Türkiye Kamu-Sen Üyeleri İzmir’de İş Bıraktı

Türkiye Kamu-Sen Üyeleri İzmir’de İş Bıraktı

Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendika üyeleri, 18 Ağustos 2025’te iş bırakma eylemi gerçekleştirerek İzmir’de başta İZBAN olmak üzere birçok kamu hizmetinde aksamalara yol açtı. Eylem, Konak SGK İl Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasıyla kamuoyuna duyuruldu.

  • Oluşturulma Tarihi : 18.08.2025 12:57
  • Güncelleme Tarihi : 18.08.2025 12:57
  • Kaynak : BÜLTEN
Türkiye Kamu-Sen Üyeleri İzmir’de İş Bıraktı haberinin görseli

Türkiye Kamu-Sen İzmir İl Temsilcisi Recep Çakmak’ın öncülüğünde 500’den fazla sendika üyesi, Konak SGK İl Müdürlüğü önünde bir araya geldi. Memurlar, 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde hükümetin sunduğu yetersiz zam teklifine tepki gösterdi.

Türkiye genelinde eylem

Basın açıklamasında Çakmak, Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikaların ülke genelinde eş zamanlı iş bırakma eylemleri düzenlediğini belirtti:

Türk Sağlık-Sen üyeleri hastanelerde,

Türk Büro-Sen Adliye şubeleri Bayraklı Adliyesi önünde,

Türk Ulaşım-Sen İzmir 1 Nolu Şube TCDD Bölge Müdürlüğü önünde,

Tüm Kamu-Sen Genel Merkezi ve şubelerindeki üyeler iş bırakma eylemi yaptı.

Türkiye Kamu-Sen İzmir Temsilcisi Recep Çakmak , basın açıklamasında kamu işveren heyetini yetersiz zam teklifi konusunda uyardıklarını ifade ederek, “Bugün ülke genelinde gerçekleştirdiğimiz eylemle hakkımızı ve taleplerimizi yüksek sesle dile getiriyoruz” dedi.

Çakmak tarafından yapılan basın açıklamasının tamamı şu şekilde:

''Değerli basın mensupları, kıymetli kamu çalışanları, sevgili vatandaşlarımız;
Bugün burada yalnızca kendi geleceğimiz için değil, 4 milyon kamu çalışanı, 2,5 milyon emekli ve aileleriyle birlikte 25 milyon insanımızın onurlu bir yaşam mücadelesi için toplandık. Bizler emeğin, alın terinin ve kamu hizmetinin temsilcileriyiz. Hak aramak için buradayız, hakkımızı almak için buradayız, adalet için buradayız.

Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde kamu işveren tarafının teklifi, 2026 yılı için taban aylığa 1000 TL ile yüzde 10+6; 2027 yılı için ise yüzde 4+4 oranında oldu. Soruyoruz: Bu oranlar mutfakta kaynayan tencereye çare olur mu? Çarşıda pazarda hızla artan fiyatlara karşı bir anlam ifade eder mi? Kiraların maaşları geçtiği bir ülkede memura, emekliye nefes aldırır mı? Elbette hayır. Bu teklif ne memurun ne emeklinin sofrasına çare olur, ne de yarasına merhem. Milyonların alın terini yok sayan bu teklifi reddediyoruz ve bugün meydanlarda yüksek sesle reddettiğimizi ilan ediyoruz.

Ekonomik gerçekler ortadadır. Akaryakıta gelen zamlar, vergilerdeki artışlar, pazarda ve markette fahiş fiyatlar, zorunlu tüketim mallarındaki yükseliş açıklanan enflasyonun çok üzerindedir. Kiralar, memur maaşlarını ezip geçmiştir. Büyükşehirlerde memurlar barınamamakta, görev yerleri boş kalmaktadır. Maaşlar erimekte, emeklilerimiz temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmaktadır. İlave ek ödeme emekli maaşlarına yansıtılmazsa mağduriyet daha da derinleşecek, yoksulluk hem çalışanın hem emeklinin kaçınılmaz kaderi haline gelecektir.

Kamuda aynı işi yapan, benzer eğitim düzeyine sahip çalışanlar arasında ciddi adaletsizlikler vardır. Ancak getirilen teklif bu adaletsizliği gidermemektedir. O halde soruyoruz: Bu mudur adalet? Bu mudur çalışma barışı? Biz adalet istiyoruz, hakkaniyet istiyoruz.

Biz; yangınlarla mücadele eden ormancımızın, şehirlerin altyapısını ayakta tutan yerel hizmet emekçimizin, yolları ve köprüleri inşa eden ulaştırma çalışanımızın, barajlarımızı ve fabrikalarımızı işleten enerji personelimizin, toplumsal değerlerimizi yaşatan diyanet görevlimizin, tarihimize ve kültürümüze sahip çıkan kültür emekçimizin, iletişimimizi sağlayan haberleşme çalışanlarımızın, kamu hizmetlerini yürüten büro personelimizin, sağlığımızı koruyan fedakâr sağlık çalışanlarımızın ve geleceğimizi inşa eden eğitim neferlerimizin huzurlu, güvenli bir çalışma hayatına kavuşmasını istiyoruz.

Bu nedenle biz, 2026 yılı için yüzde 88,6, 2027 yılı için yüzde 45,2 oranında zam talep ettik. Ancak bize sunulan teklif hayattan kopuk, enflasyon hedeflerine sıkıştırılmış masa başı bir teklif oldu. Aile Yılı’ndayız ama aileyi destekleyecek tek bir düzenleme yok. Reel artış yok, refah payı yok, geçmiş kayıplarımızın telafisi yok. 3600 ek gösterge sözü tutulmadı, vergide adalet sağlanmadı, emekliye iyileştirme yapılmadı, bayram ikramiyesi verilmedi, yardımcı hizmetlilerin sorunları çözülmedi.

İşte bu nedenle bugün ülke genelinde iş bırakma eylemindeyiz. Hizmet üretmiyor, üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz. Bizler, her gün fedakârca görevini yerine getiren kamu çalışanlarıyız. Ancak emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Emeğimizin karşılığını istediğimiz için buradayız.

Buradan bir kez daha açıkça sesleniyoruz: Kamu işvereni, gerçekleşen enflasyonu, büyüme oranlarını, refah payını, artan yaşam maliyetlerini ve geçmiş kayıplarımızı dikkate alarak yeni, gerçekçi ve kabul edilebilir bir teklif getirmelidir. Kira yardımı, eş ve çocuk yardımı, ısınma, ulaşım ve yemek ücreti gibi sosyal haklarda somut adımlar atılmalıdır. Maaşlar, hayali tahminlere göre değil; pazarda, markette ve kirada yaşadığımız gerçeklere göre belirlenmelidir. Bize masa başı rakam değil, alın terimizin karşılığı olan rakam gerekiyor.

Bu sadece memurun değil, tüm milletin mücadelesidir. Biz buradayız ve hakkımızı almakta kararlıyız. Ülkemizin dört bir yanında aldığımız karara uyarak eylemimize katılan kamu çalışanlarına ve bize destek olan vatandaşlarımıza en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Mücadelemiz ortak mücadeledir, kazanılan her hak ortak zaferimiz olacaktır.''

 

 

Kaynak : BÜLTEN