Geleceğimiz iç açıcı görünmüyor!

Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Torun, ilerleyen zamanlarda meydana gelebilecek sorunlu enfeksiyonlar hakkında bilgi verdi


  • Oluşturulma Tarihi : 06.08.2019 07:02
  • Güncelleme Tarihi : 06.08.2019 07:02
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Geleceğimiz iç açıcı görünmüyor!

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
“Görünen köy kılavuz istemez. Gelecek biz mikroorganizmalarla uğraşanlar için pek parlak olmayacaktır” diyerek endişe duyulan bir konuya yer veren Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Torun, ileriki dönemlerde karşılaşabileceğimiz sorunlu enfeksiyonlara değindi. Bu enfeksiyon türlerinden ve tedavi yöntemlerinden de bahseden Torun, “Geleceğimiz enfeksiyonlar açısından iç açıcı değildir. Biran önce koruyucu hekimliğe ön planda yer veren bir yapılanmaya gidilmelidir” dedi. İddialı bir konu üzerine konuştuğunu söyleyen Uzm.Dr. Torun, şunları söyledi: “Görünen köy kılavuz istemez. Gelecek biz mikroorganizmalarla uğraşanlar için pek parlak olmayacaktır. Sömürü devam edeceği için, bunun paralelinde koruyucu hekimliğe yeterince kaynak aktarılamayacaktır. Azalmakta olan veya nadir gözlenen birçok mikrobik hastalık tekrar gündemi işgal edecek, salgınlara yol açacaktır.”
HASTANE DİRENÇLİ ENFEKSİYON ETKENLERİ
Alanı gereği bazı sorunlu mikroorganizmaları bizlerle paylaşan Uzm.Dr. Torun, “Hangi hastane dirençli enfeksiyon etkenleri ileride bizleri zorlayacak?” sorusunu da yanıtlayarak şöyle devam etti: “Vankomisin diye adlandırdığımız, ciddi stafilokok enfeksiyonlarında kullanılan bu        antibiyotiğin etkisiz kaldığı ‘Vankomisine Dirençli Stafilokoka (VRSA), ‘Vankomisine Dirençli Enterokok (VRE), metisilin diye bilinen ve yine stafilokok enfeksiyonlarında kullandığımız bu antibiyotik grubunun etkisiz olduğu ‘Metisiline Dirençli (Rezistan) Stafikolokokus Aureus (MRSA), birçok antibiyotiğe dirençli bağırsak bakterileri ‘ESBL, NDM Tipi Beta Laktamaz Üreten Bağırsak Bakterileri’, hemen hemen tüm antibiyotiklere dirençli, ciddi hastane enfeksiyonlarına neden olan ‘Acinetobakter Baumannii’, yine önemli hastane enfeksiyonuna neden olan bir çok mantar ilacına dirençli olan maya türü mantarlar ‘Kandidalar’…”
TOPLUM KÖKENLİ ENFEKSİYON ETKENLERİ
Aynı zamanda “Hangi toplum kökenli enfeksiyon etkenleri ileride bize sorun açacaktır?” sorusunu da yanıtlayan Torun, “Zatürre (Pnömoni)’ye neden olan ve pnömokok diye adlandırdığımız bakterilerin dirençli olması, ‘çoklu ilaca dirençli pnömokok’ların yaygınlaşması. Tifo ve paratifo etkeni olarak bilinen ve ‘Salmonella’ grubunun birçok antibiyotiğe (Sefalosporin ve Kinolonlar) dirençli hale gelmeleri. Basilli dizanteri (kanlı ishal) etkeni olan şigella grubu bakterilerin bir çok antibiyotiğe direnç kazanmaları. Verem (Tüberküloz) hastalığına neden olan ‘Mikrobakterim Tüberkülozis’ basilinin bir çok ilaca direnç kazanması hatta, panresistran (tüm antitüberküloz ilaçlara direnç kazanması) olması. Sıtmaya neden olan malarya parazitinin sıtma ilaçlarına (klorokin gibi) direnç kazanması. İnsan bağışıklık yetmezliği virüsünün direnç kazanması önemli sorunlardır. Ayrıca aşılama oranlarının azalmasıyla dünyanın bazı bölgelerinde kızamık, difteri, çocuk felci gibi hastalıklar tekrar görülmeye başlamıştır” ifadelerini kullandı.
Birçok antibiyotik üreten ilaç firmasının; direnç sorunu, küresel ısınma, çevre faktörleri, ekonomik nedenlerle artık yeni antibiyotik üretmemeye başladığını belirten Torun, “Geleceğimiz enfeksiyonlar açısından iç açıcı değildir. Biran önce koruyucu hekimliğe ön planda yer veren bir yapılanmaya gidilmelidir” sözlerine dikkati çekti.

Haber Merkezi