Sayfa Yükleniyor...
KBB, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç.Dr. Ozan Seymen Sezen, birçok kişinin yaşadığı sağlık problemlerinden olan ‘Horlama’ konusunun detaylarından bahsetti
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Horlama toplumda çok sık görülen ve rahatsızlık yaratan bir durumdur. Genellikle pek önemsenmez ancak çok önemli sağlık problemlerinin habercisi olabilir. Hepimiz bazı geceler horlayabiliriz fakat haftanın 7 gecesinin 5’inde horluyorsak ve bu durum sürekli bir hal aldıysa horlama bizim için bir problem olmuş demektir. Bazı kişiler devamlı olarak horlarken, kimilerinde ise bu durum hiç yaşanmayabilir. Gençlik dönemlerinde bu problemle hiç karşılaşmayan kişiler de, ileri yaşlarda horlamaya başlayabilirler. Peki, horlamaya sebep olan etkenler nelerdir? Konuya ilişkin görüşlerine yer verdiğimiz KBB, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç.Dr. Ozan Seymen Sezen, hem uyarılarda bulundu hem de önerilerini sundu.
UYKUDA ANİ ÖLÜM
‘Peki, neden sağlık açısından çok önemlidir?’ sorusunu da yanıtlayan Sezen, şöyle devam etti: “Horlama, horlama olarak kaldığında etrafınızı rahatsız eder ve ilerleyen dönemlerde sosyal hayatta zorluklara yol açar. Horlama sorununa gece uykuda nefes kesilmeleri de eşlik ediyorsa, bu aileniz tarafından size söyleniyorsa, sabahları yorgun uyanma, gün içinde uyuma ihtiyacı gibi durumlar hissediyorsanız, siz de ‘tıkayıcı uyku apnesi’ olabilir. Bu durum tehlike arz eder.” Uyku apnesinin horlama konusundaki önemine dikkati çeken Sezen, “Halk arasında bilinen adıyla ‘Uyku Apnesi’ yani ‘polisomnografi’ yapılacak bir uyku testi ile kolayca tespit edilebilir. Yapılmış araştırmalar uyku apnesi hastalarının diğer normal kişilerle kıyaslandığında daha kısa bir yaşam süresine sahip olduğunu kanıtlamıştır. Çünkü bu kişiler gündüz uykululuk nedeniyle iş kazaları ve trafik kazalarına daha fazla yatkındır. Bu kişilerde; yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıkları, ritim bozuklukları, damar tıkanıklıkları daha sık gözlenir. Bunlara bağlı olarak uykuda ani ölüm, kalp krizi, inme ve felç görülme riski daha fazladır. Ayrıca uyku apnesi iş ve aile yaşamında problemlere ve depresyona yol açarak hayatı zorlaştıran bir faktör olabilir. İşte bu yüzden horlamayı uyku apnesinin bir uyarıcısı olarak düşünmek ve ciddiye almak gerekir. Unutmayın her horlayan kişi apne hastası olmayabilir ama her tıkayıcı uyku apne hastası mutlaka horlar” dedi.
NELERE DİKKAT EDİLMELİ!
“Diyelim ki horluyoruz ve uyku apnesi problemimiz yok. Bu durumda ne yapabiliriz?” diyen Seymen Sezen, “Boğaz ve boyun yapımızı değiştirmek yaşımızı geriye almak mümkün olmadığına göre biz de değiştirebileceğimiz etkenler üzerinde çalışmalıyız. Yapılabilecek ve etkisini en çabuk hissedebileceğimiz hareket kilo vermektir. Yapacağınız diyet kesinlikle işe yarayacaktır. Hele aktif bir yaşama geçip, spor yaparak kilo verirseniz bu durum kas konusunu da arttıracağından, horlamanızda azalma hissedilecektir. Devamında sigara ya da tütün ürünleri alışkanlıklarını bırakmak etkili bir yöntem olacaktır. Kontrolsüz bir şekilde ilaç alıyorsanız bunları da bırakmalısınız. Bir kulak burun boğaz hekimine olacağınız muayene ile burnunuz, boğaz açıklığınız, diliniz, dil kökünüzdeki durum ve bu bölgelerde horlamaya yol açan, tıkanıklık yapan bölgeler belirlenir. Ayrıca yapılacak testlerle horlamaya etki eden hormonlar, bir değişiklik olup olmadığı da saptanabilir. Kısaca özetleyecek olursak; eğer horluyorsanız, bu duruma önem verin. Olayın şiddetini belirleyin, kilo verin, sigarayı bırakın, bir KBB hekimine ayrıntılı muayene olun. Eğer sizden istenirse uyku testi de dahil bütün testlerinizi yaptırın. Eğer bunları yaparsanız horlama ile ilgili probleminizin çözüldüğünü göreceksiniz” sözlerini kullanarak cümlelerini sonlandırdı.
Haber Merkezi