Yeni araştırmalar, uzun süreli alkol kullanımının pankreas hücrelerine zarar vererek kanser riskini artırdığını ortaya koyuyor.
Son yapılan araştırmalar, alkolün pankreasta sindirim enzimlerini üreten hücrelere zarar verdiğini ortaya koydu. Pankreas, sindirim sürecinin yanı sıra kan şekeri düzenlenmesinde de kritik bir organ olarak görev yapıyor. Ancak uzun süreli alkol kullanımı ve buna bağlı gelişen iltihaplanma, pankreas dokusunda hasar oluşturuyor. Zamanla bu kronik iltihaplanma, kanser gelişimine zemin hazırlayan öncü lezyonlara dönüşebiliyor.
Bilim insanları, pankreas kanserine dönüşen hastalıklarda genetik düzeyde Ras isimli bir gen mutasyonunun rol oynadığını belirtiyor. Ras, hücre büyümesini kontrol eden kritik bir gen olarak tanınıyor. Ayrıca araştırmacılar, “CREB” adlı iltihap tetikleyici genin devre dışı bırakılması durumunda, pankreasta kanser öncüsü ya da kanserli hücrelerin oluşumunun engellenebileceğini keşfettiler.
Özellikle genç yaş grubunda pankreas kanseri vakalarında artış yaşandığı dikkat çekiyor. Ancak bu yükseliş henüz ölüm oranlarına yansımış değil. Pankreas kanseri, teşhis sonrası hastaların yalnızca yaklaşık yüzde 10’unun bir yıl içerisinde hayatta kalabildiği ve üç yıl sonunda bu oranın yüzde 1’e kadar düştüğü, oldukça ölümcül bir hastalık olarak biliniyor. Erken teşhisin önemi bu nedenle büyük bir önem taşıyor.
Hastalığın genellikle göz ardı edilen belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir:
Hızlı ve açıklanamayan kilo kaybı
Sürekli hissedilen yorgunluk
Karın bölgesinde ağrılar
Bağırsak alışkanlıklarında farklılıklar
Cilt ve gözlerde sararma (sarılık)
Pankreas kanserinin en sık rastlanan tipi adenokarsinom olup, tüm vakaların yaklaşık yüzde 90’ını oluşturuyor. Bu tip kanser çoğu zaman belirti vermediği için, hastalar genellikle kilo kaybı ve sarılık gibi belirtiler ortaya çıktığında hastalığın ileri evresinde oluyor; bu yüzden “sessiz katil” olarak da anılıyor.
Son zamanlarda gözlenen vaka artışlarının ise genellikle daha yavaş ilerleyen ve iyi huylu olabilen endokrin tümörlerden kaynaklandığı düşünülüyor. Bu tür tümörler yıllar içinde büyüyerek zamanla kansere dönüşme potansiyeline sahip.
Uzmanlar, gençlerdeki artışın gerçek bir yükselişten çok, gelişmiş görüntüleme tekniklerinin (MR, BT gibi) yaygınlaşmasıyla daha erken tespit edilmesine bağlı olabileceğini öne sürüyor.
Pankreas kanseri için risk altında olan gruplar ise şöyle sıralanıyor:
65 yaş üstü bireyler
Kronik pankreatit hastaları
Ailesinde pankreas kanseri geçmişi bulunanlar
Bunun yanında sigara kullanımı, fazla kilo, diyabet, işlenmiş et tüketimi ve bazı kan grupları da hastalık riskini artıran diğer önemli faktörler arasında yer alıyor.
Kaynak : HABER MERKEZİ