Sayfa Yükleniyor...
Karabağlar Belediyesinin düzenlediği Reşat Nuri Güntekin Edebiyat Günleri kapsamında, gazeteci yazar Enver Aysever ve sinemacı yazar Tuna Kiremitçi düzenlenen panelde İzmirlilerle buluştu. İzmir Üniversitesinin ev sahipliği yaptığı organizasyonun ana teması romanlar ve sinema idi.
EMİRCAN IŞILDAK
Karabağlar Belediyesinin her yıl düzenlediği Reşat Nuri Güntekin Edebiyat Günlerinin altıncısı, bu yıl da sanatseverlerin ilgi odağı oldu. Etkinlikler kapsamında İzmir Üniversitesinde de bir panel düzenlendi. Hakan Urgancının yönettiği panele gazeteci yazar Enver Aysever, yazar ve sinemacı Tuna Kiremitçi, Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu ve İzmir Üniversitesi yönetimi katıldı. Panelin konusu romanlar ve sinema ilişkisiydi. Öğrenciler ve İzmirli sanatseverler organizasyona yoğun katılım gösterdi. Aykırı Sorularıyla tanınan Enver Aysever öğrencilerden gelen soruları da kendine has üslubuyla yanıtladı.
Organizasyonun açılış konuşmasını yazar Yunus Bekir Yurdakul yaptı. Yurdakul katılımdan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Bugün edebiyatımızın çok önemli bir ismi için buradayız. Sevgili Reşat Nuri Güntekin bu bölgede yaşamış, edebiyat dünyamızın çok değerli bir kalemi. Saygıyla anıyoruz dedi.
ROMANLARI ERKEKLER YAZIYOR, KADINLAR OKUYOR
Panelistlerden Enver Aysever herkesi selamlayarak başladığı konuşmasında, sanat alanındaki kadın-erkek yoğunluklarından bahsetti. Yazar erkeklerin sayılarının daha fazla olduğunu belirten Aysever, Dünya geneline bakıldığında oranlar değişkenlik gösterse de işin mutfağında erkekler yoğunlukla gibi gözüküyor. Yani özellikle romanları erkekler yazıyor, kadınlar okuyor. Böyle bir durum söz konusu. Sanki erkekler, kadınlar için roman yazıyormuş gibi bir atmosfer var değerlendirmesinde bulundu. Sahne ile roman arasındaki ilişkilerden de bahseden Aysever, Romanın okuyucu kitlesi ile sinema izleyicisi arasındaki ilişkiler incelenmeye değer. Eserlerin hem tiyatroya hem de sinemaya uyarlanması değişik bir olgu. Sinema da tiyatro da size bambaşka bir algı sunabiliyor. Romanda okuduğunuz karakterleri herkes kendi düş dünyasında kurgular fakat sinema ya da tiyatro size bu karakterleri tek olarak sunar. Bu yönden her birini ayrı ayrı ele almak gerekir yorumunda bulundu.
SİNEMANIN KENDİ GERÇEKLİĞİ VAR
Sinemacı yazar Tuna Kiremitçi ise yazılı eserlerin sahneye uyarlanması sırasında yazarların yaşadığı duygulara değindi. Bir yazarın romanı sahneye kurgulanmak için karar verilmişse, bence yazarın yapacağı iki şey vardır. Ya esere tamamen sadık kalınmasını ve değiştirilmemesini talep edeceksiniz ya da hiçbir şekilde müdahale etmeyip, karışmayacaksınız. Çünkü sahne sanatlarının doğasında bu vardır. Sahne sizin düş kurmanıza izin vermez. Kendi belirlediği sahneyi ve karakterleri anlamlandırmanızı ister. Bu açıdan yazarların zor bir karar vermesi gerekir diyen Kiremitçi, roman-sahne ilişkisini yorumladı.
Panel öğrencilerin konuşmacılara sorular yöneltmesiyle devam etti. Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu ve İzmir Üniversitesi yönetimi de her iki isme katılımlarından dolayı teşekkür edip, hediyeler sundu.
Haber Merkezi