Tugay’dan kararlı duruş: İzmir’i diz çöktürtmeyeceğim

Büyükşehir’de gerçekleşen grev ve grev nedeniyle aksayan hizmetler hakkında ilçe belediye başkanları ile bir toplantı gerçekleştiren Tugay, toplantı sonrası yaptığı basın açıklaması ile sendika yetkililerine ve grevi siyasi fırsatçılığa çevirenlere sert tepki gösterdi.

  • Oluşturulma Tarihi : 02.06.2025 13:21
  • Güncelleme Tarihi : 02.06.2025 13:21
  • Kaynak : BERKAY ERDEN
Tugay’dan kararlı duruş: İzmir’i diz çöktürtmeyeceğim haberinin görseli

İzmir Büyükşehir Belediye (İzBB) Başkanı Dr. Cemil Tugay, DİSK Genel İş ile tıkanan Toplu İş Sözleşmesi (TİS) süreci nedeniyle sendikaya bağlı işçilerin başlattığı grev hakkında bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Bornova Büyükpark içerisinde yer alan Bornova Belediyesi Kültür Merkezi'nde gerçekleşen açıklamaya ilçe belediye başkanları ve belediye bürokratları katılım gösterirken; Tugay yaptığı açıklamada sendikaya verdikleri teklifin son teklif olduğunu dile getirdi. Açıklamasında sendika yetkililerinin halka yalan söylediğini de dile getiren Tugay, teklif edilen ücretin Türkiye’deki en yüksek ücret olduğunu söyledi. Grevi fırsat bilerek CHP’ye ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yüklenenlere de tepki gösteren Tugay, “İzmir’i de İzmir Büyükşehir Belediyesini de önünüzde diz çöktürtmeyeceğim” ifadelerini kullandı.

GREV YAPMAYANLARA TEHDİT HUKUKSUZDUR

Sendika yetkililerin çalışan üyelerini greve katılmaları için tehdit ettiklerini aktaran Tugay, sendikanın kimsenin babasının çiftliği olmadığını söyledi. Kendisinin plansız ve gönüllü olarak yaptığı çöp toplama işine bile engel olunmaya çalışıldığını ifade eden Tugay, “Toplanmamızın ana nedenlerinden biri grev hakkında durum değerlendirmesiydi ve süreci konuştuk. Bundan sonrası hakkında ne yapmamız gerektiği konusunda önerilerde bulunduk. İkinci konuda bu grevin neden olduğu aksamalar vardı. En çok rahatsız olunan konu çevre ve insan sağlığına zara veren sağlık açsından öne çıkan temizlik konusuydu. Bayram arifesindeyiz. Kurban Bayramı'nda özel olarak yapılması gereken çalışmalar var. Kurban kesimi ve alanların temizliği ile ilgili. Bunların hepsi belediyelerin görevleri. Biz belediyeler olarak vatandaşın hizmetlerin aksamasından kaynaklı zarar görmemesi için alınacak önlemleri konuştuk. Dün akşam plansız bir saha çalışması oldu. Oradaki o görüntünün kötü olduğunu görünce bireysel olarak böyle bir karar aldım. Grevde olmayan bazı arkadaşlarımızı da alana çağırarak temizlik çalışması yaptık. Burada yanımıza gelip ‘bunu yapamazsınız’ dediklerinde onlara bazı hatırlatmalarda bulunduk. Grev yapıyorum çalışmıyorum hakkı işçilerin vardır sendika böyle bir karar alır siz de buna uyarsınız. Sendika bir karar aldığı zaman buna katılıp katılmama hakkı sizdedir. Ben grev yapıyorum dediğiniz an da maaşınız ve sigorta ödeminiz duruyor ve evinize gidiyorsunuz. Grev yaparken iş yerini de terk etmeniz gerekiyor hukuk budur. Ve grev yapmayanlara saygı duymanız gerekiyor onları sendikadan atma tehdidinde bulunamazsınız bunlar hukuki değildir. Hatta işini yapmak isteyene engel olmaksa uçtur. Bununla ilgili sonuç işinizi kaybetmeye kadar gidebilir. Ancak burada bir hata yapılıyor hem çalışanlar hem sendika hem de toplum İnsanların grev katılma hakkı da vardır katılmama hakkı da vardır. Sendikanın greve katılmayanları atıyorum deme hakkı yoktur. Sendika kimsenin babasının çiftliği değildir haklar yasa ile teminat altındadır. Ancak bu grev kararı alındığından beri Genel İş’in şube yetkilileri ve ege bölge başkanı çalışanları açık açık tehdit ediyorlar. Sizler yürüyüşlerde insanları görünce diyorsunuz ki gönüllü katılım var ancak bize gelen bilgiler böyle değil. Çalışanlara tehdit var grevden atarız diye tehdit ediyorlar. 2 saatte bir yoklama alınıyor böyle söyleyen çalışanlar var. Bunu hak gibi görüp çalışanın işini yapmasına engel oluyorlar. Park Bahçeler şantiyesini girişine bir şube başkanı bir sandalye koydu girişi engelledi. Bazı ilçe belediye başkanları da arabaların anahtarlarının alınarak engel olunduğunu açıkladılar” diye konuştu.

