- İzmir
- 24.06.2025 21:15
İzmir’in Ödemiş ve Tire ilçelerinde düzenlenen Efeler Yolu Gastronomi Günleri, bölgenin eşsiz doğal, kültürel ve gastronomik zenginliklerini dünyaya tanıttı. Yerel tatlar ve geleneksel etkinliklerle dolu festival, turizm potansiyelini ön plana çıkardı.
İzmir Valiliği öncülüğünde gerçekleşen Efeler Yolu Gastronomi Günleri, Ödemiş ve Tire’de lezzet tutkunlarını bir araya getirdi. Etkinlik, bölgenin doğal güzellikleri, tarihi mirası ve zengin mutfak kültürünü tanıtarak, turizm ve gastronomi alanındaki potansiyelini gözler önüne serdi. Katılımcılar, yöresel ürünlerin tadına bakarken, Efe-zeybek kültürünün izlerini taşıyan rota boyunca unutulmaz deneyimler yaşadı.
Efe/zeybek temasını işleyen kültür rotasıyla geniş bir coğrafyayı kapsayan Efeler Yolu’nun tanıtımı için de önemli bir yere sahip olan Efeler Yolu Gastronomi Günleri, katılımcıların beğenisini topladı. Kendine has geleneksel mimari dokusunu günümüze kadar koruyabilmiş ender yerleşim yerlerinden biri olan; konakları, camileri, türbeleri, medreseleri, hamamları, çeşmeleri ve daha birçok eseriyle, beylikler döneminden başlayıp günümüze ulaşmış çok sayıda tescilli yapıya sahip Birgi’nin turizm potansiyeline de dikkat çekildi. Birgi içerisinde bulunan halkın kullanıma açık, odun ateşinde nohut mayalı ekmek pişirilen sokak fırınlarının asırlık geleneği ise Efeler Yolu Gastronomi Günleri’nde yaşatıldı.
Efeler Yolu Gastronomi Günleri’nin ilk gününde; Lübbey, Ödemiş ve Birgi rotası gezildi. Bir vadinin yamaçlarına serpilmiş ve “Hayalet Köy” olarak bilinen Lübbey ile başlayan gezi rotası, Ödemiş Arkeoloji ve Etnografya Müzesi ile devam etti. Konuklar ardından Ödemiş’in 1926 yılındaki ilk otellerinden olan şimdilerde ise Ödemiş ve Küçükmenderes havzasının geçmişini ve kültürünü tanıtmak amacıyla müze haline getirilen Kent Arşivi’nde geçmişe yolculuk yaptı. Coğrafi işaretli ‘’Töngül Pide’’ ve ‘’Ödemiş Tulum Peyniri’’ katılımcıların beğenisine sunuldu. Sonrasında Birgi’nin simgelerinden olan Çakırağa Konağı’nın bahçesinde, bölgeye has özellikli ürünlerin kullanıldığı akşam yemeği İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban’ın ev sahipliğinde, menüsü İzmirli ünlü Şef Osman Sezener tarafından hazırlandı. Yüzyıllardır ayakta kalan Çakırağa Konağı’nda ise Efeler muhteşem bir gösteriye imza attı. Efeler, alanda yer alan küçük Efeler ile bir araya gelerek misafirlere unutamayacakları bir an yaşattı.
Efeler Yolu Gastronomi Günlerinde lezzet tutkunlarıyla bir araya gelen İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, çok güzel bir coğrafyaya sahip olunduğunu ifade ederek, “Hem doğal güzellikler açısından hem tarihi varlıkları açısından, hem de iklim, doğal ürünler ve gastronomi zenginliği açısından çok özel bir havzadan bahsediyoruz. Bu havza milli tarihimiz bağlamında da çok özel bir yere sahip. Efeler Yolu ile ilgili çalışmayı ülkemizin ve dünyanın kamuoyuna sunmak istiyoruz ki buradaki yerel kalkınmaya katkısı olsun. İzmir, çok önemli bir ticari limanı olan ve dünyayla çok entegre bir şehirde yer almasına rağmen, iç bölgeler daha doğal, daha bakir kalmayı başarmış ve neredeyse şehir dışında hiç göç almamış. Ova kesimi dışında hızlı bir nüfus vermeye başlamış. Burada da ciddi manada nüfus azalışı olmuş. İnşallah bu çalışmalar sonunda kırsalda hem mevcut nüfusun korunması hem de belki giden belli bir nüfusun geri dönüşü sağlanarak, ekonomik canlılığa aracılık etmiş oluruz” dedi.
Türkiye’deki kestanenin yüzde 70’inin bu havzalarda yetiştiğini dile getiren Vali Elban, “Ancak ekonomiye nihai ürün olarak işleyen başka yerler bu konuda daha hızlı yol alıp meşhur olmuş. Bu havzada zeytininden incirine, kestanesinden tıbbi aromatik birçok ürünü doğal haliyle görebiliyorsunuz. İncirde, zeytin çeşitleri ve özellikle doğal zeytinleri ve zeytinyağında da çok iddialı bir bölge. Zeytinin yaprağı konusunda ilaçlamanın ve gübrelemenin olmadığı bir yer. Tüm bunların mutfağa girince nasıl bir mucizeye dönüştüğünü anlatmaya gerek yok. Bir yıldan beri bu coğrafyada geziyoruz, Efeler Yolu’nda yürüyoruz. Hem spor yapıyoruz hem coğrafyayı tanıyoruz hem de İzmir’in bu güzelliğini yaşıyoruz. Sadece gastronomisiyle değil, doğa sporları ve diğer etkinliklerle de inşallah herkesin bu güzelliklerden yararlanmasını temenni ediyorum” diye konuştu.
