- Magazin
- 19.11.2025 14:43
Fenomen çift ‘kara para’ davasında hakim karşısında: Özlem Öz ile Tayyar Taylan Öz için ara karar
Sosyal medya fenomeni Özlem Altınok Öz ile eşi Tayyar Taylan Öz ve şirket ortağı İbrahim Karaorhanlı, “mal varlığı değerlerinin gayri meşru kaynağını gizlemek” suçlamasıyla hakim karşısına çıktı. Ara karar açıklandı. İşte detaylar…
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : HABER MERKEZİ
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada, tutuksuz yargılanan sanıklar Özlem Altınok Öz, Tayyar Taylan Öz ve İbrahim Karaorhanlı ile avukatları Mustafa Tırtır hazır bulundu.
İddianamenin okunmasının ardından sanıkların kimlik bilgileri doğrulandı ve ifadelerine geçildi.
Akademisyen hemşire olduğunu, şu an çalışmadığı için herhangi bir geliri bulunmadığını belirten Özlem Altınok Öz, kendisine yöneltilen suçlamaların farkında olduğunu ancak bunları kabul etmediğini ifade ederek savunmasını verdi.
Sanık Öz, 4 çocuğunu yataklarında bırakıp duruşmaya geldiği için üzgün olduğunu dile getirerek, "Zor süreçler yaşadık bunların son bulmasını istiyorum. Maddi olarak zor duruma düştük, ev sahibimiz evden çıkarmak istiyor. Kazançlarımız, gerçek ticaretten kaynaklanmıştır. Dava nedeniyle çok yıprandık, beraatimizi istiyorum." şeklinde kendisini savundu.
Sanık Tayyar Taylan Öz ise tıp doktoru olduğunu, aylık 100 bin lira kazandığını, doktor olarak çalışırken pandemi sürecinde eşiyle sosyal medya paylaşımları yaptıklarını açıkladı.

“BİZ MADALYA BEKLERKEN…”
Pandemi sürecinde eşinin işten çıkarılması ve sosyal medya hesaplarının büyümesi üzerine bir marka kurduklarını ancak başarılı olamadıklarını belirten Öz, savunmasında,"Daha sonraki süreçte İbrahim Karaorhanlı ile tanıştık ve marka olarak çok büyüdük, büyük vergiler ödedik. Sosyal medyada kara para akladığımız iddialarında bulunulması üzerine hakkımızda soruşturma başlatıldı ve battık. Biz madalya beklerken asılsız suçlamalarla cezalandırılıyoruz." dedi.
Öz, duruşma hakiminin "Engin Polat ve şirketlerinden kardeşinizin hesabına para gönderilmiş, sebebi nedir?" diye sorması üzerine,"O dönemde eşimin sosyal medya hesabı üzerinden Polat'ların ürünlerinin reklamını yapmıştık. Borcumdan dolayı kardeşimin hesabına ödeme yapıldı." şeklinde yanıtladı.

“KEŞKE BİZİ İDAM ETSELERDİ…”
Sanık İbrahim Karaorhanlı ise "Şirketimize kayyım atanması nedeniyle zordayız. Tüm tedbirlerimizin kaldırılmasını istiyoruz. Keşke bizi idam etselerdi ama ismimiz kara parayla karşı karşıya gelmeseydi." diyerek savunma yaptı.
Sanıkların avukatı Mustafa Tırtır, müvekkili Özlem Altınok Öz’ün kimlik tespiti sırasında gelirine ilişkin soruyu yanlış anladığını, bu nedenle beyanın düzeltilerek aylık kazancının yaklaşık 100 bin lira olarak tutanağa geçirilmesini sağladı.
Müvekkillerine iftira atıldığını savunan Tırtır, sanıkların kişisel mal varlıkları ve şirketleri üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasını, ayrıca “Medelina Sağlık ve Reklam Hizmetleri Ltd. Şti.” için verilen kayyım atama kararının iptalini talep etti.

ARA KARAR AÇIKLANDI
Mahkeme ara kararında, şirkete yönelik kayyım ve el koyma kararlarının kaldırılmasına, ancak sanıkların şahsi mal varlıkları üzerindeki tedbirin sürdürülmesine hükmederek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
NE OLMUŞTU?
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sosyal medya fenomeni olarak tanınan bazı kişilerin dikkat çekici paylaşımlar yaparak geniş bir takipçi kitlesi oluşturduğu, bu kitle üzerinden sahte bir marka algısı yarattığı ve gerçekte değeri düşük olan ürünleri bu algıyla yüksek fiyatlarla sattıklarına dair ihbarlar üzerine soruşturma başlatıldığı ifade ediliyor.
İddianamede, Özlem Altınok Öz, Tayyar Taylan Öz ve İbrahim Karaorhanlı hakkında da Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne ulaşan benzer bildirimler olduğu, bunun üzerine MASAK tarafından bir inceleme raporu hazırlandığı belirtiliyor.
Sanıkların ortak olduğu Medelina şirketine yönelik yapılan vergi denetimleri sonucunda bir vergi suçu raporu düzenlendiği, bu kapsamda Anadolu 74. Asliye Ceza Mahkemesi'nde "Vergi Usul Kanunu'na muhalefet" suçundan yargılamalarının sürdüğü aktarılıyor.
Şirket üzerinden gerçekleştirildiği belirtilen vergi kaçakçılığı nedeniyle kamunun 10 milyon lira zarara uğradığı, bu zarara karşılık gelen ceza tutarının 51 milyon lira olduğu da iddianamede yer alıyor. Bu suçun, "öncül suç" niteliğinde olduğu özellikle vurgulanıyor.
İddianameye göre sanıkların, vergi kaçırma yoluyla elde ettikleri gelirleri akladıklarına ilişkin yeterli delile ulaşıldığı değerlendirilerek, “mal varlığı değerlerinin yasa dışı kaynağını gizlemek” suçundan kişi başı 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Kaynak : HABER MERKEZİ