Yazılmayı bekleyen milyonlarca hikaye var

Hem yazar hem La Kitapevi Genel Yayın Yönetmeni Leyla Akgül ile yazar olma süreci ve kitapları üzerine konuştuk. Akgül’ün yayınlanan ‘Pir Sultan Abdal Sözlüğü’ ile ‘Metrodan İnsan Manzaraları’ iki kitabı bulunuyor


  • Oluşturulma Tarihi : 30.03.2020 08:14
  • Güncelleme Tarihi : 30.03.2020 08:14
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Yazılmayı bekleyen milyonlarca hikaye var

ONURHAN ALPAGUT/RÖPORTAJ
Ankara doğumlu Yazar ve La Kitapevi Genel Yayın Yönetmeni Leyla Akgül’ün okumaya ilgisi çocukluk yıllarına dayanıyor. Babasının aldığı ‘İhtiyar At’ adlı kitap ile okumayı hiç bırakmayan Akgül, çocukluğunun ilerleyen yıllarında ilk dörtlüğünü yazdı. O günlerde aslında Akgül’ün geleceği de şekilleniyordu. Geçen süreçte Yazarın öyküleri, hikayeleri, şiirleri, söyleşileri de çok sayıda dergide yayınlandı. Aktif olarak yazmayı sürdüren Akgül’ün ‘Pir Sultan Abdal Sözlüğü’ ile ‘Metrodan İnsan Manzaraları’ kitapları yayınlandı. Yazarın şiir, öykü, sözlük, rüya, esoterizm alanlarında 7 adet yayınlanmayı bekleyen çalışması bulunuyor.



Sizi kısaca tanıyalım…
1973 Ankara doğumluyum. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi mezunuyum. Pir Sultan Abdal Sözlüğü ve Metrodan İnsan Manzaraları isimli iki kitabım var. La Kitap Yayınlarının yayın yönetmeniyim. 2019 da çeşitli edebiyat etkinliklerinin yapıldığı, aynı zamanda bir kişisel gelişim merkezi gibi faaliyetleri olan bir akademi gibi çalışan L’akademia’yı kurdum. Aynı zamanda ayda bir felsefe söyleşileri yapılan Kaygusuz Abdal Felsefe okulunu kurdum. Çalışma ve projelerim devam ediyor.



