“Bakış açımızda insanlık var”

Başbakan Binali Yıldırım, resmi temaslarda bulunmak için gittiği Afganistan’dan dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye’nin Afganistan ile ilgili perspektifinin ne olduğu sorusuna, önceliğin orada akan kanın durdurulması yönünde cevap veren Başbakan Yıldırım, “Bizim burayla ilgili öngördüğümüz şey, bir kere akan kanın durması. Yılda ortalama 30 binden fazla insan terör nedeniyle hayatını kaybediyor. Büyük acılar yaşanıyor. Bu acıların izleri belki yıllarca silinemeyecek. Bakış açımız ne petrol, ne doğalgaz, ne değerli madenler. Bizim Afganistan’a bakış açımızda insanlık var. İsteğimiz, dostumuz ve kardeşimiz Afganistan’ın barış ve istikrar içinde tüm etnik grupların katılımı ile kendi iradesini belirlemesi ve terör belasından kurtulmuş bir hale gelmesidir. Bizim orada yaptığımız çalışmalar, hem güvenlik açısından yaptığımız faaliyetler, hem havaalanı bünyesindeki çalışmalar hem de bunun dışında sivil halka yönelik yaptığımız çalışmalardır. TİKA’nın Afganistan’daki faaliyetleri arkasında tek taraflı bir pazarlık amacı ve hırsı yok. Afganistan’ın kalkınması ve huzuru ve güvenliği için tüm diğer ülkelerde olduğu gibi aynı anlayışla faaliyetlerimiz var. Afganistan’daki faaliyetler Türkiye’nin tek başına yürüttüğü faaliyet değil. Onun üzerine bizim yaptıklarımız var. Bunlar da zaten işin daha anlamlı kısmını oluşturuyor” dedi.

“DURUŞ ÇOK AÇIK”

Doğu Guta’ya yönelik yapılan kimyasal saldırılar karşısında Türkiye’nin duruşu hakkında sorulan soruya Yıldırım, “Bizim duruşumuz çok açık. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı’yla gerginliğin sonlandırılması misyonumuz aslında bizim Suriye’de ne yapmak istediğimizi ortaya koyuyor. Biz bunları yaparken tamamen hedef odaklı çalışıyoruz. Sivillerin zarar görmemesi için büyük titizlik gösteriyoruz. Rejimin masum çocuklara savunmasız insanlara karşı yaptığı bu vahşet kabul edilebilir bir şey değil. Bu konuda kısa bir süre önce Doğu Guta’da yaşananlar var. Oradan canlı kurtarılan insanlara yine biz kucak açtık. Sayıları her geçen gün de artıyor. 500 ile başladı 10 bini aştı. Dolayısıyla biz başından beri Suriye’de artık bu insanlık ayıbının sona ermesini kendi toprak bütünlüğü içerisinde bütün etnik unsurların teröre bulaşmamış, eline silah almamış kesimin geleceği için mücadele veren grupların katıldığı kalıcı bir barış sürecinin gerçekleşmesini istiyoruz. Rusya ve İran ile beraber bir yürüttüğümüz Astana süreci var. Diğer koalisyon ülkelerinin de bu yöndeki faaliyetlerini her zaman destekler bir tutum içindeyiz” yanıtını verdi.

“TERÖR MENSUBU KALMAYACAK”

Menbiç’e yapılacak operasyon ihtimali sorusuna ise Yıldırım, şöyle cevap verdi: “Sayın Cumhurbaşkanımız sık sık tekrar ediyor. Biz de söylüyoruz. Şu an başlatılan bir diyalog süreci var. Bu diyalog sürecinin bir şekilde sonuçlanması gerekiyor. O olmadan böyle bir çalışma içerisine gitmek doğru olmaz. Ama bu Menbiç’teki düşüncemizi değiştirdiğimiz anlamına gelmiyor. Menbiç’te hiçbir PKK/PYD, DEAŞ terör mensubu kalmayacak. Menbiç’te zaten yoğun olarak Arap kabileler yaşıyor. Oranın yönetimini asil sahiplerine vermek gerekir. ABD’ye bu konudaki görüşümüzü açık ve net olarak ifade ettik. Biz teklifi Tillerson zamanında bir öneri olarak sunduk. O öneri hala masadadır. ABD yakında bir karar verecektir.” İHA