Sayfa Yükleniyor...
İnsan vücudunun doğal olarak yaydığı titreşimleri esas alan biorezonans yöntemi; alerji, astım, bronşit, migren ve romatizma gibi birçok hastalıkta tamamlayıcı tedavi olarak kullanılabiliyor
E. ÇAĞLA GENİŞ
Türkiye’de son yıllarda yaygınlaşmaya başlayan, dünyada 50 yıldır önemli tamamlayıcı tıp yöntemleri arasında kabul gören biorezonansla, pek çok hastalık artık korku olmaktan çıkıyor. Avrupa ülkelerinde 40 yıldır yaygın olarak kullanılan, ülkemizde ise yeni tanınmakta olan biorezonans tedavisi için Biorezonans Uzmanı Dr. Emre Toker, “Özetle ağrısız, acısız, ilaçsız ve yan etkisiz, tamamen biyolojik bir yöntem. Yaş ve cinsiyet bağımsız olmak üzere herkese, hatta bebeklere ve çocuklara da uygulanabiliyor” değerlendirmesini yapıyor. Dr. Emre Toker, tıpta tamamlayıcı bir yöntem olarak kullanılan biorezonans ile ilgili detayları anlattı.
HÜCRE FREKANSLARINI DENGELİYOR
Biorezonans tedavisinin sadece tıp doktorları gözetimindeki terapistler tarafından uygulanması gerektiğine parmak basan Dr. Emre Toker, “25 yıllık hekimlik hayatımın son 2,5 yılında rezonans terapileri ve biorezonans üzerine birçok incelemede bulundum. Dünya üzerinde bulunan tüm biorezonans cihazlarını ve kullandıkları terapi tekniklerini yakından inceledim. 2017 yılında İzmir’de Neobiorezonans Merkezi’ni kurdum. Sigara bırakma, alkol ve madde bağımlılıkları, kilo verme, alerjik durumlar, akut ve kronik ağrılar ve birçok ruhsal bozukluk gibi rahatsızlıklarda hastalara hizmet veriyorum. Biorezonans tedavisinin mantığı; hastalıklı dokulara onların kendiliğinden doğal olarak yaydıkları frekansın tam tersi frekansları yollayarak nötrleştirmeye dayanıyor. Tüm doku, hücre ve organlarımızın bir frekansı olduğu için bu yöntemden birçok hastalığın tedavisinde yararlanabiliyoruz” dedi.
SİGARA BAĞIMLILIĞINA SON
Sigara bırakmanın biorezonans ile yapılmakta olan en yaygın terapilerden birisi olduğuna dikkat çeken Toker, şöyle devam etti: “Terapiye gelen danışanın her zaman içtiği sigaradan son bir kez daha ama yaklaşık olarak yarısını içmesini isteriz. Bu yarım içilmiş sigarayı özel yapılmış bir cam tüpe yerleştirip, cihaza koyarız. Kişinin bazı ölçümlerini de yapıp, rahat bir koltuğa oturtarak cihaza bağlarız. Cihaz, sigaradan alınan elektromanyetik frekansı ters çevirir. Bu ters çevrilen elektromanyetik frekans dalgaları, sigarayı bırakmak isteyen kişinin vücuduna özel bir şekilde verilir. Böylece birbirinin tıpatıp tersi şeklinde oluşan iki frekans, birbirini siler, yani birbirini yok eder. Bu işlem sırasında kişinin vücuduna çok düşük frekanslarda radyo dalgaları gönderilir. Terapi bittikten sonra, kişinin vücudunda çok hızlı bir şekilde detoks yani temizlenme başlar. Yaklaşık olarak 48 saat içerisinde kişinin vücudu artık sigarayı zararlı ve zehir etkisine sahip bir madde olarak algılamaya başlar. Kişi sigara içme isteği duymamaya başlar.”
