Mühür, istiridyenin içindeki inci tanesidir!

ONURHAN ALPAGUT-ÖZEL RÖPORTAJ

Mühür, iki ayda bir düzenli olarak yayımlanan ve Türkiye'nin dört bir yanına dağıtılan bir edebiyat dergisi. 2005 yılında bir yolculuk esnasında isminin “Mühür” olmasına karar verilen dergi ilk basıldığı günden bu yana okuyucuları tarafından ilgi ile takip ediliyor. 7 den 70 herkesin ilgi ile okuyabileceği bu edebiyat dergisinin kuruluş hikayesini bizimle paylaşan ve derginin yayın danışmanlığını yapan Mustafa Fırat, dergi olarak hedeflerinin ulaşabilecekleri en yüksek okur düzeyine ulaşmak olduğunu söyledi.

“BUGÜNÜN EN TESİRLİ DERGİLERİNDEN”

Bize kendinizden bahseder misiniz?

1978 yılında İzmir'de doğdum. İlkokulu İstanbul'da, orta ve lise yıllarını Antalya'da tamamladım. Üniversiteyi de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde bitirdim. Bu arada kısa bir dönem de olsa Ankara'da iki yıl ilkokul okudum. Ülkemin en güzel şehirlerinde bulundum. Daha ne isteyebilirim ki? Eğitim ve öğretim için ailem elinden geleni yaptı. Hani söylenir ya hep; “yemediler yedirdiler içmediler içirdiler.” Babam Tuncer Bey, ticaretle uğraşıyordu. Fakat ülkenin üzerinden buldozer gibi geçen darbe yıllarındaki ekonomik buhran babamın da işlerini hiç etti. Annem de belli bir yaştan sonra çalışma hayatına atıldı. Sırf benim eğitimimi tamamlamam için. Bunu nasıl unutabilirim. Şimdilerde geçmişi güzel bir şekilde anıyoruz. Yaptığım işin yanı sıra aynı zamanda Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeniyim. İstanbul'un en iyi okullarından birinde. Yeşilköy 50. Yıl Anadolu Lisesi'nde. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir okuldur. Mühür Şiir ve Edebiyat Dergisi’nin, Mühür Kitaplığı ve Mühür Çocuk Yayınları'nın yayın danışmanlığını yapıyorum. Yayına hazır ettiğimiz dergimiz önemli bir şiir ve edebiyat dergisi. Bugünün en tesirli dergilerinden. Güzel bir kitlesi var.

“GELİNEN NOKTADA KABIMIZA SIĞAMIYORUZ”

Derginin oluşum süreci ve ortaya çıkışı hakkında bilgiler verir misiniz?

Web sitemizde de var şöyle demiştik: “Her şey bir yolculuk.” Biz buna şimdi daha çok inanıyoruz. Bir yolculuk değil midir zaten edebiyat ve ona dair olan her şey? 2005 yılında bir yolculuk esnasında karar verdik önce Mühür Şiir ve Edebiyat Dergisi'ni çıkarmaya. O yıllarda yeni dergiler fazla yoktu. 2000'li yılların başında yeni dergiler soluk almaya başlamıştı ama aynı yılın ortalarına gelindiğinde bu kimi dergiler kapanmaya da başlamıştı. Açılıp kapanan kapılar aralığında ki dergiler birer kapıdırlar ve açıldığında bambaşka dünyalara okuru çekerler. Biz yola çıkarken, şiire ve edebiyata yeni bir soluk vermek için çıktık. Gelenekten destek alarak onu yadsımadan, klasik olanı önemseyen, yeni olana samimi bir şekilde eğilen, canlı, hareketli bir edebiyat ortamı hazır etmek için yola çıktık. Güdük metinler toplamlarını, çiziktirmeleri, görsel oyunları bir kenara iterek yola çıktık. Adı Mühür olsun istedik çünkü Mühür izi kolay kolay geçmez. Bir kalıcılığı vardır yıllar geçse de. Belki Süleyman'ın Mührü değil ama yayınlarımızla mührümüzü basmaya kararlıyız. Sonuç olarak, süreç değişerek ve genişleyerek bugüne geldi. Gelinen noktada kabımıza sığamıyoruz. Hep daha iyi ve net iz bırakmak için okurlarımızın karşısında boynumuzu eğiyoruz. 2008 yılında başlayan kitap yayıncılığımız da dahil yayınladığımız her kitap kendi içinde yazılı ve görsel medyada ses buldu. Sese ses verildi. Dağıtım ağıyla bugün daha da geniş bir çevreye ulaşan Mühür Kitaplığı, çıtasını her defasında yükselterek irtifa kazanmaya devam ediyor. 

“MÜHÜR, YARINA DAİR BİR HASRETTİR”

 “Mühür” ismi nereden gelmekte? Bir hikayesi var mıdır?

Mühür, dediğimiz gibi izi kalan bir şey. Ve biz bu yola çıkarken izi kalacak güzelliklere imza atmak için koyulduk. Yaptığımız, oluşturduğum her dosya, her sayı gerçekten ses getirdi. Bundan birkaç ay önce belki hatırlarsınız. Hürriyet Gazetesi'nde edebiyat dünyamız için çok önemli bir değer Doğan Hızlan neler söyledi? Bunlar elbette övünç. Güzel şeyler. İnsan, ortaya değer kattığını anlıyor. Ruhu okşanıyor. Yoksa maddi bir beklentimiz olmadı ki zaten.

