Sayfa Yükleniyor...
Nefroloji Uzmanı Prof.Dr. Tevfik Rıfkı Evrenkaya, Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, hayatı sürdürebilmek için günde ortalama 5 gram tuz almanın yeterli geldiğini belirterek, Ancak ülkemizde günlük ideal tuz tüketiminden 2,5-3 kat fazla tuz tüketiliyor dedi
Prof.Dr. Evrenkaya, 20-26 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftası dolayısıyla tuz tüketiminin azaltıldığında hangi hastalıklardan korunabileceğini anlatarak önemli önerilerde bulundu.
Acıbadem Maslak Hastanesi Nefroloji Uzmanı Prof.Dr. Evrenkaya, fazla tuz tüketiminin inme, kalp krizi ve kalp yetmezliği gibi hayatı tehdit eden hastalıkların riskini yükselttiğini ifade ederek, Bu risklerin yanı sıra bir yandan da obeziteye, mide kanserine ve böbrek taşına eğilimi artırıyor. Tükettiğimiz besinlerin lezzetini arttırmak için soframızdan eksik etmediğimiz tuzun zararları bunlarla da sınırlı değil. Hayatımızı tehdit eden bu hastalıklardan korunmamız içinse günlük tuz tüketimimizi 5 gram, bir başka deyişle bir silme çay kaşığı tuz ile sınırlandırmamız gerekiyor şeklinde konuştu.
ÜLKEMİZDE TUZ TÜKETİMİ
Hayatımızı aslında elektriksel bir aktiviteye borçluyuz diyen Prof.Dr. Evrenkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: Yaşamın devam etmesi için hücre dışında sodyumun, hücre içinde de potasyumun yüksek miktarda bulunması çok önemli. Hücre dışı temel elektrolit olan sodyumun ana kaynağını da sodyum klorür, bir başka deyişle tuz oluşturuyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, hayatımızı sürdürebilmek için günde ortalama 5 gram tuz almamız yeterli geliyor ancak ülkemizde günlük ideal tuz tüketiminden 2.5-3 kat fazla tuz tüketiliyor. Bunun sonucunda da yüksek tansiyon ve buna bağlı inme, kalp krizi ile kalp yetmezliği başta olmak üzere birçok hastalığın gelişme riski artıyor. Dolayısıyla tuz tüketimi azaltıldığında bu hastalıklardan büyük oranda korunmak mümkün olabiliyor. Bu nedenle günlük tuz tüketiminin bir silme çay kaşığı ile sınırlandırılması çok önemli. Her 100 kişiden 35inde görülen hipertansiyon dünyadaki ölüm nedenleri arasında birinci, sakatlık nedenleri arasında da ikinci sırada yer alıyor. Kalp, beyin, böbrekler, büyük atardamarlar ile gözler hipertansiyondan en çok zarar gören organlar. Yüksek tansiyon bu organları etkileyerek kalıcı sakatlıklara ve ölümlere neden olabiliyor. Öyle ki hipertansiyon inmelerin yüzde 62sinden, koroner damar hastalıklarının yüzde 49undan, kardiyovasküler hastalıkların yüzde 80 inden, böbrek hastalıklarının da yüzde 40ından sorumlu tutuluyor. Kan basıncı 115/75 mmHg üzerine çıkınca, risk başlıyor. Tuz alımı ile kan basıncı arasındaki ilişkiyi gösteren ilk büyük ölçekli çalışma olan INTERSALT araştırmasına göre; diyette günlük 6 gramlık tuz artışı büyük tansiyonu ( sistolik) 9 mmHg yükseltiyor. (İHA)
Haber Merkezi