Sayfa Yükleniyor...
Op.Dr. Burak Tamtekin, ‘aort anevrizması’na hızla müdahale edilmezse ölümle sonuçlanabileceğini kaydederek, “Bu durumdaki hastalara doğru tedavi uygulanmadığında ise hastanın yaşamını yüzde 70 oranında tehdit edebiliyor” dedi
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op.Dr. Burak Tamtekin, anevrizmanın ameliyatsız tedavisi olan “endovasküler stent” hakkında bilgi vererek, vücudun en büyük atardamarı olan aortun, göğüs veya karın bölümlerinde normal çapın üstünde genişlemesi ile ortaya çıkan anevrizmanın, hastada var olan hipertansiyona bağlı olarak damarın tabakalarının ayrışması ve yırtılmasına neden olabileceğini kaydetti. Bu durumdaki hastalara doğru tedavi uygulanmadığında hastanın yaşamının tehdit altında olduğunu ifade eden Op.Dr. Tamtekin, “10 yıl öncesine kadar açık ameliyatlarla ve yüksek riskler göze alınarak tedavi edilebilen aort genişlemeleri yani anevrizmalar, artık ameliyatsız bir yöntem olan endovasküler stent ile tedavi edilebiliyor. Girişimsel olarak açık ameliyata göre çok daha düşük bir riskle yapılan işlem sonrası hasta normal yaşamına kısa sürede geri dönebiliyor. Büyük damarlarda ortaya çıkan genişleme, normalin 1.5 katına çıktığında anevrizmadan söz edilebilir. Birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkan anevrizmada, hastanın yaşı önemli rol oynar. Özellikle 60 yaşından sonra anevrizma riski artar. Belli çapların altındaki anevrizmalar hasta için yüksek risk oluşturmadığından, her anevrizma hastası da ameliyat edilmemektedir. Bu hastalarda cerrahi risk medikal tedavi riski ile karşılaştırılarak karar verilir ve genellikle hastalar düzenli olarak takip edilir. Hastaların takipleri MR ve tomografi ile yapılır. Damarların çapları belli oranda artıyorsa ya da çapları düşünülenden daha hızlı artıyorsa cerrahi müdahale gündeme gelir” diye konuştu. Anevrizmada ameliyatsız tedavi dönemi hakkında da bilgiler veren Op.Dr. Tamtekin, anevrizma varlığına rağmen düzenli takip altında olmayan hastalarda aniden gelişebilen damarın iç tabakası ve dış tabakasının birbirinden ayrılması, dolayısıyla kanın organ boşluklarına, karın ve göğüs boşluğuna yayılmasının yaşamı tehdit ettiğini hatırlattı. İHA