- İzmir
- 25.11.2025 18:24
Üzüm, incir ve kayısıda rekolte düşüyor
2025 yılının kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı için kötü bir sezon olduğunu belirten Kestelli rekoltelerinin uzun yılların ortalamanın altında olacağını, fiyat artışlarının gelirleri karşılamadığını söyledi
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : HABER MERKEZİ
KEMAL ÖZKURT
İzmir Ticaret Borsası (İTB) Kasım ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Selami Özpoyraz idaresinde, İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve borsa üyelerinin katılımıyla gerçekleşti. Toplantıda, rekolte ve fiyat gelişmelerinin yanı sıra sürdürülebilir tarım, ihracatçı gelirleri, sektörün geleceği, merdiven altı işletmeler ve kadına yönelik şiddetle mücadele konularına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kestelli, 2025 yılının kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı üretimi açısından oldukça zor geçtiğini vurguladı. Kestelli “Aşırı sıcaklık, don, dolu ve zamansız yağışlar ürünlerin verim ve kalitesini ciddi şekilde etkiledi. Rekolteler uzun yıllar ortalamasının altında bekleniyor. 22 Kasım itibariyle ihracat miktarları; kuru üzümde yüzde 25, kuru incirde yüzde 20, kuru kayısıda ise yüzde 65 geriledi. Bu arz daralması ihracat fiyatlarını yükseltti; özellikle kuru kayısıda artış yüzde 72’yi buldu” dedi.
REKOLTELER ORTALAMANIN ALTINDA BEKLENİYOR
2025 yılının, geleneksel ihraç ürünleri olan kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı üretimi açısından oldukça zor bir yıl olduğunu belirten Kestelli, "Yıl boyunca görülen aşırı sıcaklık dalgaları, zamansız yağışlar, don ve dolu olayları, üç ürünün de verim ve kalitesini ciddi şekilde etkiledi. Rekolteler uzun yıllar ortalamasının altında bekleniyor. Temel sebebi küresel iklim krizi olan bu durumu son yıllarda çok sık yaşamaya başladık. Ürün arzında yaşanan bu gelişmenin ihracatımızda da önemli kayıplara neden olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim, 22 Kasım itibariyle yeni sezon ihracat miktarları geçen sezonun aynı dönemine göre; kuru üzümde yüzde 25, kuru incirde yüzde 20, kuru kayısıda ise yüzde 65 geriledi. Ürün arzında yaşanan bu sorunlar, her üç üründe de dünyanın en büyük üreticisi olmamız nedeniyle ihraç fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Kuru üzümde yüzde 3, kuru incirde yüzde 8 gibi kabul edilebilir şekilde artmış olsa da kuru kayısı da ihraç fiyatları yüzde 72 yükseldi" diye konuştu.

SÜRDÜRLÜBELİR TARIM İÇİN COP31 FIRSATI
Türkiye’nin COP31’e ev sahipliği yapacak olmasının, tarım sektörümünü hem küresel iklim politikalarına entegre etmek hem de sürdürülebilir üretim ve ticaret açısından yeni bir seviyeye taşımak için önemli bir fırsat olarak değerlendirilebileceğine dikkat çeken Kestelli, "Bu süreç iklime dayanıklı üretim, su verimliliği, dijital tarım teknolojileri ve karbon ayak izi ölçümü gibi alanlarda uluslararası fon ve teknik iş birliklerini artıracak. Tarımsal üretimden ticarete kadar değer zinciri yeniden değerlenecek; sürdürülebilir üretim, izlenebilirlik ve düşük karbonlu tedarik zincirleri güçlenecek. Toplantının hazırlığı ise kamu, üniversite, meslek odaları ve özel sektör arasında iş birliğini güçlendirecek” dedi.
FİYAT ARTIŞI GELİRİ KARŞILAMIYOR
Geleneksel ihraç ürünlerinde son yıllarda görülen fiyat artışlarının; iklim krizi, pandemi ve ekonomik sorunların bir yansıması olduğunu belirten Kestelli, “Uzun dönem fiyatlara baktığımızda da benzer bir eğilim var. 2000-2001 sezonunda kuru üzümün ortalama ihraç fiyatı 0,82 dolardı, bugün 3,55 dolar. Kuru incir 1,63 dolardan 6,89 dolara, kuru kayısı ise 1,21 dolardan 8,45 dolara yükseldi. Bu artışları; üretim maliyetlerindeki uzun dönemli yükselişler, döviz kurlarının etkisi, artan küresel talep ve iklim kaynaklı rekolte kayıplarıyla açıklayabiliriz” diye belirtti. Kestelli, fiyatlar yüksek olsa da üretici ve ihracatçı gelirlerinin tatmin edici olmadığını belirterek, “Girdi maliyetleri hızla yükseliyor, iklim kaynaklı verim kayıpları ise geliri sınırlıyor. Kısacası, fiyat arttı ama satılabilir miktar azaldı; maliyetler çok daha hızlı yükseldi” dedi.
SEKTÖRÜN GELECEĞİ İÇİN DESTEK ŞART
Kestelli, ihracatçılar açısından yüksek fiyatların rekabet baskısını artırdığını ve alıcıların alternatif ülkelere yönelmesine yol açtığını belirterek, “Arzın azalması ham maddeye erişimi zorlaştırdı, finansman ve işletme maliyetleri yükseldi, kâr marjları daraldı. Fiyat artışı kısa vadede gelirleri desteklese de orta ve uzun vadede sektörün sürdürülebilirliği için yeterli değil. Türkiye’nin bu ürünlerdeki liderliğini koruyabilmesi; iklim uyumlu üretim modelleri, maliyetleri azaltacak destekler ve rekabetçi, istikrarlı bir arz ile finans ve pazarlama yapısıyla mümkün” ifadelerini kullandı.

HER ÜÇ GÜNDE İKİ KADIN ÖLÜYOR
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününe ilişkin konuşan Kestelli, “Kadına yönelik şiddette son yıllarda ciddi artışlar görüyoruz. Son altı yılda şüpheli kadın ölümleri yüzde 96 arttı ve bu yıl ilk kez şüpheli ölümler, erkekler tarafından öldürülen kadın sayısını geçti. Her üç günde iki kadın şüpheli şekilde hayatını kaybediyor” dedi. Kestelli, çözüm için kanunların eksiksiz uygulanması, cezasızlığın önlenmesi, koruma kararlarının hayata geçirilmesi ve sosyal desteklerin artırılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca eşitlik bilincinin anaokulundan başlayarak eğitimle kazandırılmasının önemine dikkat çekerek, “Hep birlikte daha eşit bir dünyada yaşayabilmeyi umuyorum” diye konuştu.
Kaynak : HABER MERKEZİ