Deri kanserinde doğru sanılan yanlışlar

Prof.Dr. Aydıngöz, deri kanserlerinin görülme sıklığının artmasında ve bazı hastalarda ölümcül sonuçlara yol açmasında toplumda doğru sanılan yanlış bilgilerin önemli rol oynadığını söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 03.07.2021 12:33
  • Güncelleme Tarihi : 03.07.2021 12:33
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Deri kanserinde  doğru sanılan yanlışlar

MUHAMMED TAHİR ÖRNEK/İSTANBUL

Deri kanseri dünyada en sık rastlanan kanser türünde ilk sıralarda yer alıyor. Dünyada her yıl yaklaşık 2-3 milyon kişiye melanom dışı deri kanseri ve 132 bin kişiye deri kanserinin daha tehlikeli bir türü olan melanom tanısı konuyor. Türkiye’de de her yıl 16-17 bin kişi melanom dışı deri kanserine ve bin 500-2 bin kişi de melanoma yakalanıyor. Dermatoloji Uzmanı Prof.Dr. İkbal Esen Aydıngöz, deri kanseri hakkında toplumda doğru sanılan yanlışları anlattı.

BRONZLAŞMAK SAĞLIKLI DEĞİL

“Her deri tipinde bronzlaşma olmaz” diyen Prof.Dr. İkbal Esen Aydıngöz, “Özellikle açık tenli kişiler bronzlaşmak için güneş temasını arttırdıklarında güneş yanığı meydana geliyor. Güneş yanıkları ilerleyen yaşla birlikte deri kanseri riskini yükseltiyor. Bronzlaşmak, hücre çekirdeklerini zararlı ışınlardan korumak için kullanılan bir mekanizmadır. Derinizin yapısını tanıyın, buna göre güneş temasınızı azaltın. Aksi halde deri hücrelerinde DNA hasarı ve sonucunda ortaya çıkan mutasyonlar deri kanserine neden olabiliyor” diye konuştu. Aydıngöz, bulutların güneş ışınlarını ancak yüzde 30 oranında filtrelediklerini belirterek “Böyle havalarda, özellikle esinti de varsa, güneşin yakıcı etkisi fark edilemiyor ve bunun sonucunda şiddetli güneş yanıkları oluşabiliyor. Güneş yanığı da deri kanseri olan melanom riskini 2 kat artırıyor” dedi. Aydıngöz, şöyle devam etti: “Toplumdaki yaygın inanışın aksine, D vitamini eksikliğine neden olmadan güneşten korunabiliriz. Güneş koruyucu ürünlerin etkinliği ispatlandı. Ancak bu ürünler tam korunma sağlamıyorlar. Dolayısıyla en iyi korunma, güneş koruyuculara ek olarak güneşin yeryüzüne dik olarak geldiği 10.00-16.00 saatleri arasında kapalı ortamlarda bulunmak ve son yıllarda kullanımı giderek artmakta olan UV korumalı tekstil ürünlerini giymek. Koyu tenlilerde de deri kanseri görülebiliyor. Esmer tenli kişiler güneş ışınlarıyla temas sonrası hızla bronzlaşarak güneş ışığının zararlı etkilerinden bir miktar korunuyorlar. Açık tenli kişilerle karşılaştırıldığı zaman deri kanseri riskinin de daha az olduğu görülüyor. Yapılan çalışmalarda; solaryum ışınlarının öğlen güneşinin 2-4 katı ışın verdiği ortaya konmuş. Solaryum cihazlarıyla bronzlaşmak deri kanseri riskini 5-6 kat arttırıyor. Deri kanserini önlemek için solaryum kullanımından kesinlikle kaçınmanız gerekiyor. Deri kanserinin en tehlikeli türü olan melanomların yüzde 0.03’ü mevcut benler üzerinden gelişiyorlar. Bu risk düşük olmakla birlikte, çok sayıda beni olan kişilerde hafıza yanıltıcı olabiliyor. Dolayısıyla, ‘Nasılsa çocukluğumdan bu yana var’diye düşünmeyip, benlerin renk ve şekil değişikliklerinde mutlaka dermatoloji muayenesi olmak gerekiyor.”

ERKEN TANI VE TEDAVİ ÇOK ÖNEMLİ

“Bıçak değerse kanser kötüleşir, tedavi olmak istemiyorum” düşüncesinin yanlış olduğunu söyleyen Prof.Dr. Aydıngöz, cerrahi yöntemin birçok kanser türünde en başarılı sonuç veren tedavi yöntemi olduğunu belirterek “Diğer kanser türlerinde olduğu gibi, deri kanserinde de, hastalıklı dokunun prensiplere uygun olarak belirli bir payla geniş olarak çıkartılması, hastanın yaşam süresini uzatıyor. Ayrıca, hastalığın tekrarlama riskini de anlamlı olarak azaltıyor. Ancak, tedavinin başarılı olması için erken tanı ve erken tedavi gerekiyor açıklamasında bulundu.

Haber Merkezi