Açlık ve yoksulluk sınırı yükseliyor, enflasyon tartışması derinleşiyor

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Temmuz 2025’e ilişkin enflasyon verilerini açıklamasının ardından, kamuoyunda verilerin güvenilirliğine ilişkin tartışmalar yeniden alevlendi. TÜİK, yıllık enflasyon oranını yüzde 33,52 olarak açıklarken, bağımsız araştırma kuruluşu ENAG ise bu oranın yüzde 65,15 olduğunu bildirdi. TÜİK’in verilerinin gerçek hayatla örtüşmediğini savunan Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, açlık sınırının 27 bin 670 TL, yoksulluk sınırının ise 85 bin 344 TL’ye yükseldiğini açıkladı.

Konfederasyon, 8 Ağustos Cuma günü İzmir Konak’ta düzenleyecekleri basın açıklamasıyla, 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecine yönelik taleplerini kamuoyuyla paylaşacaklarını duyurdu.

RESMİ VERİLER HALKI KANDIRMANIN BİR ARACI

Birleşik Kamu-İş İl Başkanı Barış Düdü tarafından yapılan açıklamada, şu sözlere dikkat çekildi: “Açlık ve yoksulluk sınırı patladı, TÜİK hala gerçekleri gizliyor. Sahte adalet, sahte demokrasi, sahte diploma, sahte sendika, sahte toplu sözleşme… Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Temmuz 2025 enflasyon verileri, ekonomik krizin halk üzerindeki yıkıcı etkilerini bir kez daha gözler önüne sermiştir. TÜİK'e göre temmuz ayında Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık bazda yüzde 2,06, yıllık bazda ise yüzde 33,52 oranında artmıştır. Ancak bağımsız araştırma kuruluşu Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) verileri, gerçek enflasyonun halkın yaşadığı ekonomik tabloyla çok daha uyumlu olduğunu ortaya koymaktadır. ENAG'a göre temmuz ayında enflasyon yüzde 3,75 artarken, yıllık enflasyon oranı yüzde 65,15’e ulaşmıştır. Gerçek enflasyon sofralarda, pazarlarda, halkın cebinde yaşanıyor! TÜİK’in açıkladığı veriler gerçeği yansıtmaktan uzaktır. Çarşıda, pazarda yaşanan hayat pahalılığı; gıda, ulaşım, kira ve temel ihtiyaçlardaki fahiş artışlar TÜİK’in rakamlarının halkın yaşadığı gerçeklikle bağdaşmadığını göstermektedir. Gıdaya ulaşmak her geçen gün daha da zorlaşırken, resmi veriler halkı kandırmanın bir aracı haline gelmiştir.”

HALKIN MUTFAĞINA BAKIN

Açıklamanın devamında Düdü, “TÜİK’e değil, halkın mutfağına bakın! Konfederasyonumuz araştırma birimi KAMU-AR tarafından yapılan araştırmaya göre Temmuz 2025 itibarıyla açlık sınırı 27 bin 670 liraya çıkmıştır. Dört kişilik bir ailenin yalnızca sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapması gereken harcama bu seviyeye ulaşmışken, yoksulluk sınırı ise barınma, ulaşım, sağlık, eğitim ve diğer zorunlu harcamalarla birlikte 85 bin 344 liraya fırlamıştır. Sadece bir ayda bin 485 liralık bir artış yaşanmıştır. Bu veriler, çalışanların büyük çoğunluğunun açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm edildiğini göstermektedir” bilgisine yer verdi.

EMEĞİN ALIN TERİ GÖRMEZDEN GELİNEMEZ

Başkan Düdü son olarak ise “Emekçilerin ücretleri enflasyon karşısında her geçen gün erirken, hükümet ve TÜİK halkın gözünün içine baka baka algı operasyonlarıyla gerçekleri perdelemeye çalışmaktadır.  Bu dönem masada Kamu-İş var! 8. Toplu Sözleşme masasında gerçek hayat pahalılığına göre belirlenmeyen ücret politikalarına, toplu sözleşmelerdeki gerçek dışı artış oranlarına, memuru, emekçiyi, emekliyi adım adım yoksulluğa ve sefalete sürükleyen anlaşmalara sessiz kalmayacağız. Birleşik Kamu-İş olarak, 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecine ilişkin taleplerimizi ve tepkilerimizi 8 Ağustos Cuma günü saat 18.00 'de, 11. eylem noktamız olan Konak'ta (SGK önü) genel başkanımız Orhan Yıldırım ve MYK üyelerimizin katılımıyla bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurmak için toplanıyoruz. Halk yoksullaşırken, emeğin alın teri görmezden gelinemez!” çağrısında bulundu.

Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA