Türkiye'deki organ bağışı sorununa dikkat çekildi

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, organ bağışındaki eksikliklere vurgu yaparak, Türkiye'de her yıl ortalama 1.700 ile 1.800 arasında karaciğer nakli yapıldığını ancak buna rağmen 2.000 ila 2.500 arasında hastanın nakil için beklediğini ifade etti.


  • Oluşturulma Tarihi : 18.12.2024 04:30
  • Güncelleme Tarihi : 17.12.2024 09:10
  • Kaynak : Arun Acumsal
Türkiye'deki organ bağışı sorununa dikkat çekildi

Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi'nden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Havva Asuman Yavuz, Türkiye'de organ naklinin önemine ve organ bağışındaki yetersizliklere vurgu yaptı.

400 NAKİL GERÇEKLEŞTİRİLİYOR

Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, 2008 yılında kurulan Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi'nin yılda 350-400 civarında böbrek ve karaciğer nakli gerçekleştirdiğini belirtti. Nakillerin yüzde 90'ının canlı vericilerden yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Aliosmanoğlu, “Gönlümüz bunun tam tersi olmasını isterdi. Ancak ülkemizde organ bağışı oranlarının düşük olması nedeniyle ağırlıklı olarak canlı vericili nakiller yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

KARACİĞER NAKLİNDE ÖN SIRALARDAYIZ

Merkezdeki başarıların altını çizen Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, böbrek ve karaciğer nakillerinin sadece Türkiye'den değil, dünyanın farklı ülkelerinden gelen hastalar için de başarıyla uygulandığını vurguladı. Prof. Dr. Aliosmanoğlu, “Böbrek naklinde eş zamanlı bypass ameliyatları da yapan az sayıda merkezden biriyiz. Ayrıca düşük doğum ağırlıklı bebeklerde karaciğer naklinde hem Türkiye hem de dünya çapında ön sıralardayız. Başarı oranlarımız yüzde 90-95 seviyesinde. Bu da hem tecrübeli bir ekibe hem de güçlü bir altyapıya sahip olmamızın sonucu” ifadelerini kullandı.

NAKİL İÇİN BEKLEYEN HASTA FAZLA, NAKİL AZ

Türkiye'de yılda ortalama bin 700-bin 800 arası karaciğer nakli gerçekleştirildiğini belirten Prof. Dr. Aliosmanoğlu, buna rağmen 2 bin -2 bin 500 civarında hastanın nakil bekleme listelerinde olduğunu söyledi. Prof. Dr. Aliosmanoğlu, “Maalesef, yılda yaklaşık 500 hasta karaciğer nakli beklerken hayatını kaybediyor” diyerek, bu durumun organ bağışı eksikliğinden kaynaklandığını dile getirdi.

30 BİN KİŞİ BÖBREK NAKLİ BEKLİYOR

Türkiye genelinde yılda 3 bin-3 bin 500 arası böbrek nakli yapıldığını belirten Prof. Dr. Aliosmanoğlu, buna karşılık nakil bekleyen hasta sayısının 20 bin ile 30 bin arasında olduğunu ve diyalize giren 60 bin hastanın bulunduğunu açıkladı. Aliosmanoğlu, “Bu kişilerden yılda sadece 3 bin- 3 bin 500'üne böbrek nakli gerçekleştirilebiliyor. Bu da yine organ bağışının önemini ortaya çıkarıyor” şeklinde konuştu.

YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRIYOR

Prof. Dr. Aliosmanoğlu, böbrek naklinin, diyaliz tedavisine kıyasla hastaların yaşam süresini ve yaşam kalitesini artırdığının bilimsel olarak kanıtlandığına dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi:

“Diyaliz süresini uzatıp nakil ameliyatından kaçmak, hastaların yaşam kalitesini ve ameliyat başarı oranını düşürüyor. Nakil, hayat kurtarıyor ve sosyal hayata dönüşü sağlıyor.”

ORGAN BAĞIŞI İÇİN ÇAĞRI

Yılın birçok gününde birden fazla nakil operasyonu gerçekleştiren Prof. Dr. Aliosmanoğlu, yorgunluğunu nasıl yendiğinden şu şekilde bahsetti:

“Bir hastayı yoğun bakımda ölmek üzereyken ameliyat edip yürüyerek taburcu etmek, manevi açıdan en büyük tatmini sağlıyor.”

KADAVRA BAĞIŞI SAYISI ALARM VERİYOR

Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Havva Asuman Yavuz ise kadavra bağışına dair önemli bilgiler verdi. Covid-19 pandemisi sonrası dönemde kadavra bağış oranlarının ciddi şekilde düştüğünü söyleyen Prof. Dr. Yavuz, bu durumun hasta sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine vurgu yaptı.

CANLI VERİCİLERLE NAKİL ORANI YÜZDE 90

Prof. Dr. Yavuz, Amerika ve Avrupa ülkelerinde organ nakillerinin yaklaşık yarısının kadavra bağışlardan gerçekleştiğini, buna rağmen Türkiye'de bu oranın çok düşük olduğunu söyledi. Yavuz, “Ülkemizde böbrek ve karaciğer nakillerinin yüzde 90'ı canlı vericilerden yapılıyor. Kadavradan bağış oranı çok yetersiz” diye konuştu. Kadavra bağış oranlarının artırılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz, toplumun bu konuda daha özverili hareket etmesi gerektiğini de aktardı.

KADAVRA LİSTELERİNE KAYIT OLMUYORLAR

Türkiye'de 60 bin civarında diyalize giren hasta olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yavuz, bu hastalardan yalnızca 26-27 bininin kadavra bekleme listesine kayıtlı olduğunu söyledi. Diyaliz merkezlerinin bilgilendirme yapmasına rağmen hastaların önemli bir kısmının kadavra listelerine kaydolmadığını dile getiren Yavuz, “Diyaliz hastalarının yeterince bilgilendirildiğini düşünmüyorum. Kadavra listelerine kayıt olmayan birçok hasta, yaşam standartlarını ve tedavi süreçlerini zorlaştırıyor. Hastanemizde yaklaşık bin 500 hasta nakil bekliyor. Türkiye genelinde ise bu rakam 26-27 bin. Kadavra bağış oranlarının artırılması ve diyaliz hastalarının daha iyi bilgilendirilmesi şart” diye konuştu.

GEÇ KALMAK RİSK OLUŞTURUYOR

Nakil konusunda geç hareket etmenin yanlış bir yaklaşım olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yavuz, diyaliz süresinin uzamasının ameliyat sonrası komplikasyonları artırdığını ifade etti. Prof. Dr. Yavuz, “Diyalize başlamadan veya erken dönemde nakil olmak en doğru seçenektir. Ancak birçok hasta diyalizle uzun süre vakit geçirmek istiyor ve bu düşünce hastalara zarar verebiliyor” dedi.

Arun Acumsal

Arun Acumsal
Yazarımız Kim ?

Arun Acumsal