Sayfa Yükleniyor...
Çeşme’de 1945 yılından bu yana hizmet veren Rumeli Pastaneleri’nin ikinci kuşak sahiplerinden Hüseyin Mersin, Türkiye’de sakızlı dondurmayı babasının yaptığını belirterek “Müşterilerimizin bu dondurma çok güzel demesi benim için eşsiz bir madalya” dedi
BURCU YANAR/ÖZEL HABER
Çeşme’de 1945 yılından bu yana hizmet veren Rumeli Pastaneleri’nin ikinci kuşak sahiplerinden Hüseyin Mersin, Türkiye’de sakızlı dondurmayı ilk babasının yaptığını belirterek aile işletmelerini, 30 çeşit doğal dondurmalarını ve annesinin adını verdikleri dondurma olan “Şadiye’yi” anlattı.
1945 yılında babası Osman Mersin’in kurduğu Rumeli Tatlı ve Reçel Evi’ni babasının ölümünden sonra devralan Hüseyin Mersin, 1945’den beri Çeşme’de hizmet eden çok nadide mekanlardan biri olduklarını belirterek “Türkiye’de sakızlı dondurmanın ilk doğduğu yer burasıdır” diye konuştu. Mersin, sakızlı dondurmanın doğuş hikayesini şu sözlerle anlattı: “Babam dondurma yaparken vanilya bulamayınca bari sakız kullanayım demiş ve sakızlı dondurmayı ortaya çıkarmış. Şuanda hepsi doğal olmak şartıyla 30 çeşit dondurmamız bulunuyor. Dondurmalarımızın hepsinde keçi sütü, doğal sahlep ve doğal şeker kullanılıyor başka da hiçbir katkı maddesi yok.”
En zor bulunan şeylerden birinin keçi sütü olduğunun altını çizen Mersin, “Keçi sütü İzmir’de Baltalı keçi çiftliğinden bize özel olarak pastörize edilerek geliyor. Dondurmalarımızın içinde yörede yetişen Çeşme kavunu, Çeşme limonu, İzmir’in çeşitli köylerinden karadut, çilek gibi doğal ürünleri kullanıyoruz” şeklinde konuştu.
ANNESİNİN ADINI YAŞATIYOR
Birde özel bir dondurma olan ‘Şadiye’miz var diyen Mersin, “Şadiye benim annemin ismi ve kendisi çikolata ve portakalı birlikte yemeyi çok severdi. Bizde ikisini de birleştirerek nefis bir lezzet ortaya çıkardık. Bizi özel kılan işte bu özel formül ve bu formülü aile içinden başka kimse bilmiyor” ifadelerine yer verdi. Üçüncü kuşak olarak ise Ali ve Osman adındaki iki oğlunun yavaş yavaş yürütmeyi devraldıklarını söyleyen Mersin, “Müessemizde bir de ev yapımı reçeller var. Hiçbirinde mısır şurubu gibi hiçbir kimyasal bulunmamakta. Reçellerimizde öncelikle yüzde yüz meyve dolar ondan sonra şurubu dolar. Yani tarım bakanlığının verdiği yüzde 45 üretim izin belgesine uygun bir meyve oranımız mevcut. Bu reçelleri de şimdilik eşim yapıyor daha sonra Ali ve Osman devam edecekler. Oğullarımdan aldığım güçle Franchise modeliyle büyümeyi planlıyoruz. Büyüme stratejimiz de butik konseptle olacak. Şuan Çeşme’de 3 tane şubemiz var. İzmir dışında henüz yok ama bunu İstanbul’da yapmayı da çok isteriz. Bir işi severek yapmak lazım her şey para değil. Müşterilerimizin ‘bu dondurma çok güzel’ demesi benim için eşsiz bir madalya” dedi.
23 NİSAN’A ÖZEL
Mersin, tüm bunların yanında her sene 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda bir ilkokulu buraya davet ederek bütün çocuklara dondurma ikram ettiklerini de vurguladı. Mersin, “Biz her sene 23 Nisan’da bir ilkokulumuzu buraya davet eder bütün çocuklara dondurma ikram ederiz. Hatta geçen sene bu kuralı bozup Çeşme amfi tiyatroda çocuk şenliği etkinlikleri yapıldığı sırada tüm çocuklara dondurma verdik. Bunu yapmaya da devam edeceğiz” diye belirtti.