Özlale’den Dünya Yoksullukla Mücadele Günü mesajı: Asgari ücret açlık sınırının çok altında

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özlale, 17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü kapsamında sosyal medya hesabından paylaşımda bulunarak hem Türkiye’de hem de dünyada yoksulluğun giderek derinleştiğine dikkat çekti. Özlale, Dünya Bankası verilerine göre yaklaşık 700 milyon insanın günde 2,15 doların altında gelirle yaşamaya çalıştığını vurguladı. Afrika’nın ortasından Avrupa’nın metropollerine, Asya’nın sanayi kentlerinden Türkiye’ye uzanan yoksulluk tablosunun değişmediğini belirten Özlale, “Zenginlik birikiyor, yoksulluk derinleşiyor” ifadelerini kullandı. Özlale, Türkiye’deki duruma da değinerek, Türk-İş’in Eylül 2025 verilerine göre 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 91 bin TL’yi, açlık sınırının ise 28 bin TL’yi geçtiğini hatırlattı. “Asgari ücret hâlâ bu rakamların çok altında” diyen Özlale, yoksulluğun yalnızca gelir yetersizliği olmadığını, aynı zamanda fırsat eşitsizliği, eğitime erişim sorunu, barınma krizi ve sosyal güvencesizlik anlamına geldiğini söyledi.

“ADALETSİZLİĞİN KÜRESEL ÖLÇEKTEKİ FOTOĞRAFINI KONUŞUYORUZ”

Zenginliğin biriktiğini ve yoksulluğun derinleştiğini vurgulayan Özlale, “Bugün, yalnızca yoksulluğu değil, adaletsizliğin küresel ölçekteki fotoğrafını konuşuyoruz. Dünya Bankası verilerine göre yaklaşık 700 milyon insan, günde 2,15 doların altında gelirle yaşamaya çalışıyor. Afrika’nın ortasında da, Avrupa’nın metropollerinde de, Asya’nın sanayi kentlerinde de tablo değişmiyor: Zenginlik birikiyor, yoksulluk derinleşiyor ve Türkiye’de de manzara farklı değil” diye aktardı.

BARINMA KRİZİ VE SOSYAL GÜVENCESİZLİK

Sözlerinin devamında ise Özlale şu ifadelere yer verdi: “Türk-İş’in Eylül 2025 verilerine göre: Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 91 bin TL’yi geçti. Açlık sınırı neredeyse 28 bin TL oldu. Asgari ücret ise hâlâ bu rakamların çok altında. Bu tablo bize sadece ekonomik bir krizden değil, sosyal bir çöküşten bahsediyor. Çünkü yoksulluk, gelir yetersizliği değil; fırsat eşitsizliği, eğitime erişim sorunu, barınma krizi ve sosyal güvencesizlik demektir.”