Yarınınız için harekete geçelim

İzmir Halk Sağlığı Müdürü Uzm.Dr. Bediha Türkyılmaz, diyabetin insülin hormonunun yokluğu veya yetersiz olması durumunda kan şekerinin hücre dışında ve kanda yükselmesi ile ortaya çıkan bir hastalık olduğunu açıklayarak, diyabetin çeşitlerini anlattı


  • Oluşturulma Tarihi : 06.10.2015 08:58
  • Güncelleme Tarihi : 06.10.2015 08:58
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Yarınınız için harekete geçelim

EMİNE YALÇIN

Diyabetin müdahale edilmediği ve kontrol altında tutulmadığı takdirde körlüğe, kalp ve damar hastalıklarına, inmeye (felç), böbrek yetmezliğine ve sinir sisteminde tahribata yol açmakta olduğuna dikkat çekerek, gebelik sürecinde de kontrol altına alınamayan diyabetin ise doğumsal bozuklukların görülme riskini artırdığını söyledi.

DİYABETİN ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

İzmir Halk Sağlığı Müdürü Uzm.Dr. Bediha Türkyılmaz, diyabetin insülin hormonunun yokluğu veya yetersiz olması durumunda kan şekerinin hücre dışında ve kanda yükselmesi ile ortaya çıkan bir hastalık olduğunu vurgulayarak, diyabetin çeşitlerini şu şekilde sıraladı: “Tip 1 Diyabet: Bu tipte diyabeti olan kişiler, her gün insülin almak zorundadır. Bu tip diyabet eskiden “Juvenil (çocukluk çağı) Diyabet” veya “İnsüline Bağımlı Diabetes Mellitus” olarak adlandırılırdı. Tip 2 Diyabet: Bu tip diyabet, sık aralıklarla besin alımı ve düzenli egzersizler ile kontrol altına alınabilmektedir. Bazı kişilerin, aynı zamanda, diyabet hapları veya insülin kullanmaları gerekebilir. Bu tip diyabet eskiden “Erişkin Çağı Diyabeti” veya “İnsüline Bağımlı Olmayan Diabetes Mellitus” olarak adlandırılırdı. Gestasyonel Diyabet: Gebelikte ortaya çıkan diyabet türüdür.”

45 YAŞ ÜSTÜ OLANLAR RİSK ALTINDA

Türkyılmaz, “Çok su içme, sık sık idrara çıkma, çok yeme, kilo kaybı, görme bulanıklığı, aşırı kaşıntı, tekrarlayan enfeksiyon, mantar enfeksiyonu diyabetin en önemli belirtileri arasındadır. 45 yaş üstünde olan, fazla kilolu olan, ailesinde diyabet hastası olan, hamileliği esnasında diyabet gelişmiş olan kişiler diyabet açısından risk altındadır” diye konuştu.

DİYABET TEDAVİSİ BİR TAKIM İŞİDİR

Türkyılmaz, diyabetin tedavi amacının; hastanın kendini daha iyi hissetmesini sağlamanın ötesinde, diyabet nedeniyle gelişebilen kalp krizi, felç, böbrek yetmezliği, göz problemleri, sinir hasarı ve iyileşmeyen yaralar gibi komplikasyonların önlenmesi olduğuna da dikkat çekerek, “Diyabet tedavisi, bir takım işidir. Merkezde hasta olmak üzere bu takımda; hastaya yardımcı olacak diyabet uzmanı endokrinolog, diyabet hemşiresi ve diyetisyen olmalıdır. Gerektiğinde hastaların göz, kalp, böbrek veya ayak problemleri için ilgili bölümlerle koordineli çalışmaya gidilmelidir. Diyabet tedavisinin bir numaralı amacı; yüksek kan şekeri seviyelerini kontrol altına almaktır. Bunu sağlayacak çeşitli yöntemler vardır. Bunlar; sağlıklı besinler yemek, düzenli egzersiz yapmak, gerekli olması halinde ağızdan ilaçlar veya insülin kullanmak, kan şekeri ölçümleri yapmaktır” şeklinde konuştu.

3 ANA ÖĞÜN VE 3 ARA ÖĞÜN ŞART

Sağlıklı beslenmek için 3 ana öğün ve 3 ara öğün yemek yemek gerektiğini söyleyen Türkyılmaz, sözlerini şu şekilde bitirdi: “Her öğünde mümkünse sebze ve salata yer almalıdır. Yağ ve tuz gereksinimimiz kadar alınmalı, fazlasından kaçınılmalıdır. Genel prensipler dışında beslenme tedavisi kişiye özgü olmalıdır. Bunun için diyetisyen desteği alınması uygun olur. Diyabetli bireylerin her öğünde salata ve sebze yemesi özellikle kan şekerini hızlı yükselten gıdalara uyumu kolaylaştırır. Ailenizde diyabetli kişiler var ise ya da yukarıdaki belirtilerden en az birini taşıyorsanız mutlaka kayıtlı olduğunuz Aile Sağlığı Merkezine giderek kan şekeri ölçümünüzü yaptırmalısınız.”

Haber Merkezi