Derginin hitap ettiği kesim nedir?

Bir genç arkadaşım, “Yolu edebiyattan geçen herkes bir gün Mühür ismini duyacak” demişti. Ben de öyle düşünüyorum. Şu an kendi halinde bir ekol oldu zaten. Geçmişine saygısını yitirmeyen ama bugüne de uzak kalmayan bir dergi düşünün. Usta isimlerle kol kola. Onlardan her gün ders kitaplarında yazmayan şeyler öğreniyor. Bunların hepsi edebiyat tarihine denk düşecek. Yaş sınırı yok dergimizin emin olun. Nitelikli edebiyattan yana olan herkese hitap ediyoruz.

Çıkış noktanız nedir?

Her zaman samimiyeti ve vefayı önemsedik. Dergimizin sayılarına ve yayına aldığımız kitaplara bakıldığında da bu iki olgu bariz bir şekilde görülecektir zaten. Edebiyattaki canlılığı ancak ve ancak geçmişle, gelenekle, ama gelene ek olmadan günün üzerinden yapacağımızı söyledik. Bunlar hep çıkış noktaları olarak söylenebilir.

Dergi olarak ne gibi sıkıntılar içerisindesiniz?

Dergimizde herhangi bir sıkıntı yok. Olsa zaten daha henüz ilk başlarda kendini gösterirdi. Dikkat etmek gerekir. 2005'ten bu güne çıkıyoruz. Bu zaman azımsanmayacak düzeyde. Çünkü; özellikle 2000'li yılların başında bize benzer çok sayıda Edebiyat Dergisi çıktı. Hepsinin iddiaları vardı. Bugün bir kaçı yayın hayatına devam ediyor. Daha dün yeni çıkan bir derginin de bir iki sayı çıktıktan sonra yayın hayatına son verdiğini öğrendim. Çok üzüldüm. Çünkü dergiler gerçek edebiyat alanının önemli, bağlamlarıdır. Nitelikli okur zaten bunu bilir.

Geleceğe yönelik amaç ve hedefleriniz nedir?

Daha fazla okura ulaşmak. Mühür ismini kalplere kazımak, daima çoğalmak. Yeni okurlarla yeni kalemlerle yola revan olmak. 2015'in eylül ayında aldığımız ülkedeki nitelikli her fuara katılma düşüncemizden de hiçbir zaman vazgeçmedik. 2016 yılı bizim için çok iyi geçiyor. Aynı şekilde devam edeceğiz. Hatta fuarların sayıları katlanarak artacak bunu da sizin aracılığınızla bildirelim okurlarımıza. Ayrıca Mühür, istiridyenin içindeki inci tanesidir.

Dergi kaç adet basılmakta ve nereden temin edebiliriz?

Dergimiz bin 200 adet basılıyor. İzmir'de Yakın Kitabevi'nde ve Pan'da vardır. Ayrıca ülkenin büyük kitap satan sitelerinden de alınabilir. Olmadı dergimize abone olunarak destek verilebilir. Böyle ciddi bir abonemiz var çünkü. Abone olmak isteyenler de bizimle irtibata geçsinler olur mu? Hediye kitaplarımız da oluyor çünkü abone olan kişilere.

“DEĞER VERENE EĞİLİYORUZ”

Ülke genelinde edebiyata ve sanata değer veriliyor mu? Konu hakkındaki görüşleriniz?

Çok konuşulan bir şey bu. Geçmiş yıllarda basılan örneğin şiir kitaplarının adetleriyle kıyasladığımızda bugün basılan şiir kitapları komik kalıyor maalesef. Üstelik bu ülkede şiire ne kadar önem verilir. 80'li yıllarda 5000 adet basılan şiir kitapları bugün en iyi ihtimalle bin adet basılıyor. Hatta bazı yayınevleri 250’ye kadar indirmiş bunu. Daha iyi olabilir. Daha da iyi olabilir. Kalbimiz büyüktür bizim. Biz değer verene eğiliyoruz.

“BİZİM İŞİMİZ SİYASET DEĞİL”

OHAL basın dergi ve gazeteleri nasıl etkileyecektir? Olumlu ve olumsuz düşünceleriniz nedir?

Bunun için devlet yöneticileri gerekeni söyledi. Bizim işimiz siyaset değil. Bu kararın millete değil devlete karşı alındığını söylüyorlar. Bunun için olumlu olumsuz bir düşüncede bulunamam bu yüzden. Ama Batı'da da bunu uygulayanlar var. Bakın hayat devam ediyor. Değişen bir şey var mı? Ben böyle düşünüyorum. Başımıza gelen öyle böyle bir durum değil çünkü. Sabah uyandığımızda çocuklarımıza eşimize nasıl anlatacaktık bir düşünün bu durumu. Böyle bir durumla bir daha karşı karşıya gelmemek dileğimiz olmalı.

Gençlerimizin okuma düzeyi ne durumda? Yeterince okuyorlar mı?

Okumuyor tabii ki. Ama bir kaçının elinde bugün bizlerin çok da haz etmediği çok satan kitapları görüyoruz. En azından okuyor diye içimizden geçiriyoruz. İçimizi serinliyor. Okumak kadar güzel olan ne olabilir? Okumak ok gibi kalplere de işlemeli.

Haber Merkezi