TEKLİF TÜRKİYE’NİN EN FAZLASI

Sendikayla yaptıkları görüşmede Türkiye’deki en yüksek teklifi verdiklerini açıklayan Tugay, diğer büyükşehirlerde bunun 20-25 bin TL kadar altında çalışıldığını söyledi. Daha fazlasının bütçeye yük olduğunun altını çizen Tugay, “Dün akşam bana bu çöpleri toplayamazsınız çünkü bu bizim ekmeğimizle oynamaktır dediler. Bu halkın sağlığı ile oynamaktır. Ben halk sağlığını düşündüğüm için oradaydım grevde olan kimseyi zorlamadım grevde olmayan arkadaşlarla bir çalışma yaptık. Çevre esnaftan ve belediye çalışanlardan gelen destekle büyüdük. İzmir halkı bu olayda haklı olduğumuzu anlamış durumda. Dün de bugün de yarın da her zaman görüşme masası açık. 6 aydır anlatmaya çalıştığımız şeyi o masa da anlatmaya çalışıyoruz. Belediye olarak ortaya koyduğumuz rakam Türkiye deki en büyük rakamdır. Hiçbir yerde daha yüksek bir rakam teklif edilmemiştir. Buna rağmen ölçü aldıkları tek şey; önceki belediye başkanının diğer sendika ile imza attığı ölçüsüz artış. Çalışanlarımızın hakları bizim teminatımız altında. Onların haklarını vermek bizi sadece mutlu eder. Şuan 23 bin kişiyi kapsayan sözleşmede biz o rakamları verirsek bütçenin bunu kaldırması mümkün değil. Bizden yapamayacağımız bir şey istiyorlar. Ardaki farkın en yakın zamanda düzeltileceğini defalarca izah ettim. Ben göreve geldikten sonra aradaki farkı kapatalım diye sözleşmede olmadığı halde yüzde 7’lik bir artış yaptık Ağustos ayında. Onu yaparken bu yüzde 7’lika artışı önümüzdeki yılın artışına da sayın dedik. Yani şuan artış yüzde 37-38 oranına tekabül ediyor. Daha bugün 2 büyükşehir belediye başkanı ile konuştum onlar bizden 20-25 bin altımızda veriyor. Bizim uzlaşmak için kapımız açık. Verebileceğimiz en iyi teklifi verdik. Bu İzmir halkına hizmet verememek anlamına, sigorta vergi yükü altına girmek anlamına gelir. Bütçeye göre hareket etmek zorundayız başka türlüsü mümkün değil” şeklinde konuştu.

