Sayfa Yükleniyor...
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hakan Demirel, metabolik sendromun “İnsülin direnci zemininde” gelişen heterojen bir hastalık olduğunu belirtti
Hareketsiz yaşam, düzensiz beslenme ve özellikle fast food tarzı beslenmenin metabolik sendroma yol açtığını belirten uzmanlar, diyabet, insülin direnci, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve obezite olan kişilerin bu sendromu taşıyabileceğini belirterek bir takım uyarılarda bulundu. Metabolik sendromun farklı nedenleri olmakla birlikte insülin direnci hastalığın temelini oluşturduğunu ifade eden Özel Egesante Tıp Merkezi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hakan Demirel, metabolik sendromun “İnsülin direnci zemininde” gelişen heterojen bir hastalık olduğunu belirtti. Metabolik sendromu olan kişide diyabetes melitus, glikoz toleransı bozukluğu ya da insülin direncinden en az birisine sahip olmakla beraber, yine hipertansiyon, dislipidemi (kolesterol yüksekliği), abdominal obeziteden en az ikisine sahip olmalıdır.
YAŞAM ŞEKLİ DEĞİŞTİRİLMELİ
Türk toplumunda düzensiz beslenme ve hareketsiz yaşamın getirdiği sedanter yaşamla birlikte metabolik sendrom yaygınlığına dikkat çeken Uzm.Dr. Demirel, “Abdominal obezite, yani obez insanlarımızda orta bölgede yağ toplanmasının abdominal obezite, kan yağlarımızın yüksek olduğu dislipidemi ve diyabetes melitus dediğimiz şeker hastalığı ya da halk tabiriyle gizli şeker dediğimiz pre- diyabet olması, Hipertansiyon olması, kalple ilgili koroner hastalığın olması ya da bunlardan herhangi birine sahip olması halinde, hastanın hekime giderek acaba ben metabolik sendrom muyum şeklindeki soruya yanıt araması gerekiyor. Temel olarak metabolik sendrom tedavisinde yaşam şeklinin değiştirilmesi, kilo kaybının temini, sağlıklı beslenme, düzenli beslenme, sigaranın kesilmesi ön planda tutulmalıdır. Özellikle fastfood beslenme yani yüksek kalorili beslenme, hareketsiz bir yaşam metabolik sendrom için bizim en tehlikeli gördüğümüz risk faktörleridir. O yüzden gençlerde çok yaygın olan fastfoodun daha çok ev tipi, Akdeniz beslenme şeklinde yapılmasını şiddetle öneriyorum. İkinci olarak da düzenli egzersiz. Maalesef modern kent yaşamın getirdiği uğraşlardan dolayı düzenli egzersiz yapamıyoruz. Oysa ki bu tedavide temel faktörlerden bir tanesi” uyarılarında bulundu. İHA/İZMİR
Haber Merkezi