- Sağlık
- 15.09.2025 16:35
Hamilelikte yaşanan yoğun stres, sadece anneyi değil bebeğin ruhsal gelişimini de kalıcı şekilde etkiliyor. İşte uzmanlardan anne adaylarına kritik tavsiyeler…
Hamilelik süreci her kadın için fiziksel bir dönüşüm olduğu kadar, aynı zamanda psikolojik olarak da ciddi sınavların yaşandığı bir dönem. Ancak uzmanlar, bu sürecin yalnızca anne adayını değil, karnındaki bebeği de çok daha derinden etkileyebileceğini vurguluyor. Özellikle gebelikte yaşanan yoğun stresin, bebeğin sinir sistemi gelişimi, doğum sonrası davranışları ve hatta ileri yaşlardaki ruhsal durumu üzerinde kalıcı izler bırakabileceği ifade ediliyor.
Bilimsel çalışmalar, hamilelik sırasında annenin yaşadığı duygusal çalkantıların, doğrudan bebeğin sinir sistemi gelişimini etkileyebileceğini gösteriyor. Gebelik boyunca yüksek düzeyde salgılanan stres hormonu kortizole maruz kalan fetüslerde, doğumdan sonra daha huzursuz, kolayca strese giren ve çevresel uyaranlara karşı daha hassas bireyler yetiştiği gözlemlenmiş durumda.
Stresin etkisi sadece gebelik döneminde sınırlı kalmıyor. Araştırmalar, anne adayının yaşadığı psikolojik baskının, çocuğun ilerleyen yaşlardaki davranışlarını ve duygusal dayanıklılığını da şekillendirdiğini ortaya koyuyor. Uzmanlara göre, hamileliği boyunca stres altında kalan kadınların çocuklarında ilerleyen dönemlerde anksiyete, uyum problemleri ve sosyal çekingenlik gibi durumlar daha sık görülüyor.
Stresli bir gebelik süreci yalnızca doğum öncesini değil, doğum sonrasını da gölgeliyor. Plasenta yoluyla bebeğe geçen stres hormonları, yenidoğan döneminde daha fazla ağlama krizlerine, düzensiz uykuya ve beslenme problemlerine neden olabiliyor. Bunun yanı sıra, annenin stres düzeyi yüksek olduğunda bebekle kuracağı duygusal bağın kalitesi de düşebiliyor. Bu da bebeğin kendini güvende hissetmesini zorlaştırarak gelişimsel zeminini sarsabiliyor.
Doğumun ardından da annenin ruh hali, bebeğin dünyayı algılama biçimini etkiliyor. Yüz ifadeleri, ses tonu ve fiziksel tepkilerle iletişim kuran annelerin duygu durumu, bebek üzerinde birebir etkili oluyor. Gergin, kaygılı ya da huzursuz bir anne profili, bebeğin de stres seviyesini yükseltiyor ve sakinleşme becerisini olumsuz yönde etkiliyor.
Anne ve bebek sağlığı için kritik bir dönem olan gebelik sürecinde, ruhsal iyilik hali en az fiziksel sağlık kadar önem taşıyor. İşte bu süreçte dikkat edilmesi gereken bazı öneriler:
Hamilelik, bir kadının hayatında yalnızca fiziksel değil, ruhsal anlamda da en kırılgan dönemlerden biri. Bu dönemde annenin psikolojik sağlığı, yalnızca kendi geleceğini değil, dünyaya getireceği bir bireyin yaşam kalitesini de doğrudan etkiliyor. Unutmamak gerekir ki; mutlu bir anne, sağlıklı bir gelecek demektir.
Kaynak : HABER MERKEZİ