- Sağlık
- 13.11.2025 12:18
DSÖ uyardı! Hala ilk gün ki gibi ölümcül ve bulaşıcı..
COVID sonrası ilk düşüş yaşansa da DSÖ, tüberkülozun hâlâ küresel tehdit olduğunu vurguladı: “Siyasi kararlılık ve finansman olmadan zafer mümkün değil.”
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : HABER MERKEZİ
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), tüm küresel çabalara rağmen tüberkülozun (verem) gezegenimizin en çok can alan bulaşıcı hastalığı olma unvanını koruduğunu açıkladı. Yayımlanan yıllık rapora göre, geçen yıl 1,23 milyon kişi bu kadim bakteriyel enfeksiyona yenik düşerek hayatını kaybetti. Kurum, COVID-19 sonrası ilk kez görülen düşüş eğilimine karşın, elde edilen iyileşmelerin bir sis perdesi kadar "kırılgan" olduğu uyarısını yaptı.
BİR YILDA 10,7 MİLYON YENİ VAKA: KÜRESEL TEHDİDİN BOYUTLARI
DSÖ verileri, 2024 yılında dünya genelinde 10,7 milyon yeni tüberküloz vakasının tespit edildiğini gösteriyor. Her ne kadar bu sayı, 2023'e kıyasla yaklaşık yüzde 2'lik bir azalışı işaret etse de, hastalığın yayılım hızı endişe verici düzeyde kalmaya devam ediyor.

Vaka dağılımı ise çarpıcı bir tablo sunuyor:
Erkekler: 5,8 milyon
Kadınlar: 3,7 milyon
Çocuklar: 1,2 milyon
Bu istatistikler, tüberkülozun yalnızca belli bir yaş veya cinsiyet grubunu değil, tüm toplumu hedef aldığını bir kez daha gözler önüne seriyor.
COVID-19 SONRASI İLK NEFES: ANCAK ENDİŞE BİTMEDİ
Tüberküloz, en sık akciğerleri etkileyen ve öksürük veya hapşırık yoluyla havadan bulaşan bakteriyel bir hastalık. Pandemi döneminde tanı ve tedavi hizmetlerinin aksaması nedeniyle vakalarda ciddi bir artış yaşanmıştı. DSÖ'nün son raporu, bu aksaklıkların ardından uzun bir aradan sonra ilk kez vaka sayılarında bir düşüş kaydedildiğini gösteriyor.
Ancak, DSÖ Bulaşıcı Hastalıklar Departmanı Direktörü Tereza Kasaeva’nın sözleri, zafer ilan etmek için çok erken olduğunu vurguluyor:
"Salgın sonrası elde edilen kazanımlar ne yazık ki kırılgan bir zeminde duruyor. Bu kadim hastalığa son verebilmemiz için siyasi kararlılık, sürdürülebilir finansman ve küresel dayanışma şarttır. Aksi takdirde, bu küçük düşüşler hızla tersine dönebilir."
FİNANSMAN UÇURUMU: MÜCADELENİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL
Tüberkülozla küresel mücadelenin önündeki en büyük engellerden biri, devasa finansman açığı. Geçen yıl, hastalığın önlenmesi, teşhisi ve tedavisi için yalnızca 5,9 milyar dolar harcandı. Bu rakam, DSÖ’nün 2027 yılına kadar ulaşmayı hedeflediği yıllık 22 milyar dolarlık bütçe hedefinin çok gerisinde. Bu fon açığı, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde hayat kurtaran programların yavaşlamasına neden oluyor.
VAKA YÜKÜNÜN ÜÇTE İKİSİ SEKİZ ÜLKEDE TOPLANIYOR
Küresel tüberküloz yükünün yaklaşık yüzde 67’si (üçte ikisi) yalnızca sekiz ülkenin omuzlarında bulunuyor. Bu durum, küresel sağlık eşitsizliğinin derinliğini bir kez daha ortaya koyuyor.

| Ülke | Küresel Vaka Oranı |
| Hindistan | yüzde 25 |
| Endonezya | yüzde 10 |
| Filipinler | yüzde 6,8 |
| Çin | yüzde 6,5 |
| Pakistan | yüzde 6,3 |
| Nijerya | yüzde 4,8 |
| Demokratik Kongo Cumhuriyeti | yüzde 3,9 |
| Bangladeş | yüzde 3,6 |
TÜBERKÜLOZ VE DİĞER RİSK FAKTÖRLERİ
Rapor, tüberküloz enfeksiyonunu artıran başlıca risk faktörlerini de listeliyor. Bunların başında yetersiz beslenme, HIV enfeksiyonu, diyabet, sigara kullanımı ve alkol bağımlılığı geliyor.
Özellikle HIV hastaları için tüberküloz, en ölümcül tehdit olmaya devam ediyor. Geçen yıl HIV ile yaşayan 150 bin kişi, tüberküloz enfeksiyonu nedeniyle yaşamını yitirdi.
UMUT VEREN GELİŞMELER: TEDAVİ ERİŞİMİ REKORU KIRILDI
Finansman sorunlarına rağmen, tüberkülozla mücadelede bazı olumlu gelişmeler de kaydedildi. DSÖ, 2024 yılında 8,3 milyon kişinin tüberküloz teşhisi alarak tedaviye eriştiğini bildirdi. Bu, bugüne kadar kaydedilen en yüksek tedavi erişim sayısı olarak kayıtlara geçti.
Tedavi başarı oranı da yüzde 68’den yüzde 71’e yükseldi.
Örgüt, 2000 yılından bu yana zamanında ve doğru tedavi sayesinde tahmini 83 milyon kişinin hayatının kurtulduğunu belirtiyor.
BİLİM CEPHESİNDE SEFERBERLİK: YENİ AŞILAR VE YAPAY ZEKA
Küresel sağlık aktörleri, mücadelenin seyrini değiştirecek yenilikçi çözümlere odaklanmış durumda. Şu anda dünya genelinde 63 yeni tanı testi geliştirme aşamasında, 29 ilaç klinik deneylerde test ediliyor.
En kritik gelişme ise aşı cephesinde yaşanıyor. İnsanlar üzerinde test edilen 18 tüberküloz aşı adayı bulunuyor ve bunlardan altısı, onay öncesi son aşama olan Faz 3 denemelerine ulaşmış durumda. Mevcut BCG aşısı bir asırdan fazla süredir çocukları korusa da, yetişkinler için hala yeni ve etkili bir aşı bulunmuyor.
AIDS, Tüberküloz ve Sıtmayla Mücadele Küresel Fonu Direktörü Peter Sands, teknolojinin dönüştürücü gücüne dikkat çekiyor:
"Daha kısa ve etkili tedaviler, gelişmiş önleme stratejileri ve özellikle yapay zeka destekli hızlı teşhis yöntemleri, kaynakları sınırlı bölgeler başta olmak üzere tüberküloz mücadelesini kökten dönüştürme potansiyeli taşıyor."
Tüberkülozun küresel sağlık tehdidi olmaktan çıkarılması için siyasi taahhütlerin somut eylemlere ve kararlı finansmana dönüşmesi gerekiyor. Aksi takdirde, elde edilen bu kırılgan kazanımlar hızla tersine dönebilir.
Kaynak : HABER MERKEZİ