Şiirleriyle hayat mücadelesini okurlarına anlatıyor

ONURHAN ALPAGUT-RÖPORTAJ
Tunceli doğumlu şair Kevser Akın ile kitapları ve şiir üzerine söyleştik. 1994 yılında doğu’da yaşanan olaylar nedeniyle İzmir’e yerleşen şairin farklı bir öyküsü var. Yaşadığı hayat oldukça zorlu geçmiş. Çok erken yaşlarda kardeşlerine hem annelik, hem ablalık yapmış. Ama azmi hiçbir zaman bitmemiş. Yaşadıklarını ve hayat öyküsünü şiirleri ile okuyucularına aktaran Kevser Akın, ‘Sevdam ve Kavgam’, ‘Memleket Düşü’ kitaplarını yazdı. Son kitabının arkasına diğer şiir kitaplarının aksine beş adet kendi öyküsünü eklemiş. Şairin ise en büyük isteği kendi hayatını kaleme aldığı öykülerini kitap haline getirmek.



Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1962 yılında Tunceli’de doğdum. Ortaokul ve liseyi orada tamamladım. Resmi kurumlarda görev aldım. 10 yıl süreyle kuaförlük işi ile meşgul oldum. 3 Çocuk annesiyim. 1994 yılında doğu’da yaşanan olaylardan dolayı İzmir’e taşındım. Burada yaşamaya devam ediyorum.  2013 senesinde boşandım. Hayat mücadelesi esas o zaman benim için başladı. 4.5 sene boyunca evde yaptığım ürünleri sattım.
Yazıyla alakanız ilk ne zaman gelişti?
Evde çalıştığım sürede her gece bir kahve ile bir dörtlük yazardım. Böyle böyle işler başladı. İlk kitabımı 2018 yılında yayınladım. Oğlumdan büyük destek gördüm. Ayrıca kendi hayatımı anlatan kısa öykülerim var. İkinci kitabımda kısa bir süre yayınlandı. Yayınlanan ikinci kitabımın sonuna beş öykü ekledim. Hepsi çocuklarıma ithafendir.
Duygularınızı ifade etme konusunda neden şiire yöneldiniz?
Öyküyü yazmak için elinizin altında bir bilgisayar olması lazım. Ben eserlerimi telefonda yazıyorum. Bu sebeple öykülerimi deftere yazıyorum. Birçok öyküm var. Şu an beklemede. Yayınlanmasında süreç devam ediyor. Benim farklı bir yönümde şiirlerimde diğer şairlerin aksine ‘demleme’ yapmamam. Bir kelime ile başlıyorum. Aynı zamanda bitiriyorum.
Koronavirüs pandemisinin yoğun olduğu eve kapandığımız süreçte neler yaptınız?
Üç ay eve kapandım. Şiirler yazdım. Yasakların bitmesi ile oğlumun yanına gittim. Burada da yine aynı şekilde yazdım. Kısaca pandemi dönemi bu şekilde geçti.
Şiirlerinizde daha çok hangi konuları ele alıyorsunuz?
Genellik hayat kavgam, isyanım gibi konuları ele alıyorum. Bu konuları ele almamın sebebi ise zorlu bir hayat mücadelesi vermem. Aşk şiirlerimde çok var. ‘Sevdam ve Kavgam’da olduğu gibi… Kafamda aşkı yaratıyorum ve onu kaleme alıyorum.
Türk edebiyatındaki mevcut en önemli sorunu ne olarak görüyorsunuz?
Ekonomi… Geçim, derdi. Yazdığımız şiir kitapları 15 liraya satılmıyor. Birçoğunu hediye veriyoruz. İnsanlarda alım gücü yok. Pandemi döneminde insanları işsiz kalması gibi durumlar… Gelecek pek aydınlık değil ama yine edebiyat için umutluyum.
Kitaplarınızın kapak tasarımları çok ilginç. Tasarımını kim yaptı?
Oğlum Berkin tasarladı. Elime geçen kapak tasarımları beğenime ve şiirlerime uymuyordu. Resimleri Tunceli’de çekilmiş ve tamamen gerçektir.
Öykülerim var dediniz. Bununla ilgili bir kitap çıkarmayı düşünüyor musunuz?
Bilgisayar edinirsem ilk yapacağım iş öykü kitabını yazmak. Kağıda yazdıklarımı dijital ortama aktarmak… Öykünün konusu engelli bir kadının hayatının nasıl geçtiğine dair… Benim hayatımı anlatıyor. Annem 14 yaşında evlenmiş. Onun senesinde beni doğurmuş. Arkamda altı kardeşim var. Ben, kardeşlerime hem annelik hem ablalık yaptım. Engelli bir bireyim. Benim hayata bakış açımı yansıtıyor. İnsanların bana karşı tavırları hayata daha azimli yaklaşmama neden oldu. Onların sözleri beni kamçıladı.
Son olarak neler söylersiniz?
Edebiyata insanların daha meyilli olmasını istiyorum. Okumak kadar güzel bir şey yok. Birçok bilgi ediniliyor. Fakat insanlar her şeyi bildiklerini düşünerek, konuya yaklaşıyorlar. Ama öyle değil. Bunun en başı sevgi. Eğer içinizde sevgi varsa kitapta okursunuz, hayata karşı yaklaşımınızda farklı olur.
‘SEVDAM VE KAVGAM’ KİTABINDAN BİR ŞİİR
İn şu zemheri karanlık,
Gökyüzünden
Eşit şekilde dağıt,
Sepetindeki umutları,
Aydınlat şu geceyi…

 

Haber Merkezi