- Siyaset
- 09.05.2025 14:31
Başbakan Binali Yıldırım, CHPli Bülent Tezcanın Cumhurbaşkanı Erdoğana yönelik olarak söylediği diktatör açıklamasını sert bir dille eleştirerek, Öyle bir cevap verirdim ki altından kalkamayız dedi
Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında konuşarak, Son yıllarda ülkemize, demokrasimize, millet iradesine yönelik birçok saldırı ile karşı karşıya kaldık. Tamamını püskürttük, bertaraf ettik. Bütün bu mücadeleyi verirken, istikametimizi asla kaybetmedik, hedeflerimizden hiç şaşmadık. Milletin desteğiyle dimdik ayaktayız. Milletin desteğini alanın sırtı yere gelmez. Diz çöktürmeye çalıştılar, çökmedik. Dizginlemeye çalıştılar, inadına şaha kalktık. Cumhuriyetimizin 94. Yılına Türkiyeyi daha da büyüterek ulaştık. Türkiye, 15 Temmuza rağmen, terörle yoğun mücadeleye rağmen yüzde 5in üzerinde büyüme gerçekleştirdi. İnşallah bu yıl sonu itibarıyla büyümemiz 6nın üzerinde belki de 7ye yakın bir orana ulaşacak. Türkiye, gelişmiş 20 ülke içinde en fazla büyüyen birinci ülke olacak. Gelecek 10 yılda en büyük gücümüz, yatırım, üretim ve ihracatta büyüme olacak. Bunu neye dayanarak söylüyorum? Yılın ilk yarısındaki büyümenin 3.9u yatırımlardan geliyor, net ihracat artışından geliyor. 2017 yılını ihracatta istihdamda seferberlik yılı ilan etmiştik ve biraz da iddialı olarak hedefi ihracatta 153 milyar koymuştuk. Üstüne bu hedefi güncelledik, şimdi yeni hedefimiz 156,5 milyar dolar. Yılın dokuz ayındaki ihracattaki büyüme Türkiyenin büyümesinin iki katından fazla oldu, yüzde 10.6 ihracatta büyümeyi gerçekleştirdik. Ekim ayı rakamlarının daha da iyi olacağını tahmin ediyoruz ifadelerini kullandı.
SEVİYEYİ GÖRÜN
Polatlıdan gelen vatandaşlara kaç dakikada şehir merkezine geldiklerini soran Başbakan Yıldırım, 18 dakikada Polatlıdan Ankaraya geliyorlar. CHPliler bu işten anlamaz. Bir gün binin de biletinizi ben alayım. Memleketin geldiği seviyeyi görün. Kıskanmayın şeklinde konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcanın Erdoğan diktatörün en şiddetlisidir sözlerine işaret eden Yıldırım, Son zamanlarda ana muhalefet partisi CHPde ciddiyeti giderek artan bir üslup bozulması yaşanıyor. Sayın Kılıçdaroğlunun ne dediğini anlayan varsa beri gelsin. Ana muhalefet partisi sözcülerini de ayarı kaçmış bir dil kullanmaya atan sebebi de merak ediyoruz. Bir parti sözcüsü, geçen gün Cumhurbaşkanımız hakkında münasebetsiz laflar etti. Onu dinleyince adam parti sözcüsü mü parti sövücüsü mü doğrusu anlayamadım. Burada terbiyem müsaade etmiyor, öyle bir cevap verirdim ki altından kalkamayız. Diktatör arıyorlarsa geçmişlerine, geleneklerine baksınlar. 15 yıl alnının akıyla hizmetleriyle, vatandaşın duası ve desteğiyle kesintisiz iktidara gelen parti AK Partidir. Lideri de Recep Tayyip Erdoğandır. Bu hezeyanlarınız bu gerçeği değiştirmez. Sayın Kılıçdaroğlu sadece Cumhurbaşkanımıza, partimize değil aynı zamanda millete de hakaret etmekten geri durmuyor. Sandığa gidip serbest iradesiyle oy veren vatandaşlara yükleniyor, niye AK Partiye oy veriyorsun diye onlardan hesap sormaya çalışıyor. Bu üslup ne siyasete ne de siyasetçiye yakışır. Sen ikide bir Cumhurbaşkanımıza yönelik yakışıksız laflar edeceksin, saygısızlık yapacaksın, meşru siyaset dilinin dışına düşeceksin, meramını siyasi nezaket içinde ifade etmeyeceksin, sonra da saygı bekleyeceksin dedi.
BELKİ İKTİDAR OLURSUN
Başbakan Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti: Evet oyu verenlerin çoğu pişman diyor. İnsanların aklından geçenleri okuma kabiliyeti mi kazandın? Çalış çabala bir gün sen de belki iktidar olursun. Size oy veren ile birlikte başka partilere oy verenlere saygı duymayı öğreneceksiniz. Bir de diyor ki demokrasinin namusunu kurtaralım, sen merak etme Kemal Bey AK Parti liderimizle birlikte 15 yıldır demokrasinin namusunu vesayetçilere, darbecilere karşı korudu, korumaya devam ediyor. Eğer bir şeyi kurtarmak istiyorsan, 15 yıldır yerinde sayan, bir adım ileriye gidemeyen, millete umut vermeyen partini kurtar. Bu ülkenin siyasetinde bu ayıplı dilin yeri yok. Herkes ne konuştuğunu bilecek, millete yakışan üslupla konuşacak. Bunlarla bundan fazla zaman harcamak israfa girer, işimiz gücümüz var.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin gayri meşru referandumu sonrası yaşananlara da işaret eden Yıldırım, Bunlar artık orada yöneticilik yapamaz dedik, ne oldu, bırakmak zorunda kaldılar. Sınır kapısı da bugün itibarıyla Habur, merkezi hükümete teslim edildi. Habur geçişindeki bütün kontroller Irak hükümeti tarafından yapılacak. Türkiye, Irak hükümeti yetkilileri tarafından yapılacak dedi. (İHA)