- Siyaset
- 29.05.2025 22:25
İZTO Başkanı Mahmut Özgener, firmaların artan kırılganlığına dikkat çekerek maliye politikası ve yapısal reformlar tarafından sağlanacak desteğin, her zamankinden daha önemli olduğunu vurguladı
KEMAL ÖZKURT/ İzmir Ticaret Odası (İZTO) Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Selami Özpoyraz idaresinde, Yöneytim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve oda üyelerinin katılımıyla gerçekleti.
Güncel ekonomik değerlendirmelerde bulunan Özgener, faiz artışlarına ek olarak diğer maliyet baskılarıyla birlikte, Firmaların kırılganlığının programın başladığı döneme göre farklı bir seviyeye taşındığını belirterek maliye politikası ve yapısal reformlar tarafından sağlanacak desteğin, her zamankinden daha önemli olduğunu vurguladı. Faizler bir süre daha beklentilerin üzerinde seyredecekse, bu dönemin karşılığında enflasyon hedeflerinden sapma olmayacağına dair güçlü bir güven ortamı oluşturulması gerektiğini söyleyen Özgener, “Öte yandan, büyümeyi korumaya yönelik adımların enflasyon beklentilerini bozmayacak şekilde planlanması gerektiğine inanıyoruz. Maliye politikalarının, özellikle bütçe disiplini ve harcama kalitesi açısından dezenflasyon sürecine daha güçlü ve hızlı katkı sunması şart. Kamu harcamaları kısa vadede etkisini göstermese de, arz kapasitesini artırarak enflasyonu dengeleyici bir rol oynayabilir. Bu nedenle kamu kaynaklarının tahsisinde azami özen gösterilmesi gerektiğini düşünüyoruz” diye belirtti.
Merkez Bankası'nın enflasyon, büyüme ve finansal istikrar arasında kurduğu hassas dengeyi korurken; para politikasına, maliye politikası ve yapısal reformlar tarafından sağlanacak desteğin, her zamankinden daha önemli olduğunu belirten Özgener, "Bugün, geldiğimiz süreçte yaşanan faiz artışlarına ek olarak diğer maliyet baskılarıyla birlikte, firmalarımızın kırılganlığının programın başladığı döneme göre farklı bir seviyeye taşındığını görüyoruz. Faizler bir süre daha tahminlerimizin üzerinde seyredecekse, en azından bu dönemin karşılığında enflasyon hedeflerinden sapma olmayacağına dair güçlü bir inancın oluşturulması gerektiğine inanıyoruz. Öte yandan, ekonomik büyümeyi belli bir seviyede korumak için bu yönde atılacak adımların enflasyon beklentilerini bozmayacak şekilde planlanması gerektiğini düşünüyoruz. Maliye politikalarını yürüten kurumların dezenflasyon sürecine, özellikle bütçe disiplini ve harcama kalitesi açısından, daha güçlü ve hızlı katkı sunmalarını bekliyoruz. Kamu harcamaları etkisini daha geç gösterse de arz kapasitesini artırarak enflasyonu sınırlayıcı ve dengeleyici bir rol oynayabileceği kanaatindeyiz. Bu nedenle, kamu kaynaklarının tahsisine özellikle dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.
Moody’s tarafından Amerika Birleşik Devletleri’nin notunun düşürülmesinin öngörülebilir ekonominin önemini bir kez daha gösterdiğini belirten Özgener, "Not indiriminin ana nedeni olarak, Amerika Birleşik Devletleri’nde 10 yıldan uzun süredir kamu borcu ve faiz ödeme oranlarının, benzer derecelendirmeye sahip ülkelere kıyasla yüksek seviyelere çıkmış olması gösterildi. Sonuç olarak, küresel düzeyde uygulanan ani ve öngörülemeyen ticaret politikalarının, sadece ekonomik verilerde değil, beklentilerde de ciddi dalgalanmalara yol açtığını bir kez daha tecrübe ettik. Bu tablo bize açıkça gösteriyor ki belirsizlik, ekonominin en görünmez ama en maliyetli kalemlerinden biri. Bu nedenle, önümüzdeki dönemde öngörülebilirlik ilkesini temel alan, sürdürülebilir ve istikrarlı politikaların benimsenmesi; sadece bugünü değil, geleceği de sağlıklı biçimde şekillendirebilmek adına kritik önem taşıyacak. Üyelerimizin de bu süreçte, risk yönetimi ve esnek planlama kabiliyetlerini güçlendirerek; dış ticaretin yeni dengelerine uyum sağlayacak adımları zamanında atmaları önem taşıyor" dedi.
İş dünyasında karlılık başta olmak üzere temel ekonomik göstergeleri kontrol etmekte ve işlerini düzen içerisinde sürdürmekte sıkıntılar yaşandığına dikkat çeken Özgener, "2024 yılı ISO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu ile EBSO İzmir’in İlk 100 Sanayi Kuruluşu araştırmalarına göre; büyük firmaların, reel büyüme ve karlılık oranlarında düşüş yaşarken, finansman yüklerinin arttığını görüyoruz. Büyük firmaların yanısıra, KOBİ’lerimizde de durum farklı değil; 2024 yılı karlılık rakamları onlarda da çok düşük. Burada altını çizmemiz gereken husus; bu değerlendirmelerin 2024 yılına ait olması ve 2025 için öngörülen rakamlarda kayıpların daha da artacağının tahmin edilmesi" ifadelerini kullandı.
İş dünyasın Avrupa’ya erişimini kolaylaştırması beklenen vize süreçleri her geçen gün zorlaştığını da sözlerine ekleyen Özgener, "Türk vatandaşlarının, özellikle de iş insanlarımızın Schengen ülkeleri başta olmak üzere seyahatlerinde karşılaştığı zorluklar her geçen gün daha da artıyor. Vize başvurularında yaşanan uzun bekleme süreleri, verilen vizelerin çoğunlukla kısa süreli ve tek girişli olması, hatta bazı ülkelerde transit geçişlerde dahi sıkı kontroller uygulanmaya başlaması, üyelerimizin uluslararası hareketliliğini ciddi biçimde kısıtlar hale geldi. Bu kısıtların başında gelen fuarlara, toplantılara ve ticari temaslara zamanında katılamamak, hem firma bazında hem de ülke genelinde önemli ticari kayıplara yol açıyor. Avrupa Birliği ile milyarlarca euroluk ticaret hacmine sahip olan firmalarımız, bu uygulamalar nedeniyle maalesef dezavantajlı bir konuma düşüyor. Bu vesileyle; vize süreçlerinde belirsizliklerin giderilerek, vize bekleme sürelerinin kısaltılması ve sağlıklı bir randevu sisteminin hayata geçirilmesi gerekmektedir" dedi.
Gediz Deltası, 300 kuş türüne ev sahipliği yapıyor