Panik atağın 4 belirtisine dikkat!

Memorial Bahçelievler Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Prof.Dr. Ercan Abay, panik bozukluk ve panik atak hakkında önemli bilgiler verdi


  • Oluşturulma Tarihi : 28.03.2019 10:49
  • Güncelleme Tarihi : 28.03.2019 10:49
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Panik atağın 4 belirtisine dikkat!

HALİL MEMİŞ/İSTANBUL
Memorial Bahçelievler Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Prof.Dr. Ercan Abay, panik atak hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu. Prof.Dr. Abay, “Panik atak, genellikle beklenmedik bir şekilde başlayan ve yineleyici, insanı dehşete düşüren yoğun sıkıntı nöbetleridir. Panik atak sırasında yaşanan nöbetler genelde 10-30 dakika arasında kendiliğinden geçebiliyor. Tek başına atak panik atak olarak değerlendirilirken tekrarlayan panik ataklarla ve ataklar arası dönemlerde tekrar olacağı şeklinde beklenti kaygıları ile giden tabloya panik bozukluk tanısı konmaktadır. Hastalıkta ilk belirtiler birdenbire başlayan göğüs ağrısı, göğüste sıkışma, çarpıntı, nefes alamama, terleme, titreme, üşüme, bulantı ya da karın ağrısı, baş dönmesi, düşecek ya da bayılacakmış gibi olma, uyuşma olarak sıralanmaktadır. Birey, o anlarda “kalp krizi” geçirdiğini ya da felç geçirmekte olduğunu zannedip “ölüm korkusu” ya da çıldırıp “delireceği korkusu” yaşamaktadır” dedi.
HASTALIK HASTASI OLMA EVRESİ
Prof.Dr. Abay, “Bu evrelerde bireye acil servislerde fiziksel hastalık bulunmadığından dolayı sakinleştirici yapılıp, evine gönderilmektedir. Bir süreliğine rahatlayan kişi, bir süre sonra yeni bir atak geçirmektedir. Her atakta hastaneye giden hasta, bir süre sonra kalbinde ya da beyninde olumsuz bir hastalık olduğuna inanmaktadır. Ancak bireyde, doktorların yaptıkları incelemelerde bedensel bir hastalık saptanmamaktadır. Ataklar devam ettikçe bireyler gergin, huzursuz ve endişeli bir biçimde yeni bir atak geçirmeyi beklemektedir. Bu atakların çoğu zaman belirsiz zaman ve yerlerde gelmesi korkuyu artırmaktadır. Panik bozuklukta iki tür tedavi birlikte uygulanmaktadır. Bu tedavilerden ilaç tedavisi; kişide beyin sinir hücrelerindeki bozuk olan biyokimyasal aktiviteyi düzenleyen ilaçlarla en az bir-iki yıl sürdürülmektedir. Bunun yanında hastalara panik atak belirtilerinden korkmamaları için düşünce değişikliğine gitmelerinin sağlandığı ve nefes ve kas egzersizlerini de içeren bilişsel davranışçı psikoterapiler uygulanmaktadır” bilgilerini verdi.

Haber Merkezi