- İzmir
- 20.06.2025 17:18
Konak Kent Konseyi, zeytinlik alanların madenciliğe açılmasına olanak tanıyan yasa tasarısına tepki gösterdi.
Türkiye'nin en önemli doğal ve kültürel varlıkları arasında yer alan zeytin ağaçlarının madencilik faaliyetleri nedeni ile kesilmesine yönelik yasal düzenlemelere karşı, Konak Kent Konseyi sert tepki gösterdi. Konsey, yaptığı kamuoyu açıklamasında, zeytinliklerin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda ekolojik ve kültürel birer hazine olduğuna dikkat çekerek, doğa tahribatına karşı acil önlem çağrısı yaptı.
Konsey açıklamasında, çıkarılmak istenen yeni yasa kapsamında zeytinlik alanlarda maden işletmelerinin önünün açılmasının, telafisi imkânsız sonuçlar doğuracağı uyarısında bulundu.
Konsey'in açıklamasının tamamı şu şekilde:
''Ülkemizin doğal zenginliklerinden en önemlisi olan zeytin ağaçları büyük bir tehdit altında. Zeytin ağaçları, sadece ekonomik bir değer taşımakla kalmayıp, aynı zamanda kültürel mirasımızın, biyoçeşitliliğimizin ve ekosistem dengesinin korunmasında hayati bir rol oynamaktadır. Ancak, çıkartılmak istenen yasa bu değerli varlıkların kesilmesi ve yerine maden açılmasını yönünde adımlar atılmak istenmektedir.
Zeytin ağaçları, Akdeniz ikliminin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu ağaçlar, yüksek sıcaklıklara dayanıklılıkları, düşük su ihtiyacı ve uzun ömürleri ile bilinirler. Yüzyıllar boyunca, sadece ekonomik bir kaynak değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir simge olmuştur. Zeytin, insanlık tarihi boyunca barış, dostluk ve refahın sembolü olmuştur.
Ayrıca, zeytin ağaçları, toprak erozyonunu önleyerek, su döngüsünü destekleyerek ve iklim değişikliği ile mücadele ederek ekosistemimizi korumada kritik bir rol oynamaktadır. Bu ağaçların yok edilmesi, yalnızca yerel ekosistemleri değil, tüm çevreyi olumsuz etkileyecektir.
Yeni yasalar çerçevesinde, zeytinlik alanlarda açılacak maden işletmeciliğinin kolaylaştırılması, teşvik edilmesi, birçok ciddi sorunu beraberinde getirecektir:
1. Biyoçeşitlilik Kaybı: Zeytin ağaçları, birçok canlı türünün yaşam alanlarını barındırır. Bu ağaçların yok edilmesi, bu türlerin yok olmasına ve ekosistem dengesinin bozulmasına yol açacaktır. Özellikle, nadir ve koruma altında olan türler büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalacaktır.
2. Toprak Erozyonu ve Verimlilik Kaybı: Zeytin ağaçları, toprak yapısını koruyarak erozyonu engeller. Kesilmeleri, toprak kaybına neden olacak ve tarımsal verimliliği düşürecektir. Bu da yerel çiftçilerin geçim kaynaklarını tehdit edecektir.
3. Su Kaynaklarına Etkisi: Maden faaliyetleri, yer altı su kaynaklarını kirletmekte ve suyun kalitesini düşürmektedir. Su, yaşamın temel kaynağıdır ve bu tür kirletici faaliyetler, hem insan sağlığını hem de tarım faaliyetlerini olumsuz yönde etkileyecektir.
4. Kirlilik ve Sağlık Sorunları: Maden işletmeciliği, toz, kimyasal atıklar ve ağır metaller gibi çevreye zararlı maddelerin yayılmasına neden olur. Bu durum, yerel halkın sağlığını tehdit etmekte ve yaşam kalitesini düşürmektedir.
5. Kültürel Mirasın Yok Olması: Zeytin, yalnızca bir tarım ürünü değil, aynı zamanda kültürel ve tarihi bir mirasımızdır. Zeytin ağaçlarının kesilmesi, bu mirasın kaybına yol açacak ve toplumumuzun kimliğini zayıflatacaktır.
6. Doğanın dengesini korumak, sürdürülebilir bir gelecek için bu hepimizin sorumluluğudur.
Bu nedenlerle, bu yasaların geri çekilmesini ve zeytin ağaçlarımızın korunmasını için bizler, iktidarı ve ilgili mercileri, bu yasaları derhal durdurmaya ve doğal varlıklarımızı korumaya davet ediyoruz.
Zeytin ağaçlarına sahip çıkmak, doğaya sahip çıkmaktır. Hep birlikte, bu değerli doğal varlıkları korumak için mücadele etmeli ve gelecek nesillere sağlıklı bir yaşam alanı bırakmalıyız.
Doğanın korunması, sadece bir çevre meselesi değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve adalet meselesidir.
Zeytin ağaçlarının kesilmesine ve yerine maden açılmasına karşı durarak, geleceğimizi koruma sorumluluğumuzu üstlenmeliyiz.
Bu mücadelede doğanın ve zeytin ağaçlarının yanında duran herkesi seslerini yükseltmeye davet ediyoruz.''