- Sağlık
- 24.03.2025 09:19
Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emir Ruşen, uyku bozukluğu sonucu gelişen trafik kazalarının ölüm oranının diğer sebeplerle olan kazalara göre önemli ölçüde yüksek olduğunu vurguladı. Yapılan araştırmalara göre, uyku apneli olan kişilerde trafik kazası yapma riskinin yaklaşık üç kat daha fazla olduğu belirlendi
Uyku apnesinin, uyku sırasında tekrarlayan solunum durmaları ile karakterize bir hastalık olduğunu ve ciddi sonuçlar doğurabileceğini ifade eden Dr. Ruşen, bu durumun oksijen düşmelerine ve uyku bölünmelerine neden olduğunu söyledi. Ayrıca, uyku apnesinin ani ölüm riskini artırdığını ve birçok vücut sistemini etkileyebilecek kadar ciddi bir hastalık olduğunu da vurguladı.
Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emir Ruşen, uyku apnesi sırasında yaşanan geçici boğulmaların genellikle birkaç saniye sürebileceğini ve bu durumun kandaki oksijen seviyesinin düşmesiyle beyin uyanmasını tetiklediğini belirtti. Bu durumun, beynin solunum fonksiyonlarının durduğunu haber vermek için vücudu uyandırdığını açıkladı.
Dr. Ruşen, uyku apnesinin iki temel tipe sahip olduğunu açıkladı: Santral ve Obstrüktif. Santral uyku apnesinin beyin solunumu kontrol eden kaslara sinyal göndermemesi sonucu ortaya çıktığını ifade ederken, Obstrüktif uyku apnesinin üst hava yolunda tıkanıklıklar veya daralmalar nedeniyle oluştuğunu belirtti.
Uyku sırasında solunum durması yaşanırken beynin bu durumu algıladığını ve uyku derinliğini azaltarak hava yolunu açmaya çalıştığını söyleyen Dr. Ruşen, bu durumun sık sık uyanıklığa neden olabileceğini ve bu nedenle uyku kalitesinin bozulduğunu ifade etti.
Uyku apnesinin belirtileri arasında uzun süreli horlama, gündüz aşırı uyuklama hali ve gece uykuda solunum durması olduğunu belirten Dr. Ruşen, bunun yanı sıra sabah baş ağrıları, gece boğulma hissi veya çarpıntı ile uyanma gibi şikayetlerin sıkça görüldüğünü dile getirdi. Bu belirtilerin kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyebileceğini ve hatta sosyal, cinsel ve ruh sağlığı fonksiyonlarında azalmalara neden olabileceğini de vurguladı.
Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emir Ruşen, uyku apnesinin yaygınlığına ve etkilerine dikkat çekerek, kadınlarda en az %2, erkeklerde ise %4 oranında uyku apnesi geliştiğini belirtti. Obezite, boyun kısalığı, sigara ve alkol tüketimi gibi faktörlerin hastalık riskini artırdığını vurguladı.
Uykusuzluğun dikkat eksikliğine ve trafik kazalarındaki rolüne değinen Dr. Ruşen, trafik kazalarının %22'sinde uyku sorunlarının rol aldığını ve bu kazalarda ölüm riskinin daha yüksek olduğunu ifade etti. Özellikle uyku apnesi olan sürücülerde kazaya yol açma riskinin üç kat daha fazla olduğunu belirtti.
Uyku apnesinin tanısı için yapılan polisomnografik testle gece boyunca beyin aktivitelerinin ve vücut fonksiyonlarının kaydedildiğini dile getiren Dr. Ruşen, tedavinin planlanması için hastaların düzenli takibinin önemli olduğunu söyledi.
Uyku apnesi tedavisinin üç aşamada gerçekleştiğini belirten Dr. Ruşen, ilk aşamada genel önlemlerin alındığını, ardından pozitif hava basıncı tedavisi (CPAP) ve cerrahi müdahalelerin düşünüldüğünü ifade etti.
Uyku apnesinin tedavi edilmediği durumlarda baş ağrıları, kalp-damar hastalıkları, depresyon gibi ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkabileceğini belirten Dr. Ruşen, uyku apnesinin kalp-damar hastalıklarından ölüm riskini artırdığını ve yaşam kalitesini düşürdüğünü vurguladı.
Kalp ve Damar Hastalıkları: Kalp krizi, hipertansiyon, kardiyak ritm bozuklukları.
Sinir Sistemi Problemleri: Beyin felci, depresyon, unutkanlık.
Hormonal Değişiklikler: Büyüme hormonunda azalma, insülin seviyesinde artma, cinsel isteksizlik.
Diğer Etkiler: Trafik kazaları, evlilik sorunları, yaşam kalitesinde azalma.