Gastronomi Günleri’ne katılan lezzet tutkunları, Efeler Yolu Direktörü Prof.Dr. Özgür Özkaya’dan süreç ve yürütülen çalışmalar ile ilgili bilgi aldı. Özkaya, “Efeler Yolu önemli yolları birbirine bağlayan 513 kilometrelik kültür rotası. Bu rota Bozdağ sıra dağlarını ve Aydın sıra dağlarını ki bu dağlar Manisa’yı İzmir’den, İzmir’i Aydın’dan ayıran dağları kapsıyor. Efe-zeybek kültürünün kalbi olarak nitelendirebiliriz. Türkiye’de daha önce yapılmamış özgün ve dünyada da daha önce yapılmamış unsurları barındırıyor. Bunlardan en önemlisi her etabın bir köyde sonlanıyor olması. Amacımız ileride anlatabilecek bir mühür ve pasaport ile Efeler Yolu rotasında yer aldıklarını göstermeleri. Ayrıca yürüyüşçülerin dağda kalmadan köylere girmesini oraları görmesini sağlamak. Efe-zeybek kültüründen önemli köyleri, yaylaları kullanarak birbirine bağladık, işaretledik ve kültür rotası oluşturduk. Bunun yanında Türkiye’nin en güzel köyleri olarak ifade edilen yerlerin de tanıtımına katkı sunmak için çalışıyoruz” diye konuştu.
Etkinliğin ikinci gününde ise 650 yıllık Ahilik geleneği ile Tire Pazarı’nın açılışı dualar eşliğinde yapıldı. Konuklar, esnasın adetlerinden olan Tire esnaf kahvaltısı olan Tak Tak Kebabı ve Tandır Çorbasının tadına baktılar. Türkiye’nin en büyük açık hava pazarı olan Tire Pazarı’nın 2 bine yakın tezgâhı ile sadece Tire için değil yöre için de önemine dikkat çekildi. Ardından Tire Süt Ürünleri Kooperatifi ziyaret edildi. Bölgenin süt ürünleri zenginliği, peynir çeşitleri ve kooperatifin yarattığı etki hakkında kooperatif başkanı Osman Öztürk, bilgi verdi. Efeler Yolu’nun en güzel noktalarından, yenilebilir otlar açısından çok zengin bir yer olan Kaplan Köyü ziyaretinde dünyanın en sağlıklı mutfaklarından sayılabilecek bölgenin mutfak kültürü konuklara aktarıldı. Nohut mayalı Kahrat ekmeği, çamur peyniri, bölgenin zeytinyağı, lor tatlısı, lalengi ve Tire köftesi tanıtıldı. Efeler Yolu Rotasında Kaplan Köyünün amblemi bir kaplan türü olan Anadolu Parsı’nın en son burada fotokapana yakalanmış olmasına, Güme Dağlarındaki yaban hayatın çeşitliliğinin korunması için yapılan çalışmalara da dikkat çekildi. Kaplan Dağ’da yer alan şef Lütfi Çakır ve şef Deniz Çakır tarafından Tire’ye ait hazırlanan özel yemekler, misafirlerin beğenisine sunuldu.
İzmir'in Bornova ilçesinden başlayarak Nif dağı ve Bozdağ sıradağlarını geçerek Kiraz'ın yaylalarını dönen ve devamında Aydın sıradağları üzerinden Efes-Selçuk'ta bulunan Meryemana'da sonlanan Efeler Yolu, 513 kilometrelik çok etaplı ve işaretli bir yürüyüş yolu. Efeler Yolu aynı zamanda bir pasaport ve mühür sistemine sahip olmasıyla da dikkat çekiyor. Efeler Yolu, bakir yaylalar ve dağ geçitleri kullanarak kültürel zenginlikleri günümüze taşıyan önemli köyleri de içinde barındırıyor. Yol, 27 ana etap ve 1 alternatif hat olmak üzere 28 etaptan oluşuyor. Efeler Yolu, sorumlu turizme yönelik çalışmaları ve fark yaratan özellikleriyle Green Destinations “Top 100 Stories” arasında yer almaya hak kazandı. Diğer yandan Efeler Yolu, daha ilk yılında tüm dünyada satışa çıkan Lonely Planet’in Türkiye Rehber Kitabı’nda yerini aldı. Rota, 2025 yılının hemen başında Avrupa Konseyi Kültür Rotaları’nın (Cultural Route of the Council of Europe) Yaylacılık Patikaları (Transhumance Trails and Rural Roads-TT&RR-) ağına kabul edildi. Bu önemli gelişmeyle birlikte, Türkiye’den bu programa kabul edilen rota sayısı 12’ye yükselirken, Efeler Yolu konseyin TT&RR ağına dâhil edilen ilk kültür rotası oldu. Söz konusu özellikleriyle Efeler Yolu, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı tarafından oluşturulan GoTurkiye platformunda tanıtılıyor.