Omurga yaşı domino taşı etkisi yapar

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Gülşah Bademci, omurgada bir noktanın yaşlanması ve yıpranmasının domino taşı etkisi yapacağına dikkat çekerek, bu durumun diğer omurga yapılarının da kolayca yıpranmasına yol açabileceği konusunda uyarılarda bulundu


  • Oluşturulma Tarihi : 26.01.2024 04:30
  • Güncelleme Tarihi : 26.01.2024 01:30
  • Kaynak : Arun Acumsal
Omurga yaşı domino taşı etkisi yapar

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Gülşah Bademci, omurga yaşlanması ile ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Omurga yaşlanmasının bir hastalık olmadığına ve doğal bir yıpranma süreci olduğuna değinen Prof. Dr. Bademci, “Ancak yaşlılığın etkilerini azaltmak, erken yaşlanmanın yıkıcı etkilerini önlemek veya yaşlanmış organları tamir etmek mümkündür. Eskiden, ‘yaşlandı ondan yürüyemiyor, yaşlandı ondan konuşamıyor’ diye kabullenilmiş pek çok durum artık tedavi edilebilir ve fonksiyon yeniden kazandırılabilir bir sağlık sorunu haline dönüştürülmüş durumdadır. Bunlardan en önemlilerinden biri de omurganın yaşlanmasını tamir etmek veya önüne geçebilmektir” dedi.

Kronolojik yaşından daha hızlı da yaşlanabilir

Omurgayı oluşturan elemanların bir ya da birden fazlasında bozukluklar başladığında; fıtık, kayma, kanal darlığı, eğrilik, kamburluk, kemik çökmesi gibi sayısız omurga hastalıklarının varlığından ve bu sorunların yaş ilerledikçe artmasından söz edilebileceğini söyleyen Bademci, “Omurgada gelişen aşınma, yıpranma ve kireç birikimleri bir noktaya kadar yaşlanmanın doğal sonucu olarak kabul edilebilmesi de bazen omurga, aşırı yüklenmeler ve kötü kullanıma maruz kalma neticesinde kişinin kronolojik yaşından daha hızlı da yaşlanabilir” diyen Bademci, Sözlerini şöyle sürdürdü, “Bu nedenle omurga yaşı ile kronolojik yaşı ayrı tutmak gerekir. Omurganın erken yaşlanmasına sebep olan en önemli faktör genetik yapıdır. Bu değiştirilemez ama geliştirilebilir bir etken olarak kabul edilmelidir” ifadelerini kullandı.

Özellikle hayatının her dönemini kilolu geçiren kişilerde omurga yıpranmasının daha erken yaşlara kaydığını ifade eden Prof. Dr. Gülşah Bademci, romatoid artrit, ankilozan spondilit gibi omurgayı tutan romatizmal hastalıklarda da omurga hasarlanmasının erken yaşlara kaydığını belirtti. Gülşah Bademci, halter, vücut geliştirme, futbol, güreş gibi yüklenmelerin ve darbelerin fazla olduğu sporlarda da erken omurga bozukluklarının ortaya çıkabileceğini, omurgada bir noktanın yaşlanması ve yıpranmasının domino taşı etkisiyle birlikte çalışan diğer omurga yapılarının da kolayca yıpranmalarına yol açtığı uyarısında bulundu.

Omurga ameliyatları tam teşekküllü hastanelerde olmalı

Prof. Dr. Gülşah Bademci, sözlerini şöyle sürdürdü: Kuvvet kaybı, uyuşukluk, yürüyememe, kollarını kullanamama, idrar ve gaita yapamama veya kaçırma gibi sinir sistemi bası bulguları ortaya çıkan omurga bozukluklarında ilaç ve fizik tedavi yetmediğinde cerrahi seçeneklerin ön plana çıktığını ifade etti. Cerrahi yöntemlerin açık ve kapalı ameliyatlar şeklinde olabileceğini belirten Bademci, çoğunlukla mikrocerrahi teknikle yapılan, bazen vücuda vidalı sistemler, yapay disk protezleri, kemik çimentosu yerleştirilmesinin de gerektiği ameliyatların yaygın olduğunu söyledi. Ancak, 65 yaş ve üstü yaşlarda ameliyatın söz konusu olduğunda hekimin, hastanın ve ailelerin karar vermekte zorlandığı konunun yaşlanmış bir vücudun anestezi alımındaki artmış riskler ve sonrasındaki güçlükler olduğunu belirtti. Bu nedenle ileri yaş grubundaki omurga ameliyatlarının tam teşekküllü yoğun bakım şartlarına uygun ve geriatrik sorunlara aşina kurumlarda gerçekleştirilmesinin hayati önem taşıdığını vurguladı.

Bademci, omurga ameliyatlarında yaş sınırlamalarının artık ortadan kalktığına dikkat çekerek, “Yaşlılık döneminde omurga ameliyatlarında başarılı sonuçlar elde ediliyor, ancak temel hedef omurganın yıpranmasını geciktirmek ve en aza indirmek olmalıdır. Bu nedenle tüm bu koruyucu ve hastalıkları önleyici prensiplerin yaşam boyunca uygulanması gereklidir” dedi.

Arun Acumsal

Arun Acumsal
Yazarımız Kim ?

Arun Acumsal