Sayfa Yükleniyor...
LÖSEV Ege Bölge Ofisi Halkla İlişkiler Koordinatörü Edirne, tüm hazırlıklarını yaptıkları hastane ve üniversiteyi hayata geçirmek için gerekli onayların alınmasında bürokratik engellerle karşılaştıklarını söyledi
TUNAY AFYON/ÖZEL HABER- LÖSEV Ege Bölge Ofisi Halkla İlişkiler Koordinatörü Gamze Berçin Edirne, LÖSEV’in hastalık tedavisi ile sağlık tesislerinin açılma sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. LÖSEV’in LÖSANTE hastanesi ile üniversite kurma hazırlığında olduğunu aktaran Edirne, Türkiye’de kansere yakalanan hasta sayısının her geçen gün artması nedeni ile LÖSEV olarak Ege Bölgesi’ndeki çalışmalarının da sürekli arttığını belirtti. Edirne, ileride İzmir için büyük projeleri olduğunu belirterek, İzmir’de LÖSANTE hastanesini hayata geçirmek için hazırlıklarının sürdüğünü aktardı.
Kanser hastalığının günümüzün bir gerçeği olduğunu belirten Edirne, “Bu konuda devletimizin alması gereken önlemler var, sivil toplum kuruluşu olarak tedavi etmek, halkı bilinçlendirmek, farkındalık yaratmak en önemli görevlerimizden ve yetkilileri de bu önlemleri almaya davet ediyoruz, devlet eliyle hastalığın önlenmesi yönünde adımlar olmalı ki sonrasında tedavi edilecek kişi azalsın” dedi. Devletin atacağı adımların dışında LÖSEV olarak en büyük isteklerinin, LÖSANTE hastanesine bugüne kadar verilmeyen tam ruhsatın verilmesi olduğunu dile getiren Edirne, “400 yataklı hastanemizde daha fazla kişiyi tedavi edebilmek için onay almayı bekliyoruz. 200 yatağına ruhsat verilmiş, 400 yataklı kocaman bir hastanede halkımıza hizmet veriyoruz. Bu yıl belirlediğimiz “mücadele” temasının en önemli 2 mesajı, LÖSANTE’ye tam ruhsat istiyoruz, diğeri de LÖSEV kent üniversitesinin açılmasına onay çıkmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Söz konusu tesislerle ilgili gerekli tüm hazırlıkları yaptıklarını kaydeden Edirne, “Her şeyi hazır olan bu iki tesisin onayları bekletildiği için hastane tam kapasite ile hizmet vermiyor. Yurtdışına doktor kaybettiğimiz ortamda biz LÖSEV Kent Üniversitesi’ni açıp sağlık çalışanı yetiştirmek istiyoruz ve hastanemizde bunu en iyi şekilde yapabileceğimize inanıyoruz ama bürokratik engelleri aşamıyoruz” dedi.
LÖSANTE hastanesi ile ilgili yetkili kurumlardan, ‘Ülkedeki uzman sayısı yeterli değil ve bu kadar büyük bir hastaneyi açarsanız, uzmanları tek bir yere çekmiş olursunuz’ gibi cevaplarla karşılaştıklarını aktaran Edirne, “Dünyada ülkeler sivil toplum kuruluşlarına destek verir, aslında devleti rahatlatan bir organizasyondur. Devletin yetemediği durumda bir sivil örgütlenme bu soruna bir çözüm olabilir ama biz engelleniyoruz” ifadelerini kullandı. Edirne, kanser hastalığını ücretsiz tedavi ettiklerini belirterek, “Ama kanser dünyada ne yazık ki pek çok kişi için sektör haline gelmiş durumda. Büyük bir ilaç sektörü ve özel hastaneler var. Bu ortamda kalkıp akan düzenin içinde ‘bu hastalığı ücretsiz tedavi ediyorum, çocukları iyileştiriyorum’ dediğiniz zaman size ‘orada dur’ deniliyor” diye konuştu.
Türk toplumunun kanseri ya da lösemiyi sadece ilik bağışı bulunarak atlatılabilecek bir durum olarak gördüğünü dile getiren Edirne, “Aslında böyle değil. Kanser hastalarının büyük bir çoğunluğu kemoterapi tedavisi ile sağlığına kavuşuyor. Yüzde 10-15 gibi seviyede ilik nakli gerekebiliyor ve bu tedavi olan kişilerin sayısına göre az bir oran. Türkiye’de düzenli olarak işleyen bir ilik bankası yok” dedi. İliğe ihtiyaç duyulan durumlarda ise bulunmasının çok kolay olmadığını belirten Edirne, “Hastalar yurtdışından bir donör ile eşleşebiliyor. Eşleşme olduğunda da donörün ülkeye gelmesi konusunda bürokratik engellerle karşılaşılabiliyor. İlik bağışı konusu bambaşka bir konu, orada çok fazla sıkıntılar var. Biz önceki yıllarda ilik bankası kurmak istedik ancak, üniversite hastanesi olmadığımız için Sağlık Bakanlığı’ndan bu isteğimize onay alamadık” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