ZAYIFLAMA VE İŞTAH KONTROLÜ
Biorezonans yöntemiyle kilo verme ve zayıflamanın artık çok kolay ve zahmetsiz olduğunu belirten Toker, “Kilo verme terapilerinin mekanizması, aslında sigara bırakma terapileri ile temelde çok benzerdir. Kilo almamıza sebep olan gıdalara kısaca karbonhidratlar diyoruz. QUİTT rezonansı ile tüm bu kilo aldıran besinlerin frekanslarını ters çevirerek, yani elektromanyetik dalga frekanslarının ayna görüntüsünü cihaz ile oluşturarak kişinin vücuduna özel teknikler ve özel kanallar aracılığı ile küçük frekans titreşimleri halinde geri veriyoruz. Böylece iki ters frekans dalgasını üst üste çakıştırarak birbirini nötralize ediyoruz. Böylece ilk önce vücudumuzdan bu gıdalara karşı oluşan yeme isteğini kaldırıyoruz. Metabolizmanız hızlanırken yediklerinizden kaynaklanan kalori alımınız azalıyor. Böylece kilo vermeye başlıyorsunuz. Özellikle göbek çevrenizdeki ve bel çevrenizdeki yağ oranı azalıyor. Vücudunuzdaki ödem çözülüyor” ifadelerini kullandı.
BAĞIMLILIK TARİH OLUYOR
Alkolü bırakmanın da tıpkı sigarada olduğu gibi bir frekans silme terapisi olduğunu kaydeden Toker, şu bilgileri verdi: “Seanslar sırasında alkollü içkilerin elektromanyetik frekansları alınır ve QUİTT tarafından elektronik olarak ters çevrilen bu frekanslar, kişinin vücuduna uygun şekilde verilir. Böylece birbirinin ayna görüntüsü şeklinde üst üste çakıştırılan bu frekanslar, alkolü veya maddeyi bırakmak isteyen kişilerde bu bağımlılığı silerek yok eder. Alkol bırakma seansları, 2 veya 3 seans üzerinden yapılırlar. Seans süreleri ortalama 45-50 dakika civarındadır. Alkol bırakma seansı sırasında kişi rahat bir şekilde bir koltuğa oturur vaziyette iken, iki eli ile özel olarak bakırdan yapılmış elektrotları tutar. Ayakları da özel olarak yapılmış iletken pedallara temas eder durumdadır.”
RUHSAL VE KRONİK SAĞLIK PROBLEMLERİ
Yöntemin ruhsal ve kronik sağlık problemleri üzerinde de etkili olduğunu söyleyen Toker, “Kronik sağlık problemlerinin altında kronik inflamasyonlar yatar. QUİTT rezonans terapileri ile bu kronik inflamasyonlar azaltılır hatta tamamen ortadan kaldırılabilir. Birçok nörolojik hastalıkta QUİTT rezonans terapileri ile integratif yaklaşımda bulunularak vücuda destek verilir. Kalp ve damar sağlığı için gerekli olan enerjetik dengeleme ve detoks desteklerini içeren terapilerle hipertansiyon, aritmiler, varis gibi problemler destek terapilerine alınır. Ayrıca herhangi bir belirgin kardiyak veya kardiyovasküler problemi olmayan kişiler de ileride ortaya çıkma ihtimali olan rahatsızlıklara karşı koruma altına alınmış olurlar. Ruhsal problemler için yaptığımız terapiler haftada bir yapılan 4 seanstan oluşur. Seanslar ortalama olarak 45 dakika civarında sürer. Rezonans terapileri ile kişilerin ruhsal durumları düzelirken, fiziksel iyilik halleri de arkasından çoğu zaman bu iyileşmeye eklenir” dedi.
ALERJİLERLE BAŞA ÇIKMANIN YOLU
Alerjilerin rezonans terapilerinin özellikle yakından ilgilendiği konuların başında geldiğini ifade eden Toker, “QUİTT rezonansı açısından alerjik durumlara yaklaşım çok daha farklı olup; bütüncül, integratif bir terapi yapılır. Burada alerji bir rahatsızlığın nedeni değil, özellikle birçok temel bozukluğun sonucudur. Kişinin vücudunda olağan işleyişi bozan veya bozabilecek olan tüm faktörler tespit edilir ve bu tespit edilen aksaklıklar ortadan kaldırılır. Böylece vücudun enerjetik akışındaki tıkanıklıklar giderilmiş olur. Bu giderilme sonucu, detoksifikasyon sonucu, kişinin tüm sistemleri bir bütün olarak dengeye girer ve netice olarak da alerji veya alerjik durum ortadan kalkmış olur” şeklinde konuştu.
Haber Merkezi