Aktivist Foggo’dan Komşu Anne projesine eleştiri: İstismar, ihmal ve şiddet

İnsan Hakları Aktivisti Hacer Foggo, son dönemde çocuklarda yetersiz beslenme, zayıflık, bodurluk ve kansızlık vakalarının en yüksek seviyeye ulaştığını söyledi. Foggo, çocuk hakları ve kadın emeği açısından kalıcı ve eşitlikçi çözümün ‘Komşu Anne’ gibi geçici projeler olmadığını da belirterek, devletin her çocuğa ücretsiz ve nitelikli kreş hizmeti sağlaması gerektiğinin altını çizdi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir’e sorular yönelten Foggo, ev temelli bakımda istismar, ihmal ve şiddet riskine karşı hangi denetim mekanizmalarının kurulacağını sordu. Kısa süreli sertifikalarla çocuk gelişimi ve bakımında yeterlilik sağlanamayacağını vurgulayan Foggo, bu sertifikaların güvenilirliği ve geçerliliğinin de tartışmalı olduğunu ifade etti.

Foggo, çocuk bakımının ailelere devredilmesinin, devletin sosyal politika sorumluluğundan geri çekilmesi anlamına geldiğini belirterek, “Çocuğun üstün yararı için kamusal kreş hizmeti bir zorunluluktur” dedi.

YETERSİZ BESLENME, ZAYIFLIK, BODURLUK VE KANSIZLIK…

Foggo’nun sosyal medya paylaşımında yer alan ifadeler şöyle: “Nüfus Etütleri Enstitüsü ne zaman açıklayacak, bilmiyorum ama gördüğüm, izlediğim kadarıyla çocuklarda yetersiz beslenme, zayıflık, bodurluk ve kansızlığın en yüksek olduğu bir dönem bu dönem…”

Öte yandan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ‘Komşu Anne’ projesini de değerlendiren Foggo, şunları da ekledi: “Çocuk hakları ve kadın emeği açısından kalıcı, güvenli ve eşitlikçi çözüm ‘Komşu Anne’ gibi geçici ve riskli uygulamalar değil, devletin kamusal sorumluluğu altında her çocuğa ücretsiz ve nitelikli kreş hizmeti sağlamasıdır. Bu çerçevede ‘Komşu Anne’ projesi ile ilgili Türkiye Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir’e sorularım şöyle: Ev temelli bakımda daha önce çok sayıda örneği görülen istismar, ihmal ve şiddet vakalarına karşı hangi somut denetim mekanizmaları kurulacaktır? Denetim sorumluluğu kime ait olacak, yaşanacak bir olayda sorumluluk bakım hizmetini sunanda mı olacak, yoksa bakanlık açık ve şeffaf bir sorumluluk üstlenecek midir? Çocuk gelişimi ve bakım gibi yüksek uzmanlık gerektiren alanlarda halk eğitim kurslarından alınacak kısa süreli sertifikalar ‘çocuğun üstün yararı’ niteliği için yeterli olacak mıdır? Üniversite diplomalarının bile sahte yollarla elde edilebildiği bir ülkede, bu sertifikaların güvenilirliği ve geçerliliği nasıl garanti edilecek? Çocuk bakımının ailelere devredilmesi, devletin sosyal politika sorumluluğundan geri çekilmesi anlamına gelmez mi?”

Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA