- Sağlık
- 25.08.2025 12:41
Uzmanlar uyarıyor: Çocuklukta yaşanan travmalar yalnızca ruhsal değil, beyin yapısında da kalıcı izler bırakıyor. Peki beyin bu yaralara nasıl tepki veriyor?
Travmatik çocukluk deneyimlerinin yalnızca ruhsal değil, beyin yapısı üzerinde de derin izler bıraktığı bilimsel olarak ortaya kondu. Uzmanlara göre beyin, fiziksel bir yaradan farksız şekilde bu travmalardan etkileniyor.
Çocukluk döneminde maruz kalınan ihmal, istismar veya sürekli stres hâlinin yetişkinlikte yalnızca psikolojik değil, biyolojik sonuçları da beraberinde getirdiği biliniyor. Ancak 2022’de Brain, Behavior, & Immunity-Health dergisinde yayımlanan çarpıcı bir araştırma, bu travmaların beyin için adeta görünmeyen bir yara olduğunu ortaya koydu.
Araştırmaya göre çocuklukta tekrar eden tehditlere maruz kalındığında, beden kendini sürekli alarm durumuna geçiriyor. İlk tepki veren sistem ise bağışıklık oluyor. Normal şartlarda vücudu enfeksiyon ve yaralanmalara karşı koruyan bağışıklık sistemi, travmatik çocukluk deneyimleriyle kalıcı bir tehdit algısına kapılıyor. Bu durum, vücudu sanki sürekli bir saldırı altındaymış gibi davranmaya itiyor.
Kronikleşen bu alarm hâli, iltihaplanmayı tetikleyen moleküllerin aşırı üretimine yol açıyor. Normalde beyni koruyan kan-beyin bariyeri bu moleküllerin girişini engellerken, yoğun travma bu bariyeri zayıflatıyor. Sonuç olarak iltihap molekülleri beyne ulaşıyor ve hafıza, dikkat, duygu durumu gibi işlevlerde bozulmalara sebep oluyor.
Çocuğun travmalar arasında “nefes alacak” bir boşluk bulamaması, beynin bu alarm hâline uyum sağlamasına neden oluyor. Yani beyin, hayatta kalabilmek için yapısını yeniden şekillendiriyor.
Uzmanlar, beynin gri madde ve beyaz madde yapısını bir şehir haritasına benzetiyor. Gri madde düşünce ve duyguların işlendiği “mahalleler” iken, beyaz madde bu mahalleleri birbirine bağlayan “otoyollar” görevini üstleniyor.
Çocuklukta travma yaşamış ve bipolar bozukluk tanısı almış bireylerin beyinlerinde yapılan incelemelerde, beyaz maddede bozulmalar tespit edildi. Özellikle “fraksiyonel anizotropi” ölçümlerindeki düşüklük, beynin iletişim yollarının zarar gördüğünü ortaya koydu.
Bu durumun sonuçları ise oldukça ağır: bilgi akışında yavaşlama, sinyallerde karışıklık, duygusal tepkilerde aşırı hassasiyet, uyku düzensizlikleri ve dürtü kontrolünde zayıflama.
Araştırmacılar, bulguların beynin başarısızlığını değil, hayatta kalma stratejisini gösterdiğini vurguluyor. Travma sonrası beyinde oluşan bu değişim, aslında bir tür dayanıklılık mekanizması olarak değerlendiriliyor. Beyin, esnekliğini kaybederek de olsa savunma yollarını güçlendirmeye çalışıyor.
Yani çocuklukta yaşanan travmalar, yetişkinlikte çoktan geride kalmış gibi görünse bile, beynin işleyişini ve ruh sağlığını etkilemeye devam ediyor.
Kaynak : HABER MERKEZİ