ÇOK KİTAP OKUDUM
Yazar olma yolundaki hikayeniz nedir?
Benim çocukluğumda okumayı ilk öğrenenlere kırmızı kurdele takarlardı. Ben sınıfta okumayı ilk öğrenen 6. kişiydim. Cinali kitapları vardı. Onları hiç yanımdan ayırmıyordum. Sonra babam bir hikaye kitabı aldı: İhtiyar At. Ondan beri okumayı hiç bırakmadım. Zaten o dönemde babam çok dergi ve ansiklopedi alıyordu. Bilim ve teknik dergilerini uzun zaman takip etti. Hatta kendine göre cilt ettirdi. Anadolu Uygarlıkları diye bir ansiklopedi vardı. Daha birçok kitap: Romanlar. Mesela ben üçüncü sınıfta Kemalettin Tuğcu okurken ağabeylerime Yaşar Kemal’in Yılanların Öcü ile İçerdeki Oğul kitaplarını almıştı. Öğretmenlerimizin tavsiye ettiği yardımcı kitap olarak çok güzel dergiler alınmıştı bana. Bu kadar okumaktan mıdır yoksa babamın ozanlığından mıdır dördüncü sınıfta bir dörtlük yazmıştım. Koşa koşa babaanneme (o zaman biz ebe diyoruz) götürüp okudum. O zaman muhtemelen teşvik etmek için sarılıp öptü beni. O sırada evde misafir vardı. Misafir kadın babaanneme, “Sizin ailede şiir yazan var mı?” diye sordu. Babaannem, “Bunun anneannesi çok güzel şiir söylerdi” dedi. Benim sonraki okuma-yazma maceram hiç bitmedi. İlkokulda ve ortaokula bir iki yıl kütüphaneden sorumlu bir görev aldım. Bu sürede de çok kitap okudum. Sürekli yazdım. O zaman yazdıklarım nasıldı şimdi pek hatırlamıyorum ama sonrasında öykülerim, şiirlerim, söyleşilerim dergilerde yayınlandı. Sonraki çalışmalar iki yayınlanmış kitap ile henüz bitmemiş yedi tane çalışmam var. Birçok kitaba editörlük var. Yaşadığım sürece yazma serüvenim devam edecek çünkü yeryüzünde yazılmayı bekleyen binlerce milyonlarca hikaye var…
TOPLUM İÇİN YOL AÇICI
Biraz da kitaplarınızdan ve çalışmalarınızdan söz edelim isterseniz?
Bildiğiniz üzere benim yayınlanan iki kitabım var: Pir Sultan Abdal Sözlüğü ile Metrodan İnsan Manzaraları. Yakın bir zamanda Pir Sultan Abdal Sözlüğü’nün 3. baskısı yapılacak. Bunun yanında yayınlanmamış 7 çalışmam var. Biri şiir, biri öykü, sözlük, rüya ve ezoterizm konularında çalışmalar bunlar. Yayınevindeki çalışmalar ile diğer etkinlikler, söyleşi ve konferanslar, editörlük yaptığım kitaplar ve fuarlar sebebiyle bu çalışmalar çok yavaş ilerliyor. Eğer istediğim gibi giderse bu sene sonunda en az bir tanesini yayınlamak istiyorum… Ayrıca La Kitap Yayınlarından çıkan bütün kitapları kendi kitabım gibi sahipleniyorum… Bunu özellikle belirtmek isterim. Çünkü her birinde emeğim var. Bir de arkasında durup sahiplenemeyeceğim bir kitabı yayınlamak mümkün değil… Öte yandan ben elimden geldiğince toplum için bir yol açıcı olduğumu düşünüyorum. Bunu kibir, kendini beğenme anlamında değil azmetmek, vazgeçmemek, yılmamak ve çok çalışmak anlamında söylüyorum. La Kitap Yayınlarının kuruluş hikâyesi de bütün bunları içinde barındıran bir başarı hikâyesi aslında. Bu sebeple karşılaştığım insanlara özellikle bu hikâyeyi anlatıyorum. Girişimci kadınlar için rol model olabilmek için bu hikayenin sürekliliği gerekir. Peki hikayenin sürekliliği nasıl gerçekleşir elbette yayıncı, yazar, editör, grafiker vs oluşan ekip çalışmasıyla. 2017 yılında İran’daki Girişimci Kadınlara Plaket verme töreninde La Kitap Yayınlarının kuruluş hikâyesini anlatırken başarının her zaman ileriye doğru gitmek olmadığını zaman ve duruma göre bazen geriye, bazen sağa, bazen sola ama her zaman ilkeli ve dürüst olmak gerektiğini belirtmiştim. Hala bu düşüncemi koruyorum…
AHMET TAHSİN BENİ ÇOK ETKİLEDİ
En çok hangi yazarları okuyorsunuz? Kimlerden etkileniyorsunuz?
Ben halkbilimi çalıştığım için daha çok araştırma kitapları okuyorum. Alan araştırmaları yapıyorum. Alevi/Bektaşi deyimiyle ulu ozanların deyişleri ve söylenceler üzerine çalışıyorum. Bu sebeple bu alanda bir ya da birden çok yazardan etkilenmek söz konusu değil. O alanla ilgili her çalışmayı okuyup değerlendirme yapmak gerekiyor. Edebiyat alanında ise popüler yazarları pek okumadığım için araştırma kitaplarına biraz ara vermek biraz soluklanmak için okuduğum yazarlar var. Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Vedat Türkali, Sait Faik, Nazım Hikmet, Kemal Tahir, Fakir Baykurt, Memet Türkkan gibi yazarları, dünya klasikleri, Erich From, Ahmet Ümit, Oya Baydar, Dan Brown, Haydar Ersöz ve adını yazamadığım birçok yazar var. Özellikle son dönemde Dönemeç isimli iki ciltli bir kitaba imza atan Ahmet Tahsin beni çok etkiledi.

 

Haber Merkezi