Akne izinde lazer tedavisi

TANER UYANIKER

Son zamanlarda lazer tedavisi çoğu kişi tarafından kullanılıyor. Özellikle akne sorunu yaşayan ve sonrasında oluşan leke ve çukurluklar için insanlar doktorların kapısını aşındırıyor. Uzun yıllardır bu işi yapmakta olan Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Murat Ataseven, insanların lazer tedavisini yaptıracağı yeri iyi seçmeleri gerektiğini belirtiyor. Akne ve oluşturduğu problemler için lazer tedavisinin uygulaması üzerine konuştuğumuz Ataseven, akne sorununu ikiye ayırarak, birincisinin hormonal sistemin baskın olduğu ve ergenlik döneminde ortaya çıktığını diğerinin ise hormonal durumla ilişkisi olmayan travmatik gibi etkenlerde oluşan ve ileri yaşlarda çok sayıda olmamakla birlikte tek tek ortaya çıkan akneler olduğunu söyledi. Aknede uygulanan lazer tedavisine değinen Ataseven, “Hiçbir lazer çeşidi ne olursa olsun aknenin bir daha çıkmaması üzerine tedavi göstermez. Olan akneyi tedavi eder. Burada bakteriler öldürülür. Bu tedavide lazer atışlarıyla irinin içindeki bakteri atıkları atılıyor ve akne kuruyarak bir hafta içinde geçiyor. İleri yaşlarda çıkan hastalarda bu etlikli bir durum. Gençlerde bu çok iyi bir uygulama değil tedavi yapılan akne geçerken bir taraftan yeni akne çıkmaktadır” dedi.

“AĞRILI BİR İŞLEM”

Akne geçtikten sonra yüzde kalan iz ve çukurluklar için kullanılan lazerlerin farklılık gösterdiğini belirterek burada en etkili lazerin karbondioksit lazerler olduğunu söyledi. Ataseven, “En büyük etkisi bizim dermal tabaka dediğimiz derinin alt tabakasını hareketlendirmesidir. Lazerin fiziksel etkisiyle kolojen dokuya dokunarak kolojenin artmasını sağlar ve artan kolojen ise oradaki problemi tedavi eder.  Kolojeni binanın demiri gibi düşünün kolojen ne kadar sağlamsa o bölge o kadar sağlam olur. Belli bir yaştan sonra yavaşlayan bu kolojenleri lazer tedavisi harekete geçirir. Böylelikle o sorunlu bölge iyileşmeye yüz tutar” şeklinde konuştu.

Yapılan seansların çok sıklıklarla yapılmaması gerektiğini vurgulayan Ataseven, “Bir sonraki seans  4,6 bazen 8 hafta içinde yapılır. Lazer tedavisine hangi ayda başladığımızda önem arz etmektedir. Benim önerim İzmir gibi güneşli yerlerde Ekim gibi başlayıp en geç Mayıs ayında bitirilmelidir. Yaz dönemi seanslar için uygun bir mevsim değildir” dedi.

Seans sayısının hastaya göre farklılıklar gösterdiğini belirten Atasever, hastanın tedavi sürecince bilgilendirilmesinin önemine dikkat çekti. Ataseven, “Hastaya seans sayısı vermek doğru değil aynı zamanda sıfırlama garantisi de vermek doğru değildir. Tedavi oldukça aşama aşama gözleyecek. Tedavide geçen olgular ve çok azalan olgular daha fazla ama cevap vermeyen olgularda bulunmaktadır. Memnuniyet oranı yüzde yetmiş gibi. Cilt tedaviye uygun olmayabiliyor.  Bazen çok ciddi renk problemleri olabiliyor. Ya da mevsimsel olarak uygun olmuyor. Akne skalaları çok derin yada sert olabiliyor. Derin izleri açmaya biliyor. Biraz ağrılı bir işlem hasta uyumsuzluğu oluyor. Biz de bu durumlarda yeterli ölçüde tedavi uygulayamayabiliyoruz” diye konuştu.

“AŞIRI MAKYAJTAN SAKININ”

Tedavinin cildin üst tarafını soyduğunu ve alt tarafını ciddi oranda tahrişe maruz bıraktığını söyleyen Ataseven,  “Bu kontrollü bir şey ama bundan sonra ne gibi yan etkileri olabiliyor dediğimizde o bölgelerde kabuklanma yapabiliyor. Bu kabuklanmalar bazen 3-4 gün sürebilirken bazen de 4 haftaya kadar varan kabuklanmalar olabiliyor. İlk başlarda ödem yapabiliyor ve cilt kızarık, şiş görünebiliyor. Lazer incecik delikler açar. İğneyle açılan deliklerden bakteriler içeriye girebiliyor. Birkaç gün sonra ciltte küçük küçük bir sürü sivilce çıkabiliyor. Bunlar önemli değil 2-3 gün içinde geçebiliyor. Hastanın tedavi olmadan önce bunları bilmesi gerekmektedir” dedi.

Tedaviden sonra hastaların dikkat etmeler, gereken huşulara değinen Ataseven, “Hastalar ilk uygulamada cilt çok soyulduğu için aşırı kozmetik ürünler kullanmamaları lazım. Çok sıcak sauna ve buhar gibi yerlerden uzak durmalı. Daha önemlisi var o da güneş. Kaş yaparken göz çıkarmamak lazım. Leke tedavisi içinde lazer kullanılırken çok ciddi lekede bırakabilir. En azından kendini kanıtlamış 30 faktör bir güneş kremini kabaca sürerek bu dönemi geçirmek gerekiyor” diye konuştu.

Haber Merkezi