir jeotermal potansiyele sahip bir bölge bulunmuyor. Bugün dünyada isim yapmış termal sağlık bölgelerine bakıldığında hepsinin kentlerden kilometrelerce uzakta ve çok yüksek maliyetlerle ziyaretçi kabul ettiği görülüyor. İzmir’in 2015 ve 2020 EXPO adaylıklarının da ana temasını oluşturan bu bölge, kenti bu alanda dünya markası yapabilecek potansiyel taşıyor. İnciraltı bölgesi yatay mimariye sahip, doğa ile dost inşa edilmiş, uluslararası akreditasyonu olan fizik tedavi ve rehabilitasyon, balneoterapi ve termal kür tedavisi merkezleri ile birlikte planlanmalı. Bu tesisleşme atılımını yapılırsa, İzmir’e milyarlarca dolar döviz geliri sağlanabilir. Başta en önemli ticaret partnerimiz olan Avrupa’da kür merkezlerindeki termal tedaviye ilgisi giderek artıyor. Türkiye bu noktada büyük potansiyel vaat etse de, hizmete giren ve yatırım aşamasında olan tesislerimiz daha çok kaplıca turizmine odaklanan altyapılara sahip. On milyonlarca dolar yatırım yaptığımız bu tesislerimiz, kaplıca turizmine odaklanan altyapılara sahip. Oysa bu alanda yüksek katma değer, birer hastane işlevi gören termal turizm merkezleri ile sağlanıyor.”
TERMAL TURİZMDE VARLIK İÇİNDE YOKLUK ÇEKİYORUZ
JED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, Türkiye’nin jeotermal enerjide Avrupa’nın lider ülkesi olmasına rağmen sadece 70 bin termal yatak kapasitesine sahip olduğunu anımsattı.
Türkiye ile kıyaslanmayacak kadar az kaynağı Almanya’nın 750 bin termal yatak kapasitesi ile her yıl 10 milyondan fazla turiste ev sahipliği yaptığını belirten Kındap, “Rekorlarla kapattığımız 2024 yılında 62,2 milyon turisti misafir ettik ve toplamda 61,1 milyar dolar gelir elde ettik. Turist başına gelirimiz ise 1000 dolar seviyesinde kaldı. Ülkemizde termal turizmden yararlananların sayısı ise sadece 3 milyon seviyesinde. Bu sayının hemen tümü yerli turistlerden oluşuyor. Termal tedavi merkezleri ile kişi başına elde ettiğimiz turizm gelirimizi en az iki katına çıkarmamız mümkün. Adeta varlık içerisinde yokluk çekmekteyiz.” dedi.
Türkiye’de ilk kentsel jeotermal ısıtma projesinin İzmir’de başladığını anımsatan JED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap; halen Balçova, Narlıdere, Bergama ve Dikili ilçelerinde yaklaşık 42 bin konutun jeotermal ile ısıtıldığını; kentin merkez ve çevre ilçeleri ile birlikte en az 200 bin konutun sonsuz ve temiz enerji kaynağı jeotermal ile ısıtılabileceğine dikkat çekti.
Türk jeotermal enerji sektörünün, jeotermalin tüm entegre kullanım alanlarında İzmir’e değer yaratmaya hazır olduğunu sözlerine ekleyen Kındap, şöyle devam etti:
“İzmir gibi jeotermali iyi bilen bir kentin, bu alandaki potansiyelini çok daha yüksek seviyede kullanması gerektiğini düşünüyoruz. Ülkemiz, jeotermal kaynaklardan çevreye, insana ve doğaya uyumlu enerji üretiminde en ileri teknolojilerini kullanan, dünyaya bu anlamda örnek olan bir ülke. Kentin hemen hemen tüm ilçelerinde bu kaynak var. Tamamıyla bizim olan, yerli, temiz, yenilenebilir ve sürdürülebilir olan bu kaynak ayaklarımızın altında kullanılmayı bekliyor.”