Sayfa Yükleniyor...
Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı olan Prof. Dr. Cemşit Karakurt, her bin yeni doğan bebekten 10'unda kalp hastalığı görüldüğünü ifade ederek, "Her yıl yaklaşık 13-14 bin bebek kalp hastalığı ile doğuyor" dedi
Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Cemşit Karakurt, yenidoğan bebeklerde kalp hastalığının sıkça görülebileceğine dikkat çekti ve erken teşhisin önemini vurguladı. Prof. Dr. Karakurt, doğumdan hemen sonra bebeğin ilk muayenesinin önemine dikkat çekerek, yılda 13-14 bin bebek doğumdan sonra kalp hastalığı ile karşı karşıya kaldığını belirtti.
Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı olan Prof. Dr. Karakurt, yenidoğan bebeklerde en sık rastlanan doğumsal anomalilerden birinin doğuştan kalp hastalıkları olduğunu belirtti. "Her bin yeni doğan bebekten 10'unda kalp hastalığı görülmektedir" diyen Prof. Dr. Karakurt, ülkedeki nüfus artış hızının azalmasına rağmen, her bin yeni doğan bebekten 10'unda kalp hastalığı görülmesiyle yılda yaklaşık 13-14 bin bebekte kalp hastalığına rastlandığını vurguladı. Prof. Dr. Karakurt, konjenital kalp hastalığının üçte birinin ciddi kalp problemleri oluşturduğunu belirterek, ülkede her yıl kalp hastalığı ile doğan yaklaşık 4 bin bebekte, yenidoğan döneminde tanı konularak tedavi edilmesi gereken ciddi bir kalp problemi olduğunu dile getirdi.
Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı olan Prof. Dr. Karakurt, bebeklere doğumdan hemen sonra yapılacak ilk muayenenin kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak şunları dile getirdi: "Yenidoğan döneminde, bebeğin kalp sorunları, yaşamın ilk birkaç gününde belirgin belirtiler göstermeyebilir, hatta çok ciddi olmasına rağmen. Bu sebeple, bu bebeklerin tanınması için hastaneden taburcu edilmeden önce bir çocuk doktoru tarafından detaylı bir şekilde muayene edilmeli ve nabız oksimetre testi yapılmalıdır. Muayene sırasında kalp hastalığını düşündüren belirtiler bulunması veya nabız oksimetre testini geçemeyen bebeklerin tamamı çocuk kardiyoloji uzmanına yönlendirilmelidir."
Erken tanının tedavi sonuçlarını önemli ölçüde iyileştirdiğini belirten Prof. Dr. Karakurt, şu açıklamalarda bulundu: "Bazı kalp hastalıkları, erken teşhis ve uygun tedavi ile son derece başarılı sonuçlar elde edilebilir. Bu nedenle, annede veya bebekte kalp hastalığı riskini artırabilecek durumların varlığı, gebelik sırasında kalp gelişimini etkileyebilecek hastalıkların geçmişi, teratojenik ilaç veya maddelere maruz kalma, genetik problemler gibi faktörler göz önünde bulundurularak, gebelik sürecinde detaylı bir ultrasonografi taraması yapılmalıdır. Bu tarama sonucunda kalp veya diğer organlarda anomaliler tespit edilirse, ideal olarak gebeliğin 18-22. haftalarında fetal ekokardiyografi yapılmalıdır. Bu sayede tanı konularak doğum sonrası tedavi planlanabilir ve bebeğin uygun bir merkezde doğumu sağlanabilir, bu da tedavi sonuçlarını olumlu yönde etkiler."
Tedavi sürecine ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Karakurt şunları söyledi: "Çocuklarda görülen kalp hastalıkları, yetişkinlerde görülenlerden farklıdır ve doğuştan veya sonradan kazanılan geniş bir yelpazeyi kapsar. Tedavi yöntemleri, ilaç tedavisi, kalp kateterizasyonu gibi prosedürler ve bazı durumlarda açık kalp ameliyatını içerebilir. Bazı hastalarda, bebeğin hemen doğum sonrasında bir çocuk kardiyoloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi ve ardından ilaç tedavisi başlanması, gerekli girişimlerin yapılması ve ardından bir çocuk kalp damar cerrahisi uzmanı tarafından ameliyat edilmesi gerekebilir."
Bebeklik ve çocukluk döneminde görülebilecek belirtiler hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Karakurt, şunları ekledi: "Morarma, sık nefes alma, beslenme zorluğu, sık alt solunum yolu enfeksiyonları gibi belirtiler bebeklik döneminde, çabuk yorulma, morarma, bayılma, çarpıntı, efor sonrası göğüs ağrısı gibi belirtiler ise çocukluk döneminde kalp hastalığına işaret edebilir. Bu belirtiler varsa, kalp hastalığı açısından araştırılmalı ve bebekler ile çocuklar bir çocuk kardiyoloji uzmanı tarafından değerlendirilmelidir."
Arun Acumsal