BASINA SIZAN BORDRO EN DÜŞÜK OLANI

Sendikanın absın ile paylaştığı bordronun en düşük bordro olduğunu dile getiren Tugay, ortalama bordroların basın ile paylaşılandan çok daha fazla olduğunu dile getirdi. Sendika yetkililerin halka yalan söylediğini belirten Tugay, “Sendikanın bunu anlayıp çalışanlar üzerinde baskı kurmayı bırakıp bize gelmesi gerekiyor. Ancak üzülerek izliyorum. Bu siyaset fırsatçılığına dönüşmüş durumda. Bizi sendika ve işçi haklarına karşı olan insanlar olarak gösteriyorlar. Siz diğer belediyeleri görmeyeceksiniz ülkenin ekonomisi, belediyeler yapılan baskıyı görmeyeceksiniz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını görmeyeceksiniz. Halkın umudu olmuş CHP’li belediyeyi göreceksiniz. Halka yalan söylemesinler. İzmir dışında bu ülkede 80 şehir var oralarda sadece işçiler değil ama milyonlarca haksızlığa uğramış insanlar var. İzmir’de belediye dışında işçi çalıştıran bir sürü kurum var. Profesörler, memurlar, polisler biz bu kadar maaş almıyoruz diyorlar. Emekliler aldıkları maaş ile hiç bir şey elde edemez durumdalar. Kamu kaynağı kullanıyoruz bu halkın vergilerinden geliyor. Bütçe yetmediği zaman nereden feragat etmemizi bekliyorlar? Bunun cevabını vermeden sendikal haklar için konuşmasınlar. Sendika yöneticileri çok fazla yalan söylediler ve söylemeye devam ediyorlar. Yalan söyleyerek uzlaşmaya varılmaz. Kendileri buldukları en düşük bordroları bulup basın ile paylaşıyorlar. Ortalama bordroyu paylaşsak görecekler. Burası bir fabrika değil, burası kar eden kurum değil. Geliri sabit. Vatandaşın vergisinden belediyeye düşen pay. 4 buçuk milyon insanın tamamına hizmet götürmemiz lazım. Ülkenin ekonomik olarak sıkıntılı olduğu şu günlerde okuldan, camisine 30 ilçeye hizmet götürüyoruz. İzmir gibi şehirde siyasi fırsatçılık yaparak küçük bir azınlık olarak kalmaya devam edecekler. Biz iktidara talibiz. O yüzden adaletimizi, ahlakımızı hem TİS masasında hem de sokakta çöpü toplarken göstereceğiz arkadaşlar. Vatandaşlarımız dikkat etsinler ve şu soruyu sorsunlar ‘neden İzmir’ ülkenin başka hiçbir yerinde yoksunuz. Bu tutum kime hizmet ediyor bir düşünsünler. ‘Benim 500 bin oyum var ben oy vermesem Hamza Dağ’ı geçemezdin’ diyorlar bunların zihniyeti ortadadır. Hiç kimse sokağını temizlemek isteyen bir belediye başkanına engel olamaz. Bütün yalanlara, baskılara, fırsatçılığa karşı biz burada dimdik ayaktayız bu şehre sahip çıkmaya devam edeceğiz. Şehrimizi, halkımızı bizle dayanışma içinde olmaya davete diyoruz. Bu yürekten bir çağrıdır. Biz İzmir olmaktan ve İzmir’in değerlerine sahip çıkmaktan gurur duyuyoruz. Bir çözümsüzlük noktaya götürmeye çalışan olursa hukuk ve adalet ile bunu çözmek boynumuzun borcudur” dedi.

TUGAY: PAZARLIK İÇİN DEĞİL SONUÇ İÇİN SUNDUK

Yaptıkları teklifin son teklif olduğunu ve hala masada olduğunu belirten Tugay, maaşlarda etik bir sınır olması gerektiğini söyledi. Grevi fırsat bilerek fırsatçılık yapanlara karşı da kararlılık mesajı veren Tugay, açıklamalarını şu şekilde bitirdi: “Ben kurban pazarlığı yapabilen bir insan değilim. Arkadaşlarla yaptığımız tespitlerde 78 bine kadar artan bir fiyat teklifinde bulunduk dediler ki bu yetmez tekrar çalıştık. Dedim ki bu mağduriyet bitsin gelebildiğimiz en yüksek rakam 65 binden başlayan 80 bine kadar giden bir teklif oldu. Eylül ayında bir zam daha yapalım dedik. Teklifimiz hala masada. Bu rakamı pazarlık için değil sonuç almak için bildirdim. Hali hazırda yol mesai yapan otobüs şoförleri 100 bin lira kadar alıyorlar bunlar iyi ücretler. Valiler 70-72 bin ücret alıyorlar. Bazı belediyelerde şoför belediye başkanından daha fazla maaş alır hale geldi neredeyse burada etik bir sınır olmalı. Bu ülkede doktorun öğretmenin aldığı maaş belli. Bu Genel İş İzmir’e gelince aslan kaplan da diğer yerlerde nelere imza atmışlar bir bakın. Neyin peşindesiniz siz? Başka yerde ağzınızı açmamak, belediye başkanları içeri atıldığı gün ücret pazarlığı yapmak mı bu ülkeye sahip çıkışınız? Bataklığı bununla mı kurutacaksınız? Sadece bizim belediye çalışanların iyi ücret almasıyla Türkiye’nin sorunu çözülmeyecek. İzmirlinin sağlığının bozulmasıyla Türkiye’nin sorunu çözülmeyecek. DİSK Genel İş bizim sayemizde İzmir’de var bu İzmir’e yaptığınız büyük bir ayıptır. İzmir Bunu hakketmiyor. Biz sendikayla anlaşamadığımız için ortaya çıkan siyasi fırsatçılara sesleniyorum. Utanmıyor musunuz? İzmir’i de İzmir büyükşehir belediyesini de önünüzde diz çöktürtmeyeceğim.”