- Sağlık
- 13.06.2025 11:18
Göz Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Haluk Esgin, göz sağlığı hakkında toplumda doğru bilinen ve bu nedenle tanı ve tedavinin gecikmesine neden olan yanlışları anlattı
MUHAMMED TAHİR ÖRNEK/İSTANBUL
Şehir efsanesi gibi toplumda yaygın olan bir takım bilinenlerin bugünkü bilgilerimiz ışığında gerçekle çok alakası bulunmuyor. Göz hastalıkları da en çok yanlış bilgiye sahip olunan bir alan. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Haluk Esgin, göz sağlığı hakkında toplumda doğru bilinen ve bu nedenle tanı ve tedavinin gecikmesine neden olan yanlışları anlattı. Prof.Dr. Haluk Esgin, “Ne yazık ki bu hatalı bilgiler göz hastalıklarının tanısında gecikmeye, tedavinin aksamasına yol açabiliyor. Üstelik bu yanlış inançlar o kadar kökleşmiş oluyor ki, hekim olarak hastayı muayene edip bu yanlış inancı düzeltmek istesek de hastalar bu yeni bilgiyi kabullenmekte ne yazık ki zorlanabiliyorlar” diyor.
GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ SEÇİMİ ÖNEMLİ
Prof.Dr. Haluk Esgin, “Güneş gözlükleri ultraviyole dalga boyundaki ışığı süzmek için kullanılır. Bu süzme işlevinin de gözlük camının koyuluğu ile ilişkisi yoktur. Camdaki bir filtre ile süzülür. Koyu güneş gözlüklerinden daha az ışık geçtiği için beyin karanlık ortamda olduğunu düşünerek daha iyi görebilmek için göz bebeğinin büyümesini sağlar, o zamanda göze gerektiğinden daha fazla ışık girmiş olur. Eğer cam rengi koyu ancak içinde UV filtresi yoksa o zaman göz için zararlı bile olur. Halk arasında düşük numaralı gözlükler dinlendirici gözlük olarak tanımlanmakta ve sadece gözlerin yorgun hissedildiği zaman takılabileceği düşünülmektedir. Oysa ister küçük, ister büyük numaralı gözlük olsun, eğer bir kişiye göz doktoru tarafından gözlük yazılmışsa o kişinin az olan gözünün görme gücünün daha arttırılması için yazılmıştır. Gözlükler takıldığı sürece daha net bir görüntü sağlar. O nedenle eğer gözümüzün görme yeteneğini en iyi düzeyde kullanmak istiyorsak gözlüğü daimi olarak takmak gerekir. Ayrıca gözlük takmak göz numaralarının ilerlemesini durdurmaz. Gözlüğün işlevi sadece taktığımız sürece yaşam kalitemizi artırmaktır” dedi. “Her yaşlı yakın gözlüğü takmaz” diyen Prof.Dr. Esgin, “Özellikle eksi 3.00 diyoptriye kadar miyop olan kişiler genellikle yakın görme için ömürlerinin sonuna kadar gözlüğe ihtiyaçları olmadan görebilirler. Ayrıca ‘yakın gözlüklerini ne kadar geç takarsak o kadar iyidir’ diye bekleyerek zorlanmak da yanlıştır. Doğru olan; yaşam kalitesini düzelten ihtiyaç olan en küçük numarayı kullanmaktır” dedi. Esgin, “50 yaş üstünde toplumda yaygın olarak rastlanan sarı nokta hastalığı, özellikle yaş tiplerde hızla görme azalmasına yol açar. Ancak bu hastalar erken yakalandıklarında azalan görmeyi durdurmak, hatta görmeyi bir miktar arttırmak mümkün olabilmektedir” şeklinde konuştu.
KONTAKT LENS KULLANIMI GÖZE ZARAR VERMİYOR
Göz Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Haluk Esgin “Kontakt Lensler neredeyse 50 yıla yakın süredir hayatımızdadır. Bu geçen zamanda çok gelişme kaydetmiş ve bugün hem yakın, hem uzak görmenin düzeltilebildiği son derece konforlu lensler vardır. Kuralına uygun kullanıldığı sürece göze zarar verdiği veya daha sonra yapılacak herhangi bir göz girişimine engel oluşturduğuna dair bilimsel kanıt yoktur” açıklamasında